FİNAL (1.BÖLÜM) : SONSUZ DÖNGÜ

1.7K 90 32
                                    

Sizden ricam, lütfen ikinci bölümü okuyup o şekilde bu bölüme gelin. İKİNCİ BÖLÜMÜ OKUYUP HATIRLAYIN VE ÖYLE BÖLÜMÜ OKUYUN, ALLAH'IN ADINI VERDİM BAKIN.

Oy ve yorum alabilir miyim acaba? Küfreder gibi doksan okunmaya on oy bile gelmemiş.

Geldik mi bir devrin sonuna... Final iki part olacak bu arada. Bilginiz olsun.

İlk partı okuduğunuz tarihi ve saati buraya bırakabilir misiniz lütfen (: 

Saudade- Gitmem Lazım
Sibel Can- Lale Devri

Nafile- Bana Beni Anlatma

"Bu sonsuz döngüde kaybolduysam, her neyden kaçıyorsam, çalıyor kaygılarım uykumdan.

Her acıya bir çizgi belirmiş yüzümde, ister yorgunluk de ister yaşanmışlık. Bana beni anlatma."

¤¤¤

"Ufak bir eğlence yapalım diyoruz işte." dedim kulağım telefona yaslıyken. Karşımdaki kişinin konuşmasını beklerken de kafama taktığım tacı geriye doğru ittirip aynaya baktım aval aval. "Gelmeyecek misin?"

"İyi hissetmiyorum kendimi." Netti sesi, net ve bıkkındı. İyi hissedip hissetmediğini bilmiyordum ama gelmek istemediği çok açıktı. "Eğlenecek modda değilim zaten, size iyi eğlenceler."

"Modunu düzeltmeye çalıştığımın ne zaman farkına varacaksın?"

"Bu çabanın farkındayım Defne." demesiyle telefon benim kulağımdan aniden çekildi. Belimden ani bir şekilde sarılan kolun sahibini tanıdığım için fazla irkilmeden sırtımı da onun göğsüne yasladım.

"Yükseltirim ben senin modunu." dedi Göktuğ alaylı bir şekilde. Son yaşanan olaylardan sonra kız kardeşi ile kurduğu iletişimi fazlaca azaltmıştı. Can'a karşı ılımlı yaklaşmaya çalışıyor olsa da onu da yapamıyordu. En fazlası buydu.

"Lan yavşak, alt tarafı iki kadeh bir şey içip dans edeceksin." Çenesini benim kafamın üzerine yaslayıp sağa sola doğru sallandı bu cümleyi kurarken. Benimle birlikte ayna karşısındayken saçma sapan hareketler yapmaya bayılıyordu. "Kaç yıllık hukukumuz var, düğünümüze de gelmezsin şimdi sen."

Daha fazla bir şey demeden telefonu kapatıp yatağın üzerine attığında kaşlarımı çattım ve aynada kendimi izleyen gözlerimi direkt onun gözleriyle kesiştirdim.

"Bakma öyle, suratıma kapattı." dedi Göktuğ masum masum. Ben aynı ifadede beklemeye devam edince de yanaklarını şişirmişti. "Tanımıyorsun sanki."

"Sana ayrıca kızgınım zaten, unuttuğumu falan sanıyorsan yanılıyorsun."

Belimdeki kollarını daha çok sardı etrafıma. "Küçüktüm." savunmasını yapması ise uzun sürmemişti. "Dostluk kurmayacağımızı düşünüyordum işte."

"Dua et, anlatınca da bir dostun kalsın Göktuğ." Sinirliydim ama Göktuğ'a karşı sinirim saman alevi gibi bile olmayınca sinirim aramızı asla etkilemiyordu. Göktuğ da yaptığı kötü şeyleri sineye çektiğimi düşünüyordu.

"Şu an çok dostmuşuz gibi konuşuyorsun sen de."

"Çocuk Türkiye'den defolup gitmeyi düşünüyor farkında mısın?"

Koçum Benim Where stories live. Discover now