giriş

2.8K 218 18
                                    

Yakınlardaki gotik mimarisinin güzel bir eseri olan klisenin çanları çalıyordu.Ashton iç çekip şapkasını çıkardı.Dağılmış saçlarını umursamamıştı.Oldukça küçük olan bekçi kulübesinde kesinlikle çok sıkılmıştı.Eski dönen sandalyesi traş losyonu gibi kokuyordu.

Sheffield‎'ın kışın soğuk havasına karşın içeride ısınabildiği için mutluydu.Bir kez daha saate bakıp iç çekti , akşam nöbeti onun için zor geçecekti. Sheffield‎'ın kalabalık yerleşim yerlerinden uzak sakin bir kesiminde olduğu için gelip geçen kişilerde haliyle az oluyordu.Bu yüzden Ashton Grady'nin gazete dağıtmasını dört gözle beklerdi.Grady 13 yaşında sıska , sarışın bir çocuktu ve yanakları her zaman pembe görünürdü. Ashton başta onu sinir bozucu bir velet bulsada çocuktaki hayat enerjisi onada bulaşmıştı.Uzun lafın kısası neredeyse terk edilmiş olan kasabada Ashton'nın edinebildiği ilk arkadaşı Grady'iydi.

Grady bisikletiyle rüzgar gibi geçip klübenin dışında bekleyen Ashton'a gazetesini kabaca atıp "Merhaba ve görüşürüz."demesi çok kısa bir sürede yaşandı. Ashton "Hey" diye seslendi ama Grady çoktan uzaklaşmıştı ve Ashton cevapsız kaldı.

Ashton gazetenin başlıklarına göz atıp içeri geçti.Hava birazdan kararmaya başlayacaktı.Grady biraz daha hızlı pedal çevirmeli çünkü sabah getirmesi gereken gazeteleri geciktirmiş diye düşündü traş losyonu kokan sandalyeye yaslanırken.Rahat ve sessiz ortamda her zamanki gibi gazetesini okuyacaktı ama mezarlıkta gördüğü şeyle hemen klübeden çıkıp oraya koştu.

-----------------------

Resmi olarak bu hikayeyede başlamış bulunuyorum!

knock knock ↣ a.iWo Geschichten leben. Entdecke jetzt