SON: YİRMİ ALTI EYLÜL

1.3K 85 62
                                    

Keyifli okumalar, son kez...

Oy ve yorumlarınızı da son kez istiyorum (bu kitap için lslsslvl) ama atın lütfen.

Kitabın playlisti var, ulaşmak isteyen bu kısma nokta bırakırsa link atarım ^^

Rei6- Dibe İniyorum
Buray- Yaz Yağmuru
Norm Ender- Son Uyku
Emir Can İğrek- Dönsen Bile
Emir Can İğrek- Meydan (akustik)
Gülden Karaböcek- Gözüm Seni Görmese De
Anıl Emre Daldal- B

Bölüm Şarkısı: No.1- Böyle İyi

¤¤¤

"Beni uyandırın, bu nasıl bi' rüya? Kurumayan sulu boya gibi paranoya."

"Bir serseriyim ve böyle iyi."

*

25 Eylül 2041

Bazı anlar olurdu. Acılar hiç geçmeyecekmiş, sıkıntılar hiç bitmeyecekmiş gibi gelirdi insana. Hiçbir şeyin geri dönüşü yokmuş da sanki yolların değişmesi gerekiyormuş gibi hissettirirdi hayat.

Duvara asılı olan eski tip sarkaçlı saati izledi. Sarkacın bir sağa, bir sola savruluşuna dakikalardır bakıyor; hayatındaki olumsuzlukları ilk kez düşünüyor oluşuna şaşırıyordu.

Ağzına aldığı lokma büyüdü, bir yudum daha çay içti önündeki ince belli bardaktan.

Kahvaltı masasında yalnızdı. Alışık olmadığı bir durum da değildi gerçi bu, bir şeyleri hep yalnız yapardı. Yalnız kahvaltı eder, yalnız yemek yer, yalnız uyur ve yalnız uyanırdı. Doğumunun bile yalnızlık üzerine şekillendiğini düşünüyordu bazen.

Kalabalık sevmezdi ama ona yalnızlık dışında hiç seçenek sunulmamıştı. Belki etrafı kalabalık olsa her şeyi yalnız yapmayı bu kadar normalleştirmez, saatten çıkan ses dışında bir ses duyduğunda kaşlarını anında çatmazdı.

"Ben çıkıyorum!" diyerek salona inen ve salondaki masada tek başına oturuyor olan çocuğu gören Yağmur en başta kaşlarını kaldırmıştı. Birkaç gündür bir gariplik olduğunun farkındaydı ama irdelemiyordu, devamı gelirse irdelerdi. "Babamın yanına gidiyorum, biraz gezeceğiz. Sen bir şey istiyor musun? Gelirken getireyim."

Belinde duran silahı masaya koydu ve üzerindeki gömleğin kollarını yukarıya doğru sıvazladı genç adam. "Yok." demişti aynı zamanda da net bir şekilde. "İyi eğlenceler size."

Yağmur birden ortaya çıkan tabancadan her gördüğünde korkuyor olsa da alışmıştı artık, bir de bir yıla yakındır aynı evi paylaştığı adamı tanıyordu sonuçta. Neyi, ne amaçla yaptığına fazla vakıftı.

Yine de öylece çıkıp gidemedi Yağmur. Üzerine giymek için aldığı trençkotu onun çıkması için kapıda hazır olarak bekliyor olan görevlilerden birine verdi ve topuklularının çıkarttığı tiz sesler eşliğinde arkadaşının yanına doğru adımladı. Toprak ise yanına geldiğini fark ettiği kızın adım seslerine kitlemişti kulağını. Yüzünü dönmedi, dönüp de gözlerine bakmadı ama yanına geldiğini biliyordu.

Konuşmak isteyecekti, anlatsın isteyecekti, her şeyi tamamen bitirsin isteyecekti ama bunlar kolay şeyler değildi. Görünen her şey bitmişti aslında. Bundan sonraki meseleler onluktu. Kendisiyle alakalıydı, kendisiyle çözmesi gereken şeylerdi.

Koçum Benim Where stories live. Discover now