BÖLÜM 06

477 58 21
                                    

"Hadi içeri geçelim" dedim minyatür Chris'e agucu gugucu yaparak.

"İçeri geçelim? İyice yüzsüzleştin sen! Ayrıca agucu gugucu falan yapmayı da kes. Şu tipine bak ne hale geldin birden."

"Yaa ne yapayım, çok tatlı dayanamıyorum. Bayılırım ben bebeklere. Adı ne? Kucağıma alabilir miyim? Yürüyor mu? Konuşabiliyor mu?"

"Aah sen ve yersiz soruların..." dedi belli belirsiz gülümseyerek. "Adı Jay ve diğer sorularının hemen hemen hepsinin yanıtı da evet sayılır."

Aldığım cevapla yeniden Jay'e doğru eğilerek onu mıncırmaya devam ettim.

"Şenin adın Jay mi? Yeyim seni ben yeyim yeyim yeyim."

"Doğru düzgün konuş, çocuğum senin yüzünden salak olacak" demesiyle hala yanımızda duran orta yaşlı kadın gülümsedi. "Siz gidebilirsiniz artık. Gerisini ben hallederim" dedi Rudy kadına dönerek.

"Peki. Sizi böyle gülerken görmek güzel efendim, sonra görüşürüz Jay" diyerek yavaş adımlarla yanımızdan ayrıldı.

"Bu teyze kim?" dedim kadının arkasından.

"Jay'in dadısı."

"Vay be, dadılı madılı cool bir bebek bizim Jay'imiz. Eminim büyüyünce çok canlar yakacak."

"Hiçbir canı yakmasın mümkünse. Başka bir kızın daha, benim gibi canının yanmasını istemiyorum" dedi ciddi bir yüz ifadesiyle.

Tanrım... Aramızı yapmaya çalışırken iyice bozuyordum sanırım.

"Rudy, öyle demek istemediğimi biliyorsun" dedim dudağımı büzerek.

Bir süre benim salak ifademe baktı ve bir anda hiç beklemediğim bir şekilde içten bir kahkaha attı.

"Haha şu tipine bak salak, çok şeker oldun."

"Ooo Rudy bana şeker mi dedi? Hani şu her şeyde mükemmel olan kız mı bunları söyleyen? Yah onurlandım şimdi."

"Uzatma lütfen."

Pekala, eski yüz ifadesine bu kadar çabuk dönmesini de kesinlikle beklemiyordum.

Ortamı tekrar yumuşatmak umuduyla bir iki adım daha attım.

"Ben şeker miyim cidden? Ha? Ha? Ha ha ha? Şeker miyim ben?" dedim Jay'i tutmayan koluna girerek.

"Çık kolumdan."

Dediğini duymamazlıktan geldim. Bu kadar ilerlemişken kesinlikle kolundan çıkmayacaktım.

"Hadi evine girelim, kız kıza dedikodu yapalım, ölümüne kankeyto olalım. Nereye kadar birbirimizi yiyeceğiz öyle değil mi?"

"Hayır" diyerek kolunu benden kurtardı.

"Yaa hadi ama! Kız gücü diye bir şey var, bu erkeklere kendimizi daha ne kadar ezdireceğiz?!" Bir süre düşünür gibi oldu. Sanırım doğru yoldaydım. "Sana beyaz bayrak sallıyorum niye kabul etmiyorsun?! Bu bayrağı ilk sallayan olmak ne kadar zor bir şey biliyor musun sen?!"

"Beyaz bayrak mı?"

"Evet beyaz bayrak."

"Kızlar olarak erkeklere karşı müttefik olalım diyorsun yani?"

"Kesinlikle öyle diyorum. O salaklar için kendimizi yeterince üzdük! Hayat kısa, sonuna kadar güzel yaşamalıyız."

"Galiba doğru diyorsun. Sana hala sinirliyim ve eğer sırrımı birine söylediğini duyarsam seni öldürürüm-"

Sihre İnanır Mısın?Where stories live. Discover now