3.Bölüm

209 22 9
                                    



-İki hafta önce onunla tanıştım. Adı Jongdae , bir barda şarkıcı. Biliyor musun, çok güzel bir sesi var sanki melekleri dinliyormuşum gibi hissettiriyor. Bana senin yanındaymış gibi hissettiriyor.

Son günlerde yanına gelemediği sevgilisinin soğuk boynuna sokulmuş bir halde sıcak nefesini üflüyor, biraz olsun ısıtıyordu akmayı bırakmış kanı.

-Son günlerde gelemediğim için özür dilerim, Jongdae sürekli yanımda, beni hiç yalnız bırakmıyor, tıpkı senin gibi. Bu sefer seni bulmuş olabilir miyim, bu kadar kolay ve bu kadar güzel.

Kyungsoo inanamazlıkla sözlerini sürdürürken başını soğuk boyundan kaldırmış ve kollarını çözüp, soğuk yüzü daha rahat görebilmek için uzanan bedenin üzerinde yükselmişti.

-Eğer, o sensen gerçekten bu sefer seni kaçırmayacağım, aynı hatayı yapmayacağım. Kaybettiğimi bulduğumda tekrar bırakmayacağım.

Siyah saçlı adam soğuk yüze doğru konuşup nefesini verdiğinde, ince bir kar tabakasıyla kaplı yüzün kırmızı yanaklı haline dönmesini istedi bir anlığına.

-Onun sarılışı da bana seninkini hatırlatıyor, aynı huzuru bulursam seni unutur muyum? Yoksa seni daha fazla hatırlattığı için kaybolur muyum?

Ellerini soğuk yüzün iki tarafına yerleştirip kurumuş dudaklara sıcak bir öpücük verdi. Ayrıldığında verdiği nefes ile yoğun buhar havaya karışıp kaybolmuştu. Her seferinde aynı yoğun buhar dalgası gözlerinin önünden geçiyor, ardındansa dalgaların sahile vuruşunda çıkardığı köpükler misali yine geldiği yerde kayboluyordu.

-Ama sen izin vermezsin, senden vazgeçmeme, unutmama. Bu yüzden ayrıldık zaten sevgilim, seni sevebilmek için. Biliyor musun, her gece pişmanlıkla yanıyorum Baekhyun'u yaktığım gibi. O bir gece yaşadı ama ben her gün yaşıyorum.

Üzerinde yükseldiği bedene tepeden bakarken bir elini, aşağıya doğru yönlendirip soğuk parmaklara sardı.

-Baekhyun'u sorarsan, o öldü. Ölüyken çok güzel biliyor musun? Gülüşünde hiçbir kötülük yok, o gerçekten güzel. Polisler sadece kemiklerini kurtarabildiler, kararmış ve çatlamış kemiklerini. Seninin mezarının yanında yatıyor olması komik değil mi? Senin boş mezarında. Ailesi için üzüldüm ama böyleyken daha iyi, bence o da mutlu. Sen orada mutlu musun?

Kyungsoo saçlarında tıpkı sevgilisininki gibi birikmeye başlayan kar tanelerini yeni fark ediyordu. Vücudunu soğuk bedenden ayırdığında sıcak elleri, damarlarındaki kanın akmayı bıraktığı cansız elleri bırakmamıştı.

-Eğer orada mutluysan, benim burada acı çekme sebebim bu mu? Senin mutlu oluşun beni öldürüyor mu? Senin için atan kalbimin yine senin için durması gerekiyorsa sevgin için, her gün ölmeyi,pişmanlıktan yanmaya tercih ederim.

Soğuk alyans tenini yakmaya başladığında, ayırdı sıcak parmaklarını sevgilisinden. Saçlarına düşen taneleri eliyle düşürüp parlak gülüşüyle uzanan bedenin saçlarını düzeltti.

-Gitmem gerek sevgilim. Jongdae'de seni bulabilmek için gitmem gerek. Kaybolan bizi onarmak için gitmem gerek.

Adımları kaygan zeminde ses bırakarak kapıya yönelmişken, parlak gülüşünü de odadan çıkmadan önce, sevgilisiyle bırakmıştı.

Oturma odasında gün batımının renkleri dans ederken beyaz mobilyalar tondan tona bürünüyor, parlak ışıklar odanın dört bir yanına ulaşıyordu.

Toz pembe rengini, turuncu gün batımının ihtişamına rağmen koruyabilmiş Bonsai odanın bir köşesinden ona göz kırpmış, yanından ayrıldığı sevgilisini hatırlatmıştı.

Cold CoffinsOn viuen les histories. Descobreix ara