Karneleri Aldık

10.3K 424 67
                                    

Merhaba arkadaşlar fotoğraftakiler Yelda, Elif ve Yağmur 'un giydikleri sizi seviyoruz, İyi okumalar.

Yağmur:

Okula geldiğimizde karneleri almaya bir saat vardı. Her zamanki gibi birlikte takılıyor ve birçok fotoğraf çekiniyorduk.

''Kızlar son sınıf oluyoruz. Ne düşünüyorsunuz bakalım? '' Sorumu hiç düşünmeden cevaplamıştı Yelda.

'' Uzunca bir tatil! ''

'' Biraz ders çalışmalıyım diyerek sezon sezon anime bitirmeyi. Ya sen?"

" Kendimi geliştirebileceğim yeni aktiviteler. ''

'' Kararımı değiştirdim moda üzerine YouTube kanalı açacağım. '' Yelda'nın bu cümlesi üzerine kahkahalar attık.

'' Ben modelin olurum prenses ama makyajı Yağmur'a yap ben istemem. ''

'' Evet arkadaşlar bugün makyajımı Yelda yapıyor. Beni Alice Harikalar Diyarında'ki Kalpler Kraliçesi yapacak. '' Kendi aramızda komik başlıklarla eğleniyor, gülüşlerimizle etrafa neşe saçıyorduk.

'' Düşünsenize köşeyi dönüyormuşuz. Ciddi ciddi bizi takip falan ediyorlarmış. Ay durun şimdiden imza dağıtayım size. '' Elif saçlarını savurup kendince komik pozlar cermeye başladığında gülümsemem iyice arttı.

'' Bu deli girdi havalara çek şunun sarı sarı saçlarını da kendisine gelsin Yelda.''

''Sakın!'' Elif saçlarını tutup geri çekildi. Zavallım çok korkuyordu saçlarına bir şey olacak diye.

"Benim güzel sarı saçlarımı kıslandığınızı biliyorum ama saçlarımı size yoldurtmam oturun. Ben gidip çikolata alacağım. İstediğiniz bir şey varsa istemeyin almam." Elif oturduğu yerden kalkıp bizden uzaklaştı. Kafasında biraz tahtaları eksikti ama yinede onu çok seviyordum. Zeki ve güzel biraz da deli olunca işler karışıyordu.

Zeki ve güzel kızlardık. Tabii bazen aptalın teki oluyorduk ama bu bizi güldürüyordu. Yelda bazen saf ayağına yatan, upuzun karamel rengi saçları olan çekici bir kızdı. Kendisine sosyal medya üzerinden yürüyenler oluyordu ama akıllıydı benim kızım pas vermiyordu hiç birisine.

Elif ise Yelda'nın ki gibi uzun sarı saçlı ve tam anlamıyla deli bir kızdı. Yeni ve farklı şeyler denemekten asla vazgeçmiyor garip alışkanlıklar ediniyordu.

Ben de uzun kahverengi saçları olan şirin ve zeki bir kızdım. Modaya aşırı düşkün değildim ama yiğidi öldür hakkını yeme derler güzel kızdım. Sesimin de oldukça güzel olduğunu söylerlerdi ama bu onların düşüncesiydi tabii.

'' Alın size çikolata aldım. " Elif kantinden dönüp önümüze fıstıklı çikolataları uzatınca gülümseyip aldık.

" Hani almayacaktın deli? "

" İstemeyin almam dedim. İstemediniz aldım. Aferin söz dinleyin." Kısa bir kahkaha atıp çikolatasını ısırdı.

''Saçlarım bozulmuş mu?" İkimiz de Yelda'nın saçlarına bakıp başımızı hayır anlamında salladık. Bugün oldukça tatlı ve hoş bir kombin yapmıştı. Omuzları açık toz pembe bir üst ve bebek mavisi yırtmaçlı eteğiyle pembe çantası onu oldukça tatlı kılıyordu.

Elif de kendisine çok yakıştırdığım yine omuzları açık uzun kollu beyaz bir üst ve yeşilimsi kot eteğinin üstüne büyük kahverengi kemerini takmıştı. Çanta takmayı doğduğu günden beri sevmediği için çanta almamış telefonunu ve cüzdanını Yelda'nın çantasına zorla tıkıştırmıştı.

Ben de kırmızı, iki yanında minik yırtmaçları olan ekoseli bir etek giymiş koları kırmızı olan beyaz bir kısa kolluyla tamamlamıştım kombinimi. Tişörtümün en sevdiğim kısmı ise üzerindeki kırmızı şeytan ayrıntısıydı. Sevimli ama tehlikeli.

"Bu karneleri ne zaman verecekler ya sıkıldım ben. ''

"Sabahın köründe uyanıp sonra da bizi uyandırıp zorla okula getiren sizdiniz Elif hanım. Şimdi lütfen şikayet etmeyin."

"Aman. İyi ki bir uyandırdık. Güzellik uykusundan eksik kaldı prensesimiz."

"Ya Yağmur bir şey söyle şuna."

"Yelda haklı Elifcim ne vardı bu kadar erken gelecek? Her sene öğleden sonra veriyorlar biliyoruz."

"Biliyorum ama biraz vakit geçirelim istedim. Tatilde görüşemeyeceğiz." Haklıydı köye gidiyorduk ailecek hiç sevmememize rağmen.

"Kız ben sana kendimi özletir miyim sanıyorsun? Her gece gmrüntülü arayacağım seni bıkacaksın benden." Yelda Elif'in yanaklarını sıkıp gülümsedi. Cidden her gece arayacaktı.

"Söz mü?"

"Söz!"

Birlikte biraz daha oturup diğerlerinin yaptığı saçmalıkları seyrediyor ve kahkahalara boğuluyorduk. Lise üç... Son gün... Ah tamamen ayrı bir saçmalık. Bizim için oldukça güzel bir sene olmuştu derslerimizde güzel başarılar elde etmemizin yanında birlikte güzel vakit geçirmiştik. Eğlenmiş ve dostluğumuzu pekştirmiştik.

...

''Okulumuz...'' Sevgili, hiç dinlemediğimiz okul müdürü yine o sıkıcı ve kimsenin dinlemeyip kendi aralarında konuştuğu konuşmasını yapıyordu.

''...Ve şimdi de birinci sınıflardan başlayarak okulumuzun ilklerini kürsüye davet ediyoruz.''

Kürsüye hep çıkmıştım bu sene de yine üçümüz birlikte çıkacaktık buna emindim. Merak edelim diye sonuçları bize vermiyorlardı ama notlarımız yüksekti. Yani kendimize güveniyorduk.

''Evet şimdi de üçüncü sınıflar.'' İşte sıra bize geldi!

''Elif Gündoğdu!'' Elif ellerini çırpıp kürsüye çıktı ve madalyasını aldı.

''Yağmur Işık!'' İşte ben! İki kişinin önüne geçmişim olley! Ben de madalyamı alıp Elif'in yanına geçtim.

''Selim Yalçın! '' Diğer şubeden Selim de madalyasını alınca müdürümüz devam etti.

'' Yelda Güneş!'' Yelda da yanımıza geldiğinde birbirimize bakıp gülümsedik. Gurur duyuyordum bizimle.

Fotoğraf çekinme işi de bitince karnelerimizi verip bizi saldılar bizde tabii ki gezip tozmazsak olmaz diyerek yeni açılan alışveriş merkezine gitmeye karar verdik.

İKİNCİ BÖLÜMDE BİTTİĞİNE GÖRE YORUM VE OYLARINIZI BEKLEMEKTE HAKKIM VAR SANIRIM ^_^

Aynı Kaderin YıldızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin