KB-39

11.1K 577 2
                                    

Size kötü bir haberim var, dün itibariyle okulum başladı. :'(:'(:'(

Ama bu yeni bölüme engel mi?? Tabi ki hayııırrr!! İyi okumalar. ;)






"Ay nasıl böyle bir oyun oynayabilirler ya, aklım almıyor? Betülle Tibetin hatta Aydının alacağı olsun, hepsi Denizin oyununa alet olmuşlar."

"Onların ne suçu var Serra, adam en yakın arkadaşı ya da kuzeni? Ya ne yapacaklardı?" Serra başını iki yana sallayarak kollarını önünde bağladı.

"Yine de soracağım bunun hesabını Tibete. Arkadaş dedik bağrımıza bastık, şu olaya bak." Çağla da başını sallayarak Ardaya döndü.

"Arda sana bir kez daha teşekkür ederim, burada kalmama izin verdiğin için. Annemlerin ilk bakacağı yer Serranın evi olurdu sanırım."

"Oldu da. Sizinkiler kahvaltıdan sonra bana uğradılar. Kızım nasıl merak etmişler, annen bayağı telaşlandı nerede olduğunu bilmediğimi söylediğimde."

"O zaman sevgili arkadaşlarının yanından kalkıp gelselermiş peşimden. Kızım nasıl çıktığımı bilmiyorum oradan." Arda yavaşça kızın eline uzandı.

"Çağla dilediğin kadar kal burada. Ben Semihte kalırım, ya da Serra da. Ama haber ver ailene nerede olduğunu." Çağla dudaklarını büzerek iki arkadaşıma baktı.

"Tamam vereceğim. Hem... babam da kızgındır Denize değil mi?" Serra başını salladı.

"Öyledir herhalde." Çağla başını sallayarak sehbanın üzerindeki kapalı telefonunu eline aldı. Bir kaç gün Ardada kalacağını ailesine söyleyecek ve ona zaman vermelerini isteyecekti.

Kapalı olan telefonunu açtı ve yeniden sehbanın üzerine bıraktı. Mesaj ve cevapsız arama bildirimleri ardarda gelirken telefonunun kendine gelmesini bekledi.

***

Tibet yavaş yavaş azalan acısıyla gözlerini kapatıp rahatlamaya çalıştı. Bir süre sonra acısı çok ince bir sızıya dönüştüğünde ise dirseğini kenara yaslayıp başını eline dayadı. Hala kucağına soğuk su döken kıza dönüp sırıttı.

"Aa ayıp ama, nereye bakıyorsun sen?" Kız gözlerini yaptığı işten ayırmadan kaşlarını çattı.

"Sen bakarken iyiydi ama değil mi?"

"Pek değil aslında." Tibet, yüzüne bakmamasına rağmen çatılan kaşlarını gördüğünde sırıttı. "Sonuçta seninkiler şişme. Benimse... Allah vergisi."

Aslı alt dudağını dişleyerek musluğu sıcak tarafına çevirdi ve başlağı Tibetin kucağına bıraktı.

"Sıcak, sıcak, sıcak." Tibet hızla ayağa kalkarken Aslı ellerini beline dayadı.

"Beter ol." Tibet dişlerini sıkarak kıza döndü.

"Ne o? Bozuldun mu? Yanlış bir şey söylemedim ki. Bir bana bak, bir de kendine." Önce kendi bedenini ardından Aslınınkini işaret etti. "Estetik güzeli, ne olacak?" Aslı alayla sırıttı.

"Ne olmuş yani? Estekliysem de sana ne be? Ben memnunum halimden. Estetikle de olsa güzelim, üstelik estetikli olduğumu da kimseden saklamıyorum ben!"

"Kime göre, neye göre?"

"Ne?" Tibet küvetten çıkıp iki adımda kızın önüne dikildi.

"Güzel olduğunu söyledin. Kime göre? Bana göre çirkinin tekisin." Kız yanmaya başlayan gözlerini kırpıştırarak ardına döndü.

"Tamam. Sana göre çirkin olabilirim. Çok da umrumda değil zaten." Omuzlarını silkip banyodan dışarı çıktı ve yatağının üzerine attığı telefonuna gitti Betülden bir haber var mı diye.

Elini kendine yelpaze yapıp içinden dışına yansıyan sıkıntıyı yok etmeye çalışırken Betülden değil ama Tugaydan gelen aramayı gördü. Ardından mesajı.
Tibetin kendini oda kapısının kenarına yaslanmış izlediğinden habersiz mesajı açtı. O sırada kapı çaldığında mesajı okumadan arkasına döndü.

"Bir işe yara da kapıya bak." Tibet başını iki yana sallayarak küçük salona doğru giderken yeniden mesaja döndü.

İstanbuldaysan neden evde değilsin kız sen?! Hemen lobiye in, inmezsen ben gelirim.

Aslı gözlerini kırpıştırdıktan sonra mesajı bir kere daha okudu.

"Tibet sakın kapıyı aç-"

"Sen kimsin ulan? Ne işin var kardeşimin odasında?!!" Aslı yutkunarak odanın kapısına doğru yürüdü.

İşte şimdi bitmişlerdi. Abisi ikisini de çiğ çiğ yiyecekti.



Devam edecek...




Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin