''Biliyorum biliyorum ama herkesin kendine göre gergin hissettiği anlar olabiliyor.''

''Kai'yi çağırmamı ister misin?'' böylelikle Lay de son kontrollerini yapabilirdi. Chanyeol onu Sehun'u sakinleştirmesi için yanına bırakmıştı. İstemediği halde...

''Sehun, gelebilir miyim?'' Baekhyun, kapıyı açıp başını içeri uzattığında sordu.

''Gelme desem gelemeyecek misin?'' Sehun ona bakıp sırıttı.

''Gel Baekhyun'' Lay söyledi.

Baekhyun içeri girip kapıyı kapattı. ''Önemli bir şey mi konuşuyordunuz?''

''Hayır hayır, Sehun biraz gergin de onu halletmeye çalışıyordum.'' Lay Baekhyun'a bakıp gülümsedi.

Baekhyun, Sehun'a bakıp alayla sırıttı. ''Oo bay egomuz da mı gergin olabiliyormuş.''

''Hyung neden ona söylüyorsun ki.'' Sehun somurttu.

''Her neyse, Baekhyun sen onunla kal, benim bir işim vardı.'' Lay söyleyip çıktı.

''Demek gerginsin.'' Baekhyun, sandalyelerden birine oturup, bacak bacak üstüne attı. Sehun'un bu hali çok eğlenceli gelmişti.

Sehun, gözlerini kısıp Baekhyun'a baktı. ''Sen çıksana dışarı ''

Omuz silkti Baekhyun. ''Neden ki bu halini görme fırsatını kaçıramam.''

''Seni Japonya'ya kim getirdi?'' Sehun, Baekhyun'u affetmişti ancak, bu ona hala birazcık gıcık olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

''Kai'' onunla alay etmek ve sinirlendirmek için söyledi. Aslında onun buraya gelmesi konusunda ısrar eden kişi Chanyeol'du.

Sehun, tek kaşını kaldırıp ona meydan okurmuşçasına baktı. ''Sana çıktığımızı söylemedi mi?''

''Söyledi.'' Gayet rahat tavırları vardı Baekhyun'un.

''Eee o zaman Kai'nin benim olduğunu biliyorsun.''

''Evet biliyorum.''

Sehun onun kıskançlık yapacağını düşünmüştü. ''Biliyorsun ve çemkirmiyorsun öyle mi?''

''Evet''

''Hah o zaman hiç eğlenceli değil.'' Yüzünü buruşturup, eldivenlerini aldı.

Baekhyun güldü. ''Böyle sakin olmamı beklemiyordun değil mi? Üzgünüm Sehun ama bundan sonra Kai ile ilgilenmeyi düşünmüyorum. Yani onunla istediğini yap... Haa, ama bu onu üzebilirsin ya da acı çektirebilirsin anlamına gelmiyor. Hala benim için önemli insanlar arasında, ona bir şey olursa karşında beni bulursun bilesin.'' Baekhyun son cümleleri onu tehdit ederek söyledi.

''Hey hey köpek yavrusu sakin ol. Onu üzmek gibi bir derdim yok. '' Sehun , şaşırmıştı. Baekhyun'un oynadığını falan düşünüyordu ama ciddi gibi gözüküyordu. Ama bir nevi içi de rahatlamıştı. Kai'sini elinden alacak tehlike faktörü kalmamıştı.

''Sehun, hazır mısın?'' Chanyeol içeri girdiğinde bir çift göz ona doğru döndü.

''Hazırım hyung.''

''Baekhyun sen burada mıydın? Bende seni dışarıda arıyordum.'' Chanyeol, Sehun'u unutup Baekhyun'un yanına geldi. Baekhyun hemen ayağa kalkıp ona sarıldı. Chanyeol'de onu belinden tutup kendine çekti ve dudaklarına minik bir öpücük bıraktı.

'Öğğğğ!!'' Sehun'dan bir iğrenme sesi geldiğinde ikili ona baktı. ''İğrençsiniz çıkın kendinize kuytu bir yer bulun.''

Chanbaek, onun haline güldü. ''Sersem şey sadece sen ve Kai mi çıkıyor sanıyorsun.'' Chanyeol , söyledi. ''Baekhyun ile bende çıkıyoruz.'' Baekhyun, bu söz ile kıkırdadı. Sehun'un şaşkınlığı hoşuna gitmişti. ''Evet Sehun, artık Chanyeol ile ilgileniyorum.''

EL DORADO √Where stories live. Discover now