yedi

910 133 16
                                    

Çalan telefonun melodisi kulübenin sessizliği içinde yankılandı. Oysa Ashton telefona uzanmaya bile üşeniyordu çünkü manzarasında yakın arkadaşı olduğu halde adını bilmediği kızı keyifle seyrediyordu.Kızın sadece sırtını izleyebiliyordu. Ashton bir an için yalpalasa da kızın yanına gitmek için ayaklandı.

"Hey"dedi samimi ses tonunda. Kız kafasını kaldırıp ona baktı, gülümsedi ancak cevap vermedi. Ashton mezarı kast ederek konuştu "Onu çok seviyor olmalısın. Neredeyse hergün geliyorsun yorulmuyor musun?". Kız omuz silkti. "Birini kaybetmek zor olmalı" Kız başını salladı.

"Acaba ölüler arkalarında bıraktıkları insanları görebiliyor mudur?" diye sordu Ashton dalgın bir şekilde. Kız "Belkide görüyorlardır" dediğinde Ashton küçük dilini yutuyordu. Kızın sesinin hoş  tınısı biraz kalın da olsa zarif görüntüsüyle uyuşuyordu. Şaşkınlığı üzerinden atamamış Ashton ensesini avuçladı ne diyeceğini bilememişti. Sonra konuştu "Tak tak". Kız "Kim o?" dediğinde rahatladı kız hala konuşuyordu. 

"Sessiz kız"

"Hangi sessiz kız?"

"Konuşan"

Kızın gülüşü ortamda yankılandı. Ashton kızın yüzüne gelen saç tutamını geriye atacaktı ki kız geri çekildi. İkisi de artık gülmüyordu. 

Kız konuştu "Ben gitsem iyi olacak."

knock knock ↣ a.iWhere stories live. Discover now