Ep.37

185 32 1
                                        

Canı sıkkın olduğunda bunu etrafındaki insanlarla beraber atlatan biri olmamıştı hiçbir zaman. İyi olmadığını saklamazdı ama bunu bir beklentiye girerek de söylemezdi. Belki insanlar ona bir alan tanısın ve bir süre uzak dursun diyeydi ya da hiç üstünde düşünmemişti,sadece böyle gelmiş böyle de gidiyordu. Kimse onun yanında olmayı denememişti.

Bugüne kadar.

Chanyeol buluşalım mı dememişti. Konuşmak isteyip istemediğini de sormamıştı. Bir adres atmış ve gel demişti. Baekhyun'un itiraz etmesine müsaade etmemişti. Sorsaydı kabul etmezdi Baekhyun ama net bir şekilde çağrılması ona başka seçenek bırakmamıştı.

Chanyeol'u seviyordu. Öyle romantik anlamda değil,Chanyeol ile tanıştığı için gerçekten mutluydu. 19 yaşındaki bu çocuk onun yıllar içinde bastırdığı çocuksu yanı harekete geçiriyordu. Onunla konuşurken her zaman onu boğan hatta hep geri durmasını sağlayan hayali ip yok oluyordu sanki. Düşünmeden konuşabiliyor,yargılanmayacağından emin bir şekilde bazen saatlerce konuşmak istiyordu.

Onu romantik anlamda sevip sevmediği hakkında düşünmemişti bile Baekhyun. Aşktır,ilişkidir çoktan o defterleri kapatmış,yetmemiş bir de ateşe vermişti. Hoş, öyle olmasa bile kendinden yaşça küçük bir çocuk için bu şekilde düşünemezdi. Ama emin olduğu bir şey vardı,o da aralarında oluşan bu bağın bir gün asla kopmaması gerektiğiydi.

Bu yüzden çok sevinememişti o kızla konuşmasını. Yaşı gençti,elbette birilerine aşık olacaktı ama Chanyeol aşık olduğunda gözü o kişiden başkasını görmeyecekmiş gibi bir izlenim vermişti. Onun tarafından sevilmek özeldi,çünkü Chanyeol bir şeyi sevdiğinde çok güzel seviyordu: Bir müzik grubunu,arkadaşı Kyungsoo'nun yaptığı tavuklu yemeği, beden eğitimi dersini... Öyle ki sevdiği müzik grubu dışında başka grupları desteklemiyor,Kyungsoo o yemeği pişirdiğinde sofradaki diğer şeylerin tadına bakmıyor, beden eğitimi dersi olduğu gün.. Neyse,Chanyeol diğer derslerle hiçbir zaman ilgilenmiyordu,bu beden eğitimi dersinden bağımsız bir şeydi.

İşte bu yüzden sevmemişti o kızı. Chanyeol onu hayatına alırsa aralarındaki o bağ gibi olan şey yerle bir olabilirdi. Olmuş gibi de hissediyordu ki Chanyeol ona mesaj atmıştı.

"Hyung nerede kaldın?"

Baekhyun elleri cebinde kendisine sitem dolu gözlerle bakan çocuğa koşar adım yaklaştı.

"Özür dilerim,mahalleyi karıştırmışım. Dolanıp durdum. Hem 10 dk beklettim,ne bu huysuzluk?" Gülerek demişti ama karşısındaki çocuk hala surat asıyordu.

"Karanlıkta geçen 10 dk nereden baksan bir 2 saat vardır."

Baekhyun kahkaha atmıştı. Gerçek bir kahkaha. Resmen 2 metrelik çocuk karanlıktan korkuyordu.

"Sen yoksa...korktun mu Chanyeol?"

"Saçmalama!"

Kafasına geçirdiği kapüşonlusundan kaçan birkaç tek alnına yapışmıştı. Ciddi ciddi korkmuştu ama inkar ediyordu.

"Emin misin?"

"Hyung!"

"Tamam tamam. Hadi gecikmemin bedeli olarak gel sana gece atıştırmalığı ısmarlayayım."

Chanyeol buna hayır diyemezdi. Birkaç lambası patlamış bu parktan bir an önce çıkmak istiyordu. İkisi konuşmadan yakınlardaki bir erişte dükkanına giderken Baekhyun çoktan hafiflemiş gibiydi. Hava almak iyi gelmişti.

"Ben sebzeli erişte alabilir miyim?"

"Aynısından."

Baekhyun tek kaşını kaldırıp Chanyeol'a hayırdır der gibi baktı.

First Listener Problems (Problems Texting Serisi-4)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin