KB-27

12.1K 569 8
                                    

"Ben...Hakanla yattım." Betülün yüzünde hiçbir tepki göremediğinde kaşlarını çattı. "Birşey söylemeyecek misin?"

"Neden diye sorabilirim belki." Aslı sertçe gözlerini birbirine bastırdı.

"Cenki hatırlıyor musun?" Betül gözleri kapalı kızın kendini göremeyeceğini bilmesine rağmen başını salladı.

"Geçen yaz tanıştırdığın, Amerikada. Hani beraber tatile çıktığın adam. Biraz olgun gibiydi bize göre."

"Otuz yedi yaşındaydı."

"Hımm bayağı yaş farkı va-"

"Ama sevmiştim. Abimi biliyorsun Betül. Beni sevdiğini, değer verdiğini biliyorum ama... bir kere bile bana gülümsediğini görmedim ya da saçlarımı okşadığını. Babam da onun gibiydi. Annem ise... ben daha çocukken vefat etti.... Cenkin bana nasıl davrandığını hatırlıyor musun? Hiç olmayan ailem gibiydi. Aramızdaki on dört yaşa rağmen... sevmiştim." Betül elini yavaşça arkadaşının saçlarında gezdirdi. "Evliymiş." Betülün kaşları çatılırken eli hareketlerine ondan izinsiz son vermişti. "Bir yıl boyunca beni kandırdı. Koskoca bir yıl."

"Hayvanın tekiymiş. Gören de adam sanır. Pis-"

"Ben de kendimi bara attım. Sonra da bana ilk yazan adamın koynuna. Sadece imtikam içindi Betül. Yemin ederim başka bir anlamı yoktu. Normalde asla böyle birşey yapmam, biliyorsun. Ben... Cenkle bile koskoca bir yılda sadece üç defa birlikte oldum. İlkim de oydu zaten." Kız durup sakinleşmeye çalıştı ve gözlerindeki yaşları elinin tersiyle silip ilk defa gözlerini araladı ve kendine üzgün bir suratla bakan arkadaşına sırıttı.

"İntikam için yattığım adamın da evli olması ne kadar acı. Yanlış anlama... abim basmasaydı bir daha görmeyi düşünmüyordum fakat... evli olduğunu söyledi Betül. Hatta karısını getirip abimle tanıştırdı. O kızın hiçbir şeyden haberi yok. İş meselesi yüzünden abimin Hakanın peşine takıldığını sanıyor. Öğrense kim bilir ne hisseder ve... Kahretsin! Ben yine yuva yıkan ikinci kadınım. Yine. Yine!" Betül dizlerinde yatan kıza herşeyin bir oyun olduğunu anlatmak istese de sustu. Biliyordu, arkadaşının öfkesi Hakanın evli olmasından değil, Cenkin yüzündendi. O yüzden çenesini kapatıp kızın saçlarını okşamaya kaldığı yerden devam etti ve biran önce sabah olmasını diledi.

***

Sabah uyandığında Betülün odada olmadığını anlayan Aslı gerinerek doğrulduğunda saçları gözlerini kapatıyordu. Yüzünün önündeki saçı burnuna götürdüğünde yüzünü buruşturdu ve tepinerek yataktan çıktı.

Kendini sıcacık suyun altına atıp birazcık olsun gevşedikten sonra banyodaki havluyu bedenine sardı ve lavabonun önüne geçti. Aynadaki camı silip kendini gördüğünde çığlık atmak istedi.

Paytak paytak odaya geri döndüğündeyse siyah tişörtlü birini karşısında gördüğünde havlunun önünü tutan eli gevşedi ve biraz önce atamadığı çığlığı koyverdi.

Çığlığı bittikten sonra karşısındaki yabancı olmayan yüze baktığında o kişinin kendini edepsizce süzdüğünü gördü.

"Tahmin ettiğim gibi... silikonlu."

***

"Yaa. İşte böyle kızlar. Aslı benim çok yakın arkadaşımdı. Okuldayken yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi ve- Onu dün gece öyle görünce içim parçalandı ya. Aslında Ömerle senin evli olmadığını söylemeyi düşündüm ama... dedim ki içimden, bu onların meselesi. Yanlış bir şey söyleyip herşeyi bok etmeyeyim. Ama şuan kendimi bok gibi hissediyorum. Ben berbat bir arkadaşım!" Çağla elini Betülün elinin üzerine koyup sıktı.

"Saçmalama ya. Gidip söyleyelim hadi şimdi." Betül kendine melül melül bakmaya başladığında gülümsedi.

"Ne yani, sorun olmaz mı?"

"Ya ne sorunu olacak? Kız gidip abisine yetişterecek değil ya." Çağla Serranın dediklerini onaylar şekilde başını salladı.

"Yani. Ee hadi gidelim, kalkın!"

***

"Tahmin ettiğim gibi... silikonlu." Aslı karşısındaki adamın konuştuğunu kavradıktan hemen sonra ayaklarının dibine düşen havluyu aldı ve zaten adamın göreceğini gördüğü vücudunu örtmeye çalıştı.

"Sapık mısın? Nereye bakıyorsun sen?!" Tibet umursamazca omuzlarını silkti.

"Açan sensin."

"Havlum düştü aptal!! Arkanı dönebilirdin!"

"Emin misin?" Aslı yutkunduğunda boğazının yandığını hissediyordu.

"Evet, dönebilirdin!!"

"Onu kastetmedim." Kız başını yana eğip hayretler içerisinde karşısındaki sapığa bakakalırken, Tibet kıza doğru birkaç adım atıp hemen önünde dikildi.

"Gerçekten havlun mu düştü yoksa..." Tibet işaret parmağını kızın havluyu tutan ellerinin altından ve de havlunun üzerinden bedenine bir iki kere bastırdığında kız bedeninin buz kestiğini hissetti. "yoksa... bu şişme şeyleri gözüme mi sokmak istedin?"

Soğukluğun yerini bedenini alev gibi yakan sıcaklık alırken yanında sallanan elini oynatabildiğini hissetti. Dişlerini sıkıp elini Tibetin yüzüne patlattı.

"Asl-" Kız sertçe yutkunup bir iki adım geri gitti ve kapıda olanları anlamlandırmaya çalışan kızlara bakmadan banyoya geri girdi.

Devam edecek...




Kaçma Benden (düzenleniyor)Where stories live. Discover now