11.Bölüm ''BEYAZ KRİSTALLER''

Começar do início
                                    

Mete, ''Pelin'den sonra elimi yüzümü yıkayıp hemen yatmak istiyorum.'' dedi.

Baran, ''Yukarıdaki benim banyomu kullan, dolaptan da üzerine bir şeyler alırsın.''

Mete, ''Eyvallah, kardeşim.'' diyerek Baran'ın omzuna dostça vurduktan sonra yorgunca merdivenleri tırmanmaya başladı.

Baran'ın bakışları tekrar beni bulduğunda üzerimi inceledi. ''Siz elbiselerle kaldınız.'' Benim bir şey söylememe gereke kalmadan cebinden telefonu çıkarıp birisini aradı. Biraz bekledikten sonra telefon açılınca kulağına götürdü. ''Rahatsız etmiyorum umarım?'' Karşı tarafı dinlerken gülümsedi. ''Biliyorum biraz geç oldu fakat bana iki takım kadın pijaması gerekiyor.'' Karşı tarafı dinlerken gözleri yine beni buldu. Yüzümü incelerken birden kaşları çatıldı, gözlerini kaçırdı ve ''Anlamadım, Gülseren abla. Yeniden söyler misin?'' dedi. Bana arkasını döndü. ''Tamam, bekliyorum. Çok teşekkür ederim.''

''Size kıyafet geliyor.'' dedi, bana dönerken.

Başımı salladım. ''Duydum, teşekkür ederiz.''

Başını salladı o da.

Ayağımdaki topukluları çıkarıp kenara koydum ve koltuğa doğru paytak adımlarla yürümeye başladım.

Dünya varmış be! Topuklu ayakkabıdan sonra bastığım zemin pamuk gibi gelmişti. Koltuğa attım kendimi. Yorulmuştum ve başım da hafif ağrımaya başlamıştı. Uyumak kesinlikle ilaç gibi gelecekti.

Baran'da karşıdaki tekli koltuğa attı kendini. Yayvanca yatar gibi oturdu, gözlerini kapattı. Alkollü olduğunu biliyordum ama hiç belli etmiyordu, büyük yetenekti.

''İyi misin?'' diye sordum, onu incelerken. Saçları dağılmıştı ve pantolonun içine soktuğu gömleği çıkmıştı, kravatını genişletmişti.

Gözleri açılmadan başını salladı fakat başını sallamasını başını döndürmüş olacak ki yüzünü buruşturdu.

''İyiyim,'' dedi, fısıldar gibi.

''Aynen, ben de Messi.''

Burnundan nefeslenir gibi güldü ama bir şey demedi. Gerçekten de konuşmaya bile hali yoktu. Onun yerine ben konuşurdum.

''Bu gece çok içtin, garsonlar peşinde pervane oldu sana şampanya yetiştirecekler diye.''

Gözlerini biraz açıp o aralıktan bana baktı. Yamuk ağız, Kavak Yelleri Efe gülüşünü dudaklarına yerleştirdi.

''Bütün gece beni izledin...'' dedi, nefeslenir gibi keyifle.

Gözlerimi kaçırdım. ''Ne münasebet! Arada gözüm çarptı.''

''Aynen, ben de Ronaldo.'' dedi, beni taklit ederek.

Bir süre sessiz kaldık. Koltukta uyuyakalmıştı; ona seslendiğimde duymamış, tepki vermemişti.

Kapı çalınca hızla yerimden kalktım. Büyük ihtimalle pijamalar gelmişti. Kapıyı açtım ve karşımda yaşını almış, kısa boylu hafif tombul bir teyze duruyordu. Çehresine sinmiş samimiyet bir meleğin dokunuşu gibi masum ve saftı. Kucağındaki sepeti tutuyor ve yüzüme gülümseyerek bakıyordu. Onun ifadesi beni de gülümsetti.

''İyi geceler, kızım. Baran Bey oğlum pijama istemişti benden.''

''Evet, siz geçin isterseniz içeri?'' dedim, kapının önünden çekilirken. Tam içeriye girecekti ki elindeki sebepti kaptım. ''Teşekkür ederiz.''

SOĞUK MEVSİMOnde as histórias ganham vida. Descobre agora