Chanyeol onu belinden kavrayıp kendisine çektiğinde kolları otomatik olarak uzun çocuğun ensesine dolandı.Parmaklarının ucuna yükselmesi bile kalbini hızlandırmıştı. Yüzleri birbirine yaklaşırken ve dudakları birleşirken bir an tereddüt etmedi Chanyeol. İkna olmuştu işte;Chanyeol için doğru cevap 26 yaşındaki Baekhyun'du. Baekhyun için de doğru cevabın 19 yaşındaki kendisi olduğunu görmüştü.

Baekhyun kollarını biraz daha sıkarak diğerini daha çok kendisine bastırdığında Chanyeol dudaklarından ufak bir iniltinin kaçmasına engel olamamıştı. Bu ufak inilti,yumuşak başlayan öpüşmenin daha sert bir hal almasına neden olurken Baekhyun'un öbürünün ensesindeki elleri bu sefer yüzüne yerleşmiş,Chanyeol'unkilerse Baekhyun'un kalçasında yer bulmuştu.

Baekhyun'un kalçasındaki ellerden destek alarak öbürünün kucağına çıkması ve Chanyeol'un kontrollü bir şekilde geri geri giderek yatağa oturması çok hızlı gelişmişti. Şimdi Baekhyun'un karşısında kemdisini tatmin edeceğinden bir an şüphe duymadığı, istek ve ihtiyaçla yanıp tutuşan kocaman bir adam vardı.  Dudakları nihayet ayrıldığında Baekhyun vücudunu oksijene doyurmak adına hızlı hızlı nefes alıyor,Chanyeol ise bu durumdan hiç etkilenmemiş gibi bu sefer kafasını boynuna gömerek oranın tadını çıkarıyordu.

"Chan-"

"Mmm" Boğuk çıkan sesi Baekhyun'un içini gıdıklamıştı.

"Yarın sunumum var. Sakın iz bırakma sevgilim."
Chanyeol duyduğu son kelimeyle durdu. Nasıl böylesine klasik,herkesçe kullanılan bir ifade Baekhyun'un dudaklarına bu denli yakışır,bu denli özel olurdu?

Yavaşça kafasını o girintiden çıkarıp arzuyla kendisine bakan gözlere baktı. Yavaşça yutkunduğunda Baekhyun'un gözleri bir anlığına adem elmasına inse de hemen kendi gözleriyle tekrardan buluşmuştu.

"Bir daha desene."

Baekhyun onun bu kadar afallamasını beklemiyordu. Gözlerini kırpıştırıp ciddi misin der gibi baktı. Ama Chanyeol koyulaşan gözlerinde yoğun istekle ona bakıyordu. Gevşemiş lise kravatını kavrayıp altındaki bedeni yavaşça kendine yaklaştırdı ve dudaklarına bir öpücük kondurup geri çekildi.

"Sevgilim."

Yeniden öptü ve hemen geri çekildi.Chanyeol'un hala aynı ifadeyle kendisine bakması ufak bir kahkaha atmasına neden olmuştu. Peşpeşe dudaklarına buse kondurup geri çekiliyor ve Chanyeol'un devreleri yakmış ifadesine ara ara kıkırdamalar bırakıyordu.

"Sen çok tehlikelisin."

Chanyeol fısıldadıktan sonra yeni bir öpüşme başlatmak için eğildi.Ne yazık ki çalan telefonuyla durmak zorunda kalmıştı.

Ortamı bozmak istemese de şirkete bir bomba bırakıp çıkmıştı,bu yüzden en azından arayan kim diye bakmalıydı. Oturduğu kucaktan kalkıp cebindeki telefona ulaşmaya çalıştı. Bu esnada gözü diğer çocuğun önündeki şişliğe takılmıştı. Kendi eseriyle gurur duyarken boğazını birkaç kez temizleyip telefonu yanıtladı.

"Efendim Jongdae?"

"Sana da merhaba."

"Şirketteki şey hakkında konuşacaksan bunu daha sonra yapsak olur mu? Şu an biraz meşgulüm." Bakışları meşguliyetine döndü. Chanyeol daha yeni nefes alabilmiş gibi ellerini yatağa koymuş,bedenini hafif geriye eğmişti. Onun davetkar haline karşın Baekhyun alt dudağını dişlerken karşıdan gelecek cevabı bekliyordu.

"Onun hakkında konuşmak için aramadım. Bay Lee yarınki sunumla ilgili birkaç değişiklik istiyor. Sana mail attım,baksan iyi olur."

Baekhyun sinirle elini yüzüne sürttü. Bu takım liderinin istekleri bir türlü bitmiyordu.

First Listener Problems (Problems Texting Serisi-4)Where stories live. Discover now