Ep.58

206 29 12
                                        

Çok.

Özledim.

Seni.

Bitirmesi gereken bir yığın işin ortasında beyninde sürekli dönen o cümleyi bir kez daha bir kenara bırakmayı denedi. Ama yalnızca 5 dakika başarılı olabilmişti.

Okuduğu şeyler Chanyeol'un sesiyle beyninde yankılanıyor,sanki Chanyeol mesajla değil de karşısına geçip gözlerinin içine bakarak söylemiş gibi hissediyordu.

"Bir sen eksiktin Jongdae."

Oflayarak odasından çıkıp çalan kapıyı açmaya gitti. Jongdae'nin habersizce gelmeleri sık sık olurdu. Başka birini beklemediği için o olduğundan emindi.

"Jong- Sen ne arıyorsun burada?"

Kafayı yiyip yemediğini bile düşündü. Ne işi vardı evinde?

"Bütün gece çalışacaksın diye atıştırmalık getirdim."

Parlak bir şekilde gülümseyip içeri girdiğinde Baekhyun tepki veremedi. Diğeri çoktan salonu bulmuş,elindekileri sehpaya bıraktıktan sonra kırmızı L koltuğa oturmuştu.

"Evi nasıl buldun?"

"Junmyeon hyunga biraz rüşvet vermek durumunda kaldım."

Chanyeol,kapıya yaslanıp kollarını göğsünde birleştiren adama yanını patpatlayarak oturmasını söyledi.

"Chanyeol."

"Hm?"

"Gerçekten çalışmam gerekiyor."

"Tamam. Çalışma demiyorum ki. Önce bir şeyler ye."

Hala kapıda dikilen adama kaşlarını çatarak yeniden yanını gösterdi. Baekhyun belli etmese de bunu sevimli bulmuştu. Yine de aynı düz ifadeyle gidip gösterdiği yere,tam yanına oturdu.

"Tteokboki aldım. Sevdiğin yer açık değildi ama burası da güzel yapıyor."

"Bana neden söylemedin?"

Chanyeol bu soruyu cevaplamak için gelmiş olsa da aniden sorulduğu için gerilmişti. Yemek paketini açana kadar bir şey demedi. Ama konuşana kadar yanındakiyle arasındaki bu gerginliğin bitmeyeceğini biliyordu.

"İlk mesaj attığında bunu diyemezdim. Gerçekten anonim kalsın istiyordum."

"Sonrasını soruyorum. En azından..." Sinirli değildi Baekhyun. Kırgındı. Sadece kırgın hissediyordu. O,Chanyeol'a hayatıyla ilgili en özel şeyleri anlatmıştı. Yakın hissetmişti,güveyordu ona. Ama Chanyeol'un kendisiyle ilgili çevresindeki birçok insanın bile bildiği bir şeyi saklaması ve onu aptal yerine koymuş olması büyük bir hayalkırıklığıydı.

Derin bir nefes alıp devam etti. "...Loey'i- yani seni festivale çağırdığımda beni aptal yerine koymayı kesmeliydin."

Chanyeol onun neye kırıldığını,nasıl hissettiğini biliyordu. Uzun sayılabilecek bir sessizliğin ardından gözlerini halıdan duvardaki saate çevirdi.

"Hayalindeki Loey olmadığımı gördüğünde gitmenden korktum."

Baekhyun şaşkınlıkla yüzüne baktığında onun bakışları hala duvardaydı.

"Hayalimdeki Loey nasıl biriymiş?"

"Olgun,yetenekli,tahmin edilemez biri. Ama gerçekteki ben bunların tam tersiyim senin için. Senin gözünde ben...liseye giden,arkadaşlarıyla küfretmeden konuşamayan,bir gelecek planı bile olmayan herhangi bir ergenden biriyim."

"Tamam."

Şaşırma sırası Chanyeol'a geçmişti. Bakışları nihayet duvardan çekilmiş,gözleri Baekhyun'un gözleriyle buluşmuştu.

"Tamam mı?"

"Evet. Sen kendince bir sonuca varmışsın zaten."

"Kendimce?"

Kafasını aşağı yukarı salladığında ikisi de birbirlerine meydan okur gibi bakıyordu.

"Yalan mı?"

"Doğru olsaydı şu an burada oturuyor olmazdın."

Chanyeol bir adım daha öteye gidip Baekhyun'a biraz daha yaklaştı. Büyük koltukta neden otura otura Chanyeol'un işaretlediği yere,tam yanına oturmuştu anlamadı Baekhyun. Ayrıca neden kocaman odada dipdibe değillermiş gibi Chanyeol daha da yaklaşmıştı kendisine?


"Öyleyse bu,sana aşık olabilirim demek."

Baekhyun duyduğu şeyden emin değildi.

Aşık olmak.

Gözleri kocaman olurken Chanyeol'un yutkunuşuna takıldı bir süre.

"Ş-şakan hiç k-komik değildi."

Hipnoz olmuş gibi olduğu yerden kımıldayamazken yapabildiği tek şey gergince gülüp ciddiye almamaktı. Ama karşısındaki çocuğun yüzü oldukça ciddi görünüyordu. Kaşları hafif çatılmış,kendisine anlam dolu gözlerle bakıyordu.

"Şaka yapmadığımı ikimiz de biliyoruz...Baekhyun."

Sonda ismini fısıldayışı Baekhyun'un içini gıdıkladı.

"Hyung..." Sesi beklediğinden cılız çıkmıştı. "Bana hyung demelisin."

"Baekhyun." Yeniden fısıldadığında gözlerini yumdu. İçi titriyordu. 19 yaşındaki bir çocuk tarafından mahvoluyordu,bunun gayet farkındaydı ama uzaklaşamıyordu. Tam şu an da oturduğu yerden kalksa, "İyice saçmaladın Chanyeol,git evimden." dese her şey hallolacaktı ama Baekhyun yapamıyordu.

Seviyordu bu çocuğu. Bu zaten bildiği bir şeydi. Yanlıştı. Çok yanlıştı.

Yine de kalkamadı yerinden. Gözleri kapalıyken karşısındakinin kendisine eğildiğini hissedebiliyordu. Yüzleri arasında bir parmak kadar mesafe kalmışken durdu diğeri. Sonra o koca el sağ yanağını kavradı. Yavaş hareketlerle okşadı tenini.Baekhyun hala gözlerini açmıyor,beynindeki yanlış olduğunu söyleyen sesleri susturmuş bekliyordu. Sol yanağına değen dudakla içi titredi bir kez daha. Belli belirsiz bir öpmeydi bu,Baekhyun emin olmak için gözlerini açmak zorunda kalmıştı. Ama haklıydı. Chanyeol'un güzel yüzü tam orada,dudaklarını yanağına sürterken yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle ortaya çıkan gamzesi gözünün önündeydi.











Hahayt nasıl da Chanyeol'a itiriaf ettirdim ama
Neyse yarın erken kalkmak ben o yüzden uyumak şimdi.
İyi geceler 🫰🏻







First Listener Problems (Problems Texting Serisi-4)Where stories live. Discover now