BİR ADAMIN SON GÜNÜ

222 31 1
                                    

Kalem tükendi. Yok daha ben tükenmedim. Beni kalem tüketti. Tüketim tarihimizi doğum günümüze attılar. Bu satırlar 00:45te bir Temmuz sıcağında yazılıyor. 02 Ağustosa az kaldı. Hayalimdeki ölümü gerçekleştirmek için çabalayacağım. Yolda olmuş olacağım lakin ölmem gerek. Bu son yazı. Son acı değil ama. Son yangın.


Bak gece geldi. Lambaları yak. Korkuyorum. Güneşi özledim. Çok değil 3 yıl öncesini özledim. Sınıfta sigara içen tek kişiydim. Bir kız oldu ve sonra bir kız daha. Sonra hiç kız olmadı. Sonra bir kız daha. Ardından ikinci kız bir daha.

Aklıma hep bir kadın geldi. Karnım ağrıdı. Ellerim saçımı sıkıyor. Duvarlara vuruyorum. Gene gece. Gene karanlık. Ağlıyorum. Çok ağlıyorum. Ölmek için pencereye oturuyorum. Yedinci kattan şehre bırakmak istiyorum kendimi. O koskoca şehir şahit acılarıma. Bir gece gene böyle ağlarken o yağmurun yağması da tesadüf değil. Sonra düşüyorum odaya. Ve hiç yerden kalkmıyorum. Titreyerek uyuyorum. Ben kabus görmüyorum. Her gece o kabusu yaşıyorum.


Bilirsin bir eski dostum vardı. Geçen konuştuk. Hali vakti yerindeymiş. Amınakodumun çocuğunun hali vakti hala yerindeymiş. Yedi yıl. Annemden yemek yedik. Kaç gece aynı çatı altındaydık. Babamdan beraber dayak yedik. Ben ağlardım. Bahsederdim dostuma aşkımdan. Dostum aşkıma aşık olunca acıya aşık bir bedene girdim bahse girerim ondan oldu. Ben gözlerinden bahsederdim. Orada hata yaptım işte o gözlerde dostumda kaybolmuş. Sevdiğim kadın dostuma dostum sevdiği kadına. Ben acıya acı bana. Kalem kağıda. Sigara ciğere kavuştu. Canı sağ olsun demeyecem. Sikeyim öyle canı.


Aşkın ortasındaydı baş harfi. Başın sonunda. Keşkelerimin üçüncü harfinde. Aşkın ortasında meşkin sonuna doğru. Yaşın sonunda. Yaşlandık sonunda. Yaşlar solumda...


Kalbi vardı. Hayır kalbi bendeydi. Ben onda. Biz bizdik be. Yazamıyorum bu kısmı. Kalem tam burada kitleniyor. BEN TURGUT UYARIN GÖĞÜNE AHMET KAYA MİSALİ ''SÖYLE'' DİYE SORDUM. AY'A YILDIZ'A. Boğazım düğümleniyor. Biz nasıl sevdik bilmezler. Ölesiye. Ölümüne. Öldük. Ölümüne güldüler. Öldürdüm. Ölümüne öldük biz.


Gözleri yemyeşil kokardı. Çimlere bakmayın yazmalıydı üstünde. Sözleri hep umut doluydu. Şiirden anlamazdı ben onu şiir yapardım Edebiyatın ilk dört harfine gizlenmiş Ebediyatın sonsuzluğuna. Elleri ince böyle hanım hanımcık. İlk değdiğinde ellerime, ellerim buz kesildi. Selleri durduracak ellere sahipti. Yellere mahkum oldu. Doğum günüde öldürdüm onu. Ama sonra dönecektim. Çıkıp karşısına bir dizim yerde gözlerinin yeşilinde kaybolup  yüzük parmağını tutacaktım bu kez olmadı. Bu kısma devam etmek istemiyorum.


Birazdan bir şarkı çalacak. Kalemi elime alıp acıyı işlediğimde çalan şarkı tekrar çalacak. kalem vefat ederken de çalacak. Sigaraya başladığım şarkı. Ve sonra ''Kaleme kilit vuracak melekler''. Eğer olur da 02 Ağustosta ölürsem bu ajandayı sonsuzlukta yakın.


''Bi kaç duman olsun

Bi kaçta gülen surat''


Cehennemin en dibini hissetmek isteyen bir insan hayal edin. Her hayale umut ekleyin. Gülümseyin. Ve asla dost edinmeyin. Hiç bir kız olmasın hayatınızda. Allah'a şükredin, küfretmeyin. Ve ÖLMEYİN...


''Hep çeki gider mi kalbi bizden alanlar...




Bir Adamın GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin