2. Bölüm

34.3K 1K 79
                                    

Koşmaya benzetirdim ben hayatı. Her insanın tercihlerine, karakterine ve bazen de kaderine göre değişebilirdi elbet koşullar. Misal bazıları uzun bir yolda, emekler gibi yürürken; bazıları kısacak bir mesafede bile bir poyraz estirecek şekilde koşabilirlerdi. Yolun sonunu bir an bile düşünmezler ve sadece o poyraza bırakırlardı kendilerini.

"Poyraz," dedi, müdür huzursuz bir sesle. Adından sızan tını yüreğime doğru ılık ılık eserken bu anlamlandıramadığım hisse tamamen yabancıydım. İri ama hafif çekik gözleri sınıfı boş gözlerle tararken gözleri bir saniyeliğine de olsa benim gözlerime de dokunmuş ve ardından sıralarda gezinmeye devam etmişti.

Ellerimde ki kanın akış yönü değişirken üşüdüğümü hissettim. Beril'in bakışlarını üzerimde hissettiğimde yutkunarak kendime gelmeye çalıştım. Saçmalıyor olmalıydım. Güzel bir yüz ve güzel bir çift gözden bu denli etkilenmek de nasıl bir delilikti?

"Pekala, Poyraz da geldiğine göre tamamız sanırım." Hakan hoca memnun bakışlarını öğrencilerinin üzerinde gezdirdi. Açıkçası onların eğitimden geri kalmamaları ne derece umurundaydı bilmem ama mesleki kimliğine bir zarar gelmemiş olması onu tatmin etmiş gibiydi.

"Poyraz sen de boş bir yere geç o halde, ayakta kalma öyle. Hakan hocam siz de gidebilirsiniz bundan sonrası bende." Ozan hocanın temiz sesi ile biraz olsun sınıf ortamını anımsadım. Poyraz yaslandığı duvardan doğrulduktan sonra Hakan hocanın omzuna çarparak orta sıranın yani benim oturduğum yan sıranın en arkasına geçerek iki kişilik sıraya tek başına oturdu.

Hakan hoca gerilen hatlarına rağmen tek bir kelime dahi etmedi, yalnızca çıkmadan hemen önce "Sorun çıkarmayacağınızı umuyorum gençler." dedi, ikaz dolu bakışlarıyla Poyraz'a bakarak. Sınıftan tek bir ses dahi çıkmadığında sınıfı derk eden müdürün arkasından mırıltılar çıkmaya başladı. Neredeyse herkes kendi arasında konuşurken "Tamam gençler, haydi dağılmayalım." dedi, Ozan hoca ciddi bir sesle.

Herkes susup önüne dönerken Ozan hoca da kendi masasına yaslanarak kollarını göğsünde birleştirdi ve sevecen bir şekilde gülümseyerek konuşmaya başladı. "Yeni gelen arkadaşlarımızı tanıyalım isterseniz. Sen, öndeki başla bakalım kendini tanıtmaya."

Kapının yanındaki sıralardan birinde oturan kumraldan sarışına kaçan çocuk ayağa kalkmadan "Ben Ege Samyeli." dedi, rahat bir tavırla. Beril'in kolumu dürtmesiyle ona döndüm. "Samyeli kolejinin sahibinin oğlu bu demek." Kaşlarım istemsizce çatılırken "Samyeli kolejinin sahibin oğlu mu vardı ki?" dedim, onun yaptığı uzatmayı taklit ederek. Tam konuşacaktı ki "Kızlar," dedi, Ozan hoca ikaz dolu bir sesle. İkimiz de adama bakarak gülümsedik ve susmaya karar verdik.

Aynı sıranın en arkasında oturan orta boylu çocuk ayağa kalktı. Alnına dökülen saçları ve gamzeleriyle oldukça dikkat çekici ve sempatik bir tipti. "Adımı erkekler bilsin soyadımı kızlar. Demir Ateş." Sınıftan gülüşme sesleri gelirken Ozan hoca da sahte bir şekilde boğazını temizledi. "Yakışıklı ya çapkın olmasa şaşardım." Beril'in fısıldayışına karşılık vermedim.

Gülüşme sesleri kesildiğinde tam orta sıranın ikinci sırasında oturan çocuk söze başlayacaktı ki bizim sıranın en arkasında oturan çocuklardan biri konuşmaya başlayınca Ozan hoca hafifçe kaşlarını çattı ama yine de bir şey demedi. "Bartu Şimşek." dedi, çocuk. Oldukça soğuk ve itici bir şekilde bakıyordu etrafına. Yine de onun yanında oturan çocuk nispeten yumuşak bir sesle "Dağıstan Akgün." demişti. Kendi halinde gibiydi ama şimdiden bir yorum yapmak da olası değildi elbette.

Az önce sözü kesilen orta sırada ki çocuk yavaşça yerinden doğruldu ve "Merhaba hocam," dedi, yumuşak bir sesle. "Benim adım da Sinan, soyadım Sancak." Sözlerine devam edecekti ama yeniden adının Bartu olduğunu öğrendiğim çocuk söze başladı. Alayla gülerken başını yan sırada oturan Poyraz'a çevirdi ve "Sen Sancak'san bu ne o zaman?" dedi, gülerek. Poyraz soğuk bir şekilde gülümserken başını Sinan'a çevirdi ve gözlerine baktı. "Sorun mu var gençler hayırdır?" Ozan hocanın sesini duyduğumuzda Sinan konuşmasına devam etti. "Yok hocam. Ben güzel bir yıl diliyorum hepimize."

Mavi BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin