BÖLÜM 24 (FİNAL)

440 56 51
                                    

1 Yıl Sonra

"İmegil ne yapıyorsun o kadar saattir banyoda?! Düğün başladı da bitti bile!"

"Birisi kendine sahip çıkamadığı için 24 saat kusmakla meşgulüm" dedim boğuk bir sesle klozete eğilmiş bir şekilde.

"O 'birisi' ben oluyorum herhalde?"

Ben burada ölürken kulaklarıma erişen neşeli sesi son derece sinir bozucuydu.

"Bir de övünüyor musun-öğk! Tanrım neden ben neden?!"

Evet tahminleri alayım. Tamam, hormonlarım tavan ve 24 saatin 20 saatini uyuyarak geçirdiğim halde hala yorgunluktan öldüğüm için; sizi de, beni de daha fazla yormadan olan biteni anlatmaya başlıyorum hemen.

Andy ile yaklaşık 1 yıl önce evlenmiştik ve bir süre sonra tekrar hamile olduğumu öğrenmiştik. Şu anda karnımdaki 4. ayını dolduran yeni üyemizin haberini ilk duyduğumuzda şaşırmadık desem yalan olurdu. Ama mutluyduk. Her ne kadar evliliğimiz her şey için yeni bir başlangıç gibi gözükse de; ikimiz de biliyorduk ki bu bebek olmadan hiçbir şey tam olarak yoluna girmeyecekti. Neyse ki minik bebeğimiz imdadımıza tam zamanında yetişmişti ve eminim ki bundan sonra her şey bizim çok güzel olacaktı.

Peki bu bir yıl içinde başka neler mi olmuştu? Hımm... Hah evet! Irma ile Nick bizim düğünümüzden hemen sonra yurtdışına gitmişlerdi, Chris ile Mary yaklaşık 2 ay önce evlenmişlerdi, Melanie ile JongHae ise bugün evleniyorlardı ve şimdi onların düğününe gitmek üzere hazırlanıyorduk. Daha doğrusu rahatların efendisi Andy çoktan hazırlanmıştı, bense karnımdaki minnak izin vermediği için klozet başlarında sürünmekle meşguldüm.

Andy daha fazla dayanamamış olacak ki; yanıma gelerek baştan aşağıya beni süzmeye başlamıştı.

"Bütün gün o kadar çok yersen, akşamda işte böyle çok kusarsın. Kısacası çok yemek eşittir çok kusmuk-Aah ne vuruyorsun be?!"

Evet hamile olmam ona vurmam için hiçbir engel teşkil etmiyordu.

"Yaa sen ne kadar odun, ne kadar düşüncesiz bir kazuletsin! Yemek yemezsem bebiş nasıl büyüyecek sanıyorsun?!"

"Günde 10 paket jelibonla bebişin büyüyeceğini hiç zannetmiyorum İmegil." Tekrar elimi kaldırarak ona doğru bir hamle yaptım. "Tamam tamam şaka yaptım, bir daha vurma sakın!" diye bağırarak elleriyle vücudunu korumaya çalıştı.

Sanırım tam şu anda yelkenleri suya indirebilirdim.

"Ah Andy, ölüyorum" diyerek alt dudağımı sarkıttım.

"Kıyamam. Tamam bakma öyle sulu göz sulu göz. Kalk hadi elini yüzünü yıkayalım" dedi ve belimden tutarak beni lavaboya doğru götürdü.

"Takım elbisen ıslanacak."

"Islansın boş ver. Hem ben ıslakken daha seksiyim."

"Gerizekalı."

"Gerizekalıyken bile çok seksi ve yakışıklıyım kabul et."

"Git git uzaklaş benden! Bebeğimi kötü etkiliyorsun Andy!"

"Junior Andy olsa fena mı olur?"

"Fena olur! Evin içinde dişi bir Junior Andy var zaten, ikincisine hiç gerek yok. Ben Junior Lilium istiyorum."

"Haha daha çok istersin. Ben o bebişi de kendi tarafıma çekmeyi başarırım, sen hiç merak etme."

Bir yandan yüzümü yıkarken, bir yandan da heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatmasının cezasını yine ben çekmiştim tabii ki.

Sihre İnanır Mısın?Where stories live. Discover now