on

807 119 5
                                    

"Tekrar hoş geldin." dedi kendi kendine. Ivory'e nasıl sesleneceğinin pratiğini yapıyordu. Duvara asılı kirli aynadan görüntüsüne de bakıyordu. Karışık saçın ona daha çok yakıştığını düşündüğünden görüntü üzerinde çok durmadı. "Hey seni buraya hangi rüzgar attı?" "Ah bu çok yaşlı işi oldu."

Kendini aptal gibi hissetmeye başlayınca buna bir son verdi ve doğaçlama halletmeye karar verdi. Arkasını döndü ve dışarıya baktı. Tıpkı tahmin ettiği gibi Ivory mezarın başında oturuyordu. İç çekti ve yanına gitti. "Ivory, hey!" 

"Hey"

Ashton yanına oturdu "Nasılsın?"

"Bilmiyorum sen?"

"Bilmiyorum."

Ashton onun nurmarasını alabilirdi yada sadece şaka yapmak dışında ciddi bir konudan konuşabilirdi, onu daha fazla tanımak istiyordu.

Ivory "Bu gün tak tak şakası yok mu?" dedi gülümseyerek.

Gülümsemesi Ashton'ı rahatlatıyordu. Bir kez daha soracağı soruları erteledi.

"Hımm...." dedi Ashton "Tak tak!" Ne diyeceğini henüz düşünmemişti.

"Kim o?"

"Bilmiyorum, bekle bunun üzerinde çalışmalıyım."

Ivory tekrar güldü 

"Senden nefret ediyorum."

knock knock ↣ a.iKde žijí příběhy. Začni objevovat