YP / BÖLÜM / 36

194K 6.1K 1.1K
                                    

"Alo."

"..."

"Mahmut sana kaç kere daha söyleyeceğim. Şirketin satışıyla ilgilenmiyorum. Söyle onlara bir daha rahatsız etmesinler bizi. Satmıyorum.", deyip telefonu arabanın göğsüne fırlattı.

Hala yoldaydık.

"Noldu?"

"Boş ver."

"Nereye gidiyoruz?"

"Gözlerimin içine ters ters baktıktan sonra;

"Sabret.", deyip önüne döndü.

"Odun.", diye mırıldandığımda sırıtma sesi duydum.

"Neye gülüyorsun sen be?"

"Kızamıyorsun bile.", dediğinde bir an durdum. Hayır çok güzel kızıyordum da kızgın kalamıyordum ya da dışarıya yansıtamıyordum.

"Önüne dön.", dediğimde gülümsemesini saniyeler içinde bırakıp arabasını sürmeye devam etti.

...

"Her şeyin başladığı yer burası mı? Beni tekrar eve getirebilmek için daha farklı şeyler uydurabilirdin.", dediğimde devirdiğim gözlerimle beraber kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Hayır. Burası benim pişmanlığım. Sen olmasaydın buraya o günden sonra bir daha adım atmayacaktım."

"O günden sonra derken."

"Gel.", dedi elimden tutup beni çekiştirerek. O dağ evine gelmiştik.

Kapıyı açtığında evi yine bıraktığım gibi bulmuştum. Ben olmayınca bu eve girmiyor muydu?

"O gün. Her şeyi öğrendiğim gün ikinci salondaydım. Mutfağın önünde.", dediğinde birinci salondan geçip beni ikinci salona doğru çekiştiriyordu. Durduğunda konuşmaya devam etti.

"Tam buradaydım. Mutfakta iki kız yanımda bir kız vardı.", dediğinde sinirle ve öfkeyle ona baktım.

"Yaptığın zamparalıkları anlatmak için mi beni buraya getirdin Aras?"

"Kapa çeneni ve dinle!", dediğinde sinirle kafamı başka yöne çevirip konuşmayı kestim.

"Yanımda ki kızı alıp yatak odasına çıktım.", dediğinde merdivenlerden yukarı beni çekiştirmeye başlamıştı.

"Odanın neden kırmızı olduğunu merak ediyordun.", dedi sinsice sırıtırak. Hayır hayır. Düşündüğüm şey olamaz değil mi?

"Lütfen düşündüğüm şey olmasın.", diye yalvaran gözlerle baktığımda odamın kapısını açtı. İçeriye girdiğimizde dolabın boşalan gözleri ve açık kapıları gözüme çarptı. Sinirle bavulumu toplamıştım.

"Bu odaya atmıştım. Her zaman ki gibi. Yavaş yavaş sevişm..."

"Aras cidden sex hayatınla ilgilenmiyorum. Lütfen kes artık."

Gözlerime hiddetle bakıp dişlerinin arasından tıslayarak devam etti.

"Sevişmeye başladığımızda telefon geldi.", dediğinde dikkatimi çekebilmişti. Onu arayan kimdi bilmiyorum ama sevişmeyi böldüğü için ona minnettardım.

"Arayan Mahmut'tu...",dediğinde sinsice sırıtan veya sinirle dolan yüzü solmuştu. Gözleri dalgınlaşmıştı.

"Eee devam et.", dedim ısrarla.

Elimden tutup odanın dışına çıktı ve tekrar merdivenlerden aşağıya çekiştirmeye başladı.

"Nereye?"

YENİ PATRONUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin