YP / BÖLÜM / 16

229K 9.2K 1.6K
                                    

Profilimde ki Çocukluk Aşkım kitabımı da beklerim =)

SİBEL YUKARIDA =) ONU YEŞİL GÖZLÜ HAYAL EDİN İŞTE =)

Bakışlarını bana çevirdi. Yüzlerimiz arasında bir kaç santim vardı. Burnunu iyice burnuma kadar getirdi ve sempatik bir şekilde gülümseyerek;

"Acıktım.", dedi ve kafasını tekrar doğradığım çileklere çevirip bir tane daha ağzına attı. Şok olmuştum. Aras'ın gelip belime sarılmasına mı tutuldum, yoksa ben yemek yaparken gelip birisinin benim işime burnunu sokmasına mı bilmiyorum ama dilim tutulmuştu. Konuşamıyordum sadece yanımda ağzına çileklerimi atan Aras'a odaklanmıştım. Çilek benim her şeyimdi ve ben onun her şeyimi yemesini izliyordum. Bu kadar mı şok olmuştum. Kalbim gümbür gümbür atıyordu. Göbeğimde olan eli bile kalbimin atışını hissediyordu emindim çünkü kalbimin ritimleri bütün bedenimi sarmıştı.

Yanaklarımın kırmızısına aldırmadan çileklerimi tırtıklamakta olan eline vurdum ve;

"Ne yapıyorsun sen? Daha masa hazır bile değil. Üstelik önce öteki yemekleri yemelisin. Ya şuna bak elini bile yıkamamış. Kim bilir neler yaptın elinle?"

"Biraz sus be bağladın taramalıya yine."

O bana çok mu konuşuyorsun demeye mi çalıştı? Bunu ona ödetecektim. Elimde ki bıçağı havaya kaldırdım ve ona doğru döndüm. Onun da göbeğimde olan eli sırtıma kaydı ve bedenlerimizin hala birbirine değişine, Aras'ın ciğerlerime dolan kokusuna, hissettiğim kaslarını ve hafif tebessüm eden alaycı yüzüne aldırmadan;

"Sen az önce bana çok mu konuşuyorsun?", dedim bıçağı iyice yüzüne yaklaştırarak. Gözlerimi kısmış tehdit ediyordum. Şu anda bulunduğumuz konumun bu kadar ciddi olduğunu bilmeseydim – ki bulunduğumuz durum ciddiydi çünkü benimle alay ediyordu – ne kadar komik ve şirin olduğumuz hakkında düşünebilirdim.

"Evet bir itirazın mı vardı düşüncelerime?", dedi belimi iyice kavrayıp kendine daha da fazla yaklaştırarak. Eğer hareketlerimi böyle nefesimi keserek kesmeseydi tehditimin sonuna kadar arkasında durabilirdim. Biraz kekeleyerek de olsa cevap verebildim.

"E-Evet. Ben çok konuşmuyorum. Sen çok hata yapıyorsun."

Gülümsemeye devam etti. Ama alaycı değil samimi bir gülümsemeydi. Ne olurdu hep sinirli olmasaydın, ne olurdu hep bağırmasaydın da şöyle gülümseseydin. Her türlü yakışıklı oluyorsun anladık da gülünce ayrı bir adamsın.

"Bir daha söyle.", dedi burnunu burnuma sürtüp oyun yaparak.

"Benimle alay etmeyi bırakır mısın?", dedim elimde ki bıçağı tezgahın üstüne bırakıp ellerimle onu ittirmeye çalışarak.

Diğer elini de belime sardı. Hareketlerimi engellemeye başlamıştı. Daha doğrusu hareketlerim bir dakika önce arkamda hissettiğim Aras'la zaten kesilmişti ama bu denli yakınımda olması ve bedenimin sadece onun sınırları içerisinde olması daha da hareketsiz kılmıştı beni.

Korkmaya başlamıştım. Tamam saçma bir ihtimal ama öpecek gibi duruyordu. Yapamazdı. İlk öpücüğümü elimden alamazdı.

Kulağıma doğru eğildi bedenlerimiz dimdik ayakta duruyordu;

"Korkma öpmeyeceğim.", dedi ve kahkaha patlatıp benden bir kaç adım geriye çekildi.

Sinirlerim bozulmuştu benimle resmen alay ediyordu.

"Senin amacın ne?", diye bağırdım.

"Ne oldu? Hiç mi erkek öpmedi seni?", dedi kahkaha atmaya devam ederek. Bense sinirlerim bozulmuş bir şekilde bir sağa bir sola bakıyordum. Evet öpmemişti ne yüzüme vuruyorsun ki.

YENİ PATRONUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin