Bölüm 20- Sırlar Aydınlanıyor

68 13 9
                                    

   Bölümlerin sonunda bundan sonra gelecek bölümden kesit koyacağım. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar...

*Hatırlatma

-Ne dediğini sanıyorsun sen?

-Annen diyorum...

-Ee!

-Hakkında bilmen gerekip de bilmediğin o kadar çok şey var ki...

-Mesela?

Zerrin tam cevap vermeye hazırlanıyordu ki, bir anda karşıdan bize doğru gelen arabayı farketmemizle ikimiz de donup kaldık. Bu siyah Porsche'siyle bize doğru gelen, babamdı... Nasıl haberi olmuştu, bilmiyordum ama kelimenin tam anlamıyla basılmıştık...*

    Çok geçmeden yanımıza  park edip arabasından indi, bize yöneldi ve arabaya yaklaşıp kapımı açtı. Bu bariz "İn!" emri üzerine de arabadan indim.

-Burada ne işiniz var Beray?

-Şeyy...

-Dur tahmin edeyim, şu aptal arkadaşın, dilini tutamadı ve sana annenden bahsetti. 

      Eğildi ve hala arabada oturan Zerrin'e iğneleyici bakışlar attıktan sonra devam etti:

-Her neyse, bu hiçbir şeyi değiştirmez. Anneni görmeyi ümit ediyorsan, unut gitsin... Öyle bir şey olmayacak. Benimle geliyorsun!

-Ama baba...

-Aması filan yok! 

-Hayır, var! Yaşadığından emindim zaten...

        Hararetli bir cevap daha beklerken, babam bir an dondu ve başını çevirip annemin evine doğru baktı. Sonra da bana tekrar döndü ve fazlasıyla sakin bir tavırla cevap verdi:

-Demek emindin... 

-Evet!

-Aslında, evet. Biyolojik olarak yaşıyor. Ama bana sorarsan, sen yalnızca 8 yaşındayken öldü o... 

-Bu da ne demek oluyor şimdi baba? 

        Soruma aldırış etmeden arabasına doğru ilerledi, kapısını açtı ve dönüp tekrar seslendi:

-Arabaya Beray!

        Cevap vermedim. Gitmek değil, kalmak... Kalıp annemi görmek istiyordum.

        Cevap alamayan babam ise, kesinlikle beni götürmek istiyordu. Zerrin'e döndüm. Direksiyona sertçe tutunmuş, babama bakıyordu. Bana annemden bahsetmek hayatında yaptığı en büyük hataydı ve fazlasıyla ödeyeceğinin farkındaydı. Ama gözlerinde pişmanlıktan eser yoktu. İşte ilk o an, birini gerçekten takdir etmiştim. Benim gerçeğe ulaşma hakkımı tek gözardı etmeyen kişiydi Zerrin. Bana ilk dürüst davranan... 

       Babama döndüm. Beni hala bekliyordu.

-Bir şartla seninle gelirim, baba.

-Ne şartıymış o?

-Zerrin'e bir şey yapmayacaksın!

         Arabada oturan Zerrin'in bakışlarının aniden bana döndüğünü sezebiliyordum. Babamın da bakışları onun üzerindeydi.

-Zerrin'in yapmaması gereken bir şeyi yaptığını biliyorsun Beray. Elbette ki yaptığının bedelini ödeyecek.

-Hayır baba! Zerrin hiçbir şey ödemeyecek! Eğer en yakın arkadaşıma böyle bir şeyi yaparsan...

-Peki peki. Bu seferlik affedebilirim. Ama bir dahaki sefere bu anlayışı bulamaz haberiniz olsun.

          Bu cevap üzerine gülümsedim ve eğilip Zerrin'e baktım. O da gülümsüyordu. Annemin evine dönüp son kez baktım. Şu an vazgeçmiş gibi görünüyor olabilirdim ama bir gün, mutlaka o eve gidip annemi görecektim... 

ENTRİKATempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang