1.Bölüm

411 34 10
                                    


Kafa karışıklığı için özür dilerim. Kyungsoo Nekrofili, bu da onun insanlardan çok ölülerle ilgilendiğini yani ölüleri sevdiğini belirtiyor. Geçen bölümkü olayın sebebi de bu, daha fazla sevgilisinin yaşamasına dayanamadı ve onu bu şekilde sevemeyeceğini söyledi. İyi okumalar dilerim...


-Merhaba sevgilim, beni duyduğunu biliyorum.

  Kyungsoo üzgünce soğuk bedene baktı. Buzlarla kaplı odada aylardır kımıldamadan uzanıyordu ruhsuzca.  Üzerinde özel olarak yaptırdığı takım elbisesi vardı, aylar önce düğün için yaptırdığı takım elbise. Siyah kumaş tüm bedenini kaplamış, beyaz gömlek takıma tezat olarak üzerinde yer almıştı.

  Yüzünde soluk bir gülümseme varken, buzla kaplı soğuk odanın ortasındaki yatakta huzurla uyuyordu.

-Burası çok soğuk, üşüyor musun? Montumu al, yanaklarındaki kızarıklığı özledim. 

   Kyungsoo, soğuk ciğerlerine nüfuz etmeye başladığında çıkardığı montunu çoktan sevgilisinin üzerine örtmüştü. Montun altında kalan alyans dikkatini çekmişti Kyungsoo'nun.

-Bak, buraya gelme nedenimi unutturdun sevgilim. Bugün evleneceğimiz gün, ama ortada bir papaz yok, davetliler , hiçbir şey yok. Sen de yoksun. 

  İroniyle güldüğünde, soğuk çıplak kollarına çarpmış, onu titretmişti. Elleri üzerinde küçük kar taneleri birikmiş saçlara gitti. İlk günkü kadar yumuşaktılar.

-Biliyor musun, mutlaka görüyorsundur ama bundan eminim. Avunmak için tek nedenim de bu, beni bu dünyada dayanma gücü veren neden. Seni sevebilmek için senden vazgeçmişken, şimdi pes edemem.

 Üzüntüyle bir nefes bıraktığında bir anlığına gözlerini kapatıp kollarını beline sardı ısınmayı umarcasına. 

-Sensiz burası çok soğuk, kalbime kadar donuyorum, zaten sen gittikten sonra erimemek için buz tuttu oralar. Ama bugün bir çocukla karşılaştım, bana seni hatırlattı. Nedense reenkarnasyona inanmaya başladım, belki yolda karşılaştığım birisi sen olabilirsin. Seni bulana kadar arayacağım.

  Ellerini soğuğa teslim olmuş ipeksi saçlardan çektiğinde elleri, alyans ile süslenmiş uzun kemikli ellere uzandı. İki elinin arasına alıp okşadığında gözünden bir damla yaş düşmüştü.

-Ve eğer bulamazsam, söz veriyorum sevgilim. Daha yeni farkına vardığım aşkımla seni sevmeye geleceğim. Senin yolunla geleceğim, senin için geleceğim sevgilim. Seni sevmek için.

  Ellerini çekip bordo yataktan kalktığında, etrafı çerçeveleyen beyaz perdeler dalgalanmıştı. Ayağa kalktığında yatağı çevreleyen perdeler dalgalanmayı kesmiş, üzerlerindeki kar taneleri etrafa uçuşmuştu.

-Söz veriyorum.

   Montunu alıp soğuk odadan çıkmadan önce söylemişti son sözlerini Kyungsoo. Demir kapıyı kilitleyip dışarı doğru akan soğuğu kesmiş, sıcak yaz havasını tekrar teninde hissetmişti.

-Şimdi onu bulmalıyım, seni bulmalıyım sevgilim.

 Odasına çıkıp gardırobu aralamış ve kot pantolonuyla siyah bir kazak almıştı. Hemen üzerindekileri değiştirmiş, ardından adımlarını sıcak yaz güneşinin ısıttığı açık havaya yöneltmişti. 

 Sessizce yürürken eskiden hastalığı  için süründüğü rehabilitasyon merkezine yöneltmişti. Başı aşağıda yürürken yakın olan merkezin önüne gelene kadar kaldırmamıştı gözlerini yerden. Gözleri ayakkabılarından ayrılmamıştı, nefret ettiği soluk alan canlılara olabildiğince az değmeye çalışırken söğüt ağaçlarıyla kaplı mezarlığa baktı. Her gün buraya gelip farklı bir mezarla konuşuyordu, ölüler onun sevdiği tek şeylerdi. Ama sevgilisi, o ölüyken onu mutlu etmekten çok kahrediyordu.

Cold CoffinsTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon