YP / BÖLÜM / 38

182K 5.8K 513
                                    


"Aras."

"Efendim."

"Bir tepki vermeyecek misin?"

"Sen benden intikam mı alıyorsun?", deyip sonunda kıstığı gözlerini bana çevirince derin bir oh çekmiştim.

Söylediğim cümle üzerine tepkisiz kalan Aras'a sadece bakmakla yetinmiştim.

"Hmm. Öyle değildi ama bu düşünce beni daha bir çok mutlu etti."

"Peki ya ne?"

"Aaa Aras'cım. Halbuki çakmıştın sen. Hani demiştin ya gösterip de vermeme olaylarını bilmiyor muyum diye.", dediğimde sinsi gülüşümü saklamak için kendimi zor tutmuştum.

"Bu kadar acımasız olamazsın."

"Hani demiştin ya çok fazla deneyimim oldu diye."

"Bu kadar insafsız olamazsın."

"Hani demiştin ya benden uzak dur diye."

"Şimdi de seni istiyorum diyorum."

"Ah canım senin her dediğini yapacak değilim. Ver hadi Sibel'i uyudu kucağında bak.", dediğimde biberonunu bitirip Aras'ın bedenine sarılan Sibel'e şefkatle baktım.

"Bana yemek hazırlamadan asla sana Sibel'i vermem.", deyip kaşlarını çatan Aras'a baktığımda çocukça didiştiğimizi anladım.

"Bir şartla."

"Söyle.", dediğinde kucağında ki Sibel'i rahatsız etmemeye özenerek geriye yaslandı ve kafasını yastığa koyup Sibel'in kafasını göğsüne yaslayarak yatırdı.

"Ya lütfen biraz geç gideyim işe. Sabahın sekizinde iş mi olurmuş. Part time olsa."

"Bakıyorum da sen iyi alışmışsın bu part time işlere."

"Sen nerden biliyorsun ya?", dediğimde sorduğum sorunun cevabını bildiğimi bildiği için cevaplamamakla yetindi.

Sızlanarak yerimden kalktığımda "Ne yemek istiyorsun?", diye tısladım.

"Menü hazırlamayı sen biliyorsun.", dediğinde keyifle kollarını kafasının altına koyan bedenine kızgın gözlerimi yöneltip gözlerimi devirerek kapıya yöneldim ve mutfağa doğru yol aldım.

Mutfak önlüğünü üzerime geçirip kollarımı sıvazlarken mutfakta ki dolabın dolduğunu gördüm. En son biz sen alışveriş yapacaksın kavgalarındaydık.

...

"Aras yemek hazır."

"Aras sana diyorum."

"Aras!"

Yorgun bedenimi kızgın ayaklarımla yukarı doğru sürüklerken akşam saatlerindeydik. Seslendiğimi bilerek mi duymuyordu yoksa odasında başka haltlar mı karıştırıyordu bilmiyordum ama beni bu kadar çok yorduktan sonra duymama nedeni her neyse onu öldürecektim.

Kapısını açtığımda gözlerimle taradığım odasının boş olmasına şaşırarak baktıktan sonra kapıyı kapatıp kendi odama yöneldim.

Allah Allah. Ne yapıyordu acaba?

Kendi odamın kapısını açtığımda karanlık odayı aydınlatmak için ışıkları yaktım.

"Aras.", diye mırıldandığımda göğsünde ki Sibel'e sıkı sıkı sarılmış uyuyan Aras'ı gördüm.

Ne kadar tatlı bir manzaraydı.

Yavaşça yanlarına sokulup ikisine de baktım. İstediğim her şey şu anda göz bebeklerimden içeriye akıyordu.

YENİ PATRONUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin