BÖLÜM 03

594 63 21
                                    

Size daha önce insanların sırf kendilerini düşündüklerinden bahsetmiş miydim? Sabahın köründe üst kattaki komşudan gelen bangır bangır müzik sesiyle uyanınca bu tezimin doğruluğu da kanıtlanmış olmuştu.

"Lilium hadi kalk! Aaa kalkmışsın sen. Başımıza taş mı yağacak, kıyamet mi yaklaştı yoksa kızım?" diyen annem her sabahki uyandırma seansını gerçekleştiremeyince şoka uğramıştı anlaşılan.

"Heyecandan uyuyamadım anne yaa."

"Hadi be, camış gibi uyuyordun kaç kere geldim odana ruhun duymadı. Sen şuna üst kattan gelen seslere uyandım desene."

Oo iyi mi be, annem bile laf çarpıyordu bana. Vay be! Kamon, hepiniz gelin hepiniz!!!

"Aman iyi! Kızını böyle rezil ettin de ne geçti eline hıı hıı? Çevremdeki herkes beni bir ezme, bir eleştirme telaşı içinde zaten. Gel gel bir de sen vur."

"Ay benim güzel kızıma kim kötü bir şey demiş bakalım? Bir insan, diğer bir insana kötü bir şey diyorsa; ya kendisi o insan gibi olmak istediği için, ya da sevgilisi o insan gibi olmadığı için kıskandığındandır bunu sakın unutma."

"Her şekilde kıskanıyorlar yani diyorsun?"

"Aynen öyle diyorum."

"Doğru vallahi fıstık gibi kızım! Göz var nizan var. Nerem çirkin ördek benim?"

"Çirkin ördek mi? O da nereden çıktı öyle?"

"Aa lalala ne çirkini, ne ördeği canım?!"

Annemin gülerek hafifçe popoma vurup "Güzelsin güzel" demesiyle ben de gülerek sesimi kestim.

"Oy benim güzel annem kızına moral de verirmiş" diyerek, yanaklarından makas aldıktan sonra kocaman öpücükler kondurdum. Annemin boyu benim boyumdan bir hayli kısa olduğu için şakadan yanaklarını sıkmak benim en büyük eğlencelerimden biriydi.

"Hadi hadi benimle uğraşmayı bırak da git hazırlan bakalım. Ne duruyorsun, bugün okulun yok mu senin?"

"Yok, bugün boş günüm. Bir öğrenemedin gitti şu ders programımı anne ha, ben iki günde öğrenmiştim."

"Seni gören de Da Vinci'nin şifresini çözdün de hava atıyorsun zanneder. Senin ders programın, tabi öğreneceksin. Öğrenmemen ayıp olurdu zaten."

"Yaa anne yaa uğraşma benimle" diyerek elimi yüzümü yıkamak için banyoya doğru yol aldım.

Tam o sırada telefonum o muhteşem melodisiyle çalmaya başlamıştı. Hemen telaş içinde peşimde annemle odamdaki komodine doğru koştum. Hiç vakit kaybetmeden telefona sarılarak stüdyodan aramış olmaları umuduyla telefona baktım.

Ancak "Kimmiş kimmiş, kim arıyor?" diyerek telaşla telefona bakmaya çalışan annem yüzünden hiçbir şey göremiyordum.

"Anne bir dakika durursan bakacağım telefona!"

Arayan: Emily

Pof yaa. Hemen sinirle telefonu açtım.

"Kapat Emily kapat! Meşgul etme telefonumu."

"A a noluyor be?! Bu ne hiddet böyle?"

"Stüdyodan telefon beklediğimi bile bile neden arıyorsun ha neden neden?!"

"Ay kız ben de tam olarak onun için aramıştım zaten. Aradılar mı, ne dediler, neymiş, seçilmiş misin?"

"Emily sen beni duymuyor musun? Arasalar neden telefon bekliyorum derim sana yaa!"

Sihre İnanır Mısın?Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang