YP / BÖLÜM / 28

220K 8.5K 3.1K
                                    

Burak beceriksizinin Ayza'nın yerini kaybettiğini söyleyince Ayça'ya Sibel'i alıp eve gitmesini söyledim. Kucağımda uyuyan Sibel zar zor ellerini boynumdan çekip Ayça'ya sarılarak bulunduğum yerden uzaklaştı.

Cihat ve bir kaç sağlam adamı da yanıma alıp Burak'ın Ayça'yı son gördüğü yere gittim. Adamlara etrafa bakmalarını söylediğimde beynimde ki bin bir türlü düşünceyi bir köşeye bırakıp aralarından sadece bir tanesini seçtim.

Ayza'ya ne yapmıştım ben? Ona bir şey olacak olursa asla kendimi affetmezdim.

Haklıydı. Kendi duvarlarımın arkasına saklanmış zengin züppesinden başkası değildim ben. İlacım Ayza mı olacaktı? Beni iyileştirmesine izin mi vermeliydim? Aşık olmanın nasıl bir şey olduğunu unutmuşken şapşal bir kızın karşıma çıkıp bütün düzenimi alt etmesine izin mi vermeliydim?

Ayak bağı olmasına, duygularımla düşüncelerimi bir keseye koyulmasına, sürekli düşüncelerimi ele geçirmesine izin mi vermeliydim?

Kalbime dokunca geçecek miydi bütün yaralarım?

Bulduğum bir merdiven köşesine oturdum. Ayza'ya bunu yapan bendim. Korkuyor muydu acaba? Buraya kadar yürümüş müydü? Neden düşünüyorum ki? O da diğer kızlar gibi salak ve büyük başarıların önündeki duvar. Benim diğerlerinden farkım bunu farketmemdi. Büyümemin sebebi kızların tamamen gereksiz varlıklar olduğunu kabullenmemdi. Şimdi ne oluyor peki? Neden onu farkediyorum, merak ediyorum? Neden ulan neden?

Yavaşça kafamı eğip derin bir nefes aldım. Ayağa kalkmak için hazırlandığımda pantolonuma değen bir kaç sarı uzun kıvırcık saçları gördüğümde sinirlerime hakim olamamıştım. Bunlar Ayza'nın saçlarıydı.

Bir kaç saniye daha bulduğum saç tellerine baktıktan sonra eğilip bir tanesini elime aldım.

"Aras bey bulduk."

Elimdeki saç tellerine baktım. Gecenin koyu karanlığında Ayza'nın tek başına dışarılarda olma fikrine sinirlendim. Ayza'nın korumasız olmasına sinirlendim. Ayza'nın benim olmamasına sinirlendim...

Elimdeki saç tellerine bakmaya devam ederek ;

"Nerede?",dedim. Sinirden terleyen vücudumu kontrol altına almaya çalışıyordum.

"Efendim..."

"Cihat nerede?", diye bağırıp kafamı kaldırdığımda sesimin bütün sokaklarda yankılandığını farkettim. "Dediklerimi ikiletmemelisin.", dedim sessizce kafamı tekrar eğip elimde ki saç tellerine bakarak.

"Taner ve Mert...", dediğinde önce elimle sus işareti yaptım.

Bu sondu.

Kaç saniye de ayağa kalkıp arabaya yöneldiğimi saymadım ama bir dakika içerisinde Ayza'nın bulunduğu yere varmıştık.

İçeriye girdiğimde Mert'in elini Ayza'da görünce geçmişte ki hesabımızın kapanmadığını anladım. İntikam almak istiyordu. Ama onun intikam oyununa Ayza'yı katamazdım. Ayza'yı yeni kabullenmiştim. Kaybedemezdim. Bir kez daha yapmayacaktım aynı hatayı. Sorumluluklarıma sırt çevirmeyecektim.

"Çek lan elini."

...

Ayza'yı eve getirdiğimde üstü başı kirlenmiş, hafif yırtılmıştı. Gözlerinin etrafı mosmordu. Bunu ona ben yapmıştım. Elimi yavaşça yüzüne götürmeye yeltendiğimde bu masum güzelliği bir kez daha kirletmemem gerektiğini hatırlattım kendime.

Yavaşça kollarımın arasına aldım ve duş kabinine götürdüm.

"Ayça."

Bir kaç saniye sonra Ayça'nın telaşla yanıma gelişi üzerine Ayza'yı gösterdiğimde onaylarcasına kafasını salladı.

YENİ PATRONUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin