YP / BÖLÜM / 33

213K 7.5K 1.3K
                                    

Sibel'le tanışmak isteyen var mı? Varsa lütfen yorumda belirtsin. Gelecek bölümde farklı bir şeyler yapmayı planlıyorum. =)

Çocukluk Aşkım kitabına da hepinizi beklerim. Onu da beğeneceğinize sizi temin ederim. =)

...


Kirpiklerime sızan güneş ışıkları arasında Sibel'in kokusunu içime derin derin çekerek uyandım. Dağınık saçlarımın arasından yarıya inen topumuzumu açtım ve pencereye doğru sürünerek ilerledim.

Hava bu gün çok güzeldi. Sıcak değildi, soğuk değildi, kuş cıvıltıları penceremin dibindeki o büyük çam ağacının kokusu, hafif esinti, yakında ki denizin tuzlu kokusu ...

Daha ne isteyebilirdim ki diye içimden geçirirken Aras'ın kapımda hödük gibi bağırmasıyla bütün enerjim soldu.

Al işte ne kuş cıvıltısı kaldı, ne deniz kokusu kaldı, ne havanın ılıklığı kaldı. Bütün doğallığın içine etti.

"Ayza uyanmadın mı daha.? Aç şu kapıyı!"

Önce Sibel'in huysuzlukla kımıldanan bedenine baktım sonra sinirle ve hızlı adımlarla kapıya doğru yürüdüm.

"Ya sen şizofren misin sabahın köründe alacaklı gibi dayanmışsın kapıma bas bas bağırıyorsun. Bebek var burada. Uyuyor. Saygı biraz ya.."

"Ayza sen konuşmaya hiç üşenmiyor musun bu saatte?"

Of bıkmıştım ama çenemden şikayet etmesinden.

"Üşenmiyorum efendim.", dedim tersleyerek.

"Her neyse. Bu gün sizi Cihat gezdirecek."

"Aras bu gün kimseyi istemediğimi söylemiştim. Sadece kızım ve ben!"

"Tamam Cihat sizi istediğiniz yere bırakıp şirkete gelecek. İşiniz bittiğinde de Cihat'ı ararsın.", dediğinde kafamı eğdim. Ben henüz bir telefon alamamıştım ki. Aslında Mert'lerde içeride biraz kalmış param vardı. Bu gün gitmişken onu da istemeliydim ama o parayla da telefon alınamazdı ki.

Mecburen Aras'ın bana maaşı vereceği günü bekleyecektim.

"Ayza tamam mı?"
"Şey Cihat'ın gelip bizi almasına gerek yok. Biz taksilerle döneriz."

"Olmaz öyle şey.", dediğinde kafamı utançla biraz daha yere eğdim.

Yere eğdiğim kafamın önüne beyaz kocaman bir telefon görünce kafamı kaldırıp bana telefonu sert bakışlarıyla uzatan Aras'ı gördüm.

"Bu ne?"
"Neye benziyor."

"Ki-kimin bu senin mi?"

"Hayır senin. Cihat'ı bununla ararsın. Burada bir tek benim ve Cihat'ın numarası kayıtlı."

"Bu bana en başta verdiğin telefon.",dedim şaşkınlıkla ona bakarken.

"Kaybetmiştin. Hem de ilk günden.", dediğinde gülümsememi ve utancımı saklamak için kafamı arkama çevirip Sibel'e baktım. Mışıl mışıl uyuyordu.

"Al artık şunu.", dedi sabırsızca ve sinirli bir şekilde.

"Ben bunu en başta da söylemiştim. Kabul edemem."

"Ayza beni deli etme ve al şunu.", dediğinde sinirle bakıyordu. Onun sinirli olmayan halleri beni ona daha çok çekiyordu.

"Tamam.", dedim kısık bir sesle ve çekine çekine telefona elimi uzattım.

"Bir şey olursa ararsın.", deyip hızlı merdivenleri inmeye koyuldu.

"İşim erken biterse şirkete gelirim. Boşluğumu dolduracak bir kız bulma.", diye arkasından elimi havaya kaldırmış bağırırken son anda yüzünde tebessüm oluştuğunu gördüm.

YENİ PATRONUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin