Chepter 1

3.7K 239 267
                                    

Genç, üniversite binasından çıktıktan hemen sonra işyeri olan, Harrison Emlak'a gitmek için metroya bindi.

Bu gün derslerin en ağır olduğu gündü. İç mimarlık lisedeyken havalı gelmişti ama şuan onu baya zorluyordu. Tabi bunun yanında liseyi yaşıtlarının aksinerken bitirmesi de vardı.

Yinede, bölümünü, yarı zamanlı işini ve şehrin en iyi üniversitesinde okuması hoşuna gidiyordu.

Ailesini daha 16 yaşında bırakıp sırf üniversiteye gitmek için New York'a, kuzeninin yanına taşınmıştı.

Ama pişman değildi. Kardeşlerinin gürültüsü, üvey babasının ona olan ön yargısı.

'Her neyse' dedi Louis, gerekli durakta indi ve emlakçı bürosuna doğru yürümeye başladı. Yürürken havanın soğukluğu yüzünden küçük ellerini ceketinin ceplerine soktu.

Büronun kapısına geldiğinde, cam kapıyı eliyle ittirerek içeri girdi ve sıcak havanın yüzüne çarpmasını sağladı.

Ocak ayının soğuk'u çocuğu bayağı üşütmüştü. Büronun palto asmak için olan küçük odasına gitti ve ceketini çıkarıp yerine astı.

Daha sonra iki katlı büronun ikinci katına çıktı, onu gören yaşlı bay Harrison tebessüm etti ve selam verdi. "Günaydın Louis."

"Günaydın bay Harrison." Dedi kibarca. Ve adamın önündeki koltuklardan sol taraftadakine oturdu.

"Bu gün gösterilecek kaç ev var bay Harrison?" Tabletinden gün programına bakarken sordu, genç çocuk.

"1 Tane." Dedi beyaz saçlı adam. Louis şaşkınlıkla ona baktı, genelde günde, en az 4-5 ev olurdu.

"Az gibi." Diye mırıldandı. Adam çocuğa gülümsedi.

"1 ev demedim Louis ... Bir kişiye beğeneceği kadar ev göstereceksin." Çocuk bu laflarla gözlerini kocaman açtı.

"Bay Harrison bunun için başka birisi gitse." Dedi sızlanırcasına. Bu en zor olandı bazı insanlar çok zor beğeniyorlardı.

Bay Harrison ciddiyetini takınarak son sözünü söyledi "Sen gösteriyorsun Louis, Bay Styles bir kaç dakikaya burda olur."

Çocuk, en azından eşi yanında mı? Diye sormak için ağzını açmıştı ama Bay Harrison'ın bakışlarıyla sesini kesip bakışlarını tabletine dikti.

Çok değil 15'dk sonra üst kata çıkan, tahminen iki kişinin ayak sesleri duyuldu.

Louis çoktan yerinden kalkıp Bay Harrison'ın yanındaki yerini almıştı.

Genç göreceği kişiyi düşünürken, Bay Harrison'ın ayağa kalktığını fark etti bugün ikinci defa gözlerini pörtletti.

Bay Harrison genelde -hiç- ayağa kalkmazdı ki canım!

Başını yaşlı adamdan çekip girişe yönlendirdi ve o anda vücuduna ani bir elektrik dalgası yayıldı. Damağının kuruduğunu hissetti.

Karşısında en az 40'larında birini beklerken, 20'lerinde birini görmek onu şaşırtmıştı. Öte yandan adamın görüntüsü nefes kesiciydi. Siyah dar paça kumaş pantolonu, beyaz gömleğinin saklayamadığı kasları, gri dizinin 4 parmak üstüne gelen kabanıyla tam bir insan üstü varlık gibiydi.

Suratıysa ayrı bir şaheserdi, köşeli ve sert hatları olan yüzü, rengine perde çekerek soluklaştırdığı koyu yeşil gözleri ve geriye doğru yatırılmış, ucu kıvırcık olan saçlarıyla tam bir baş yapıt. Ne varki yanında olan ve bir kuâla gibi adamın koluna yapışmış çakma sarışın 'o benim' der gibi gözleri ateş atıyordu.

MONSTER (L.S)Where stories live. Discover now