bölüm~13💫

432 65 80
                                    

Chris ameliyathanenin önünde bir oyana bir buyana turlarken bir taraftan da sıra sıra dizilmiş olan korumalara ağzına gelen her şeyi söylüyordu. Korumaların başları önlerinde, korkudan tir tir titrerken ameliyattaki iki adama bir şey olmaması için dua ediyorlardı. Aksi takdirde Chris'in gazabına uğrayacaklarını ve öleceklerini biliyorlardı.

Chris sinirle cebindeki telefonu çıkartıp kulağına götürdü.

"Buldunuz mu bir şey!"

-

"Ne demek lan bir iz yok, kamera kayıtlarına bakmadınız mı?"

-

"Lan ben sizin yapacağınız işi sikeyim, bana o orospu çocuklarının kim olduğunu hemen bulun yoksa kendinize mezar yeri beğenirsiniz!"

Saatler geçmesine rağmen hala bir iz bulamamanın verdiği sinirle telefon'unu cebine sokup dikilen adamlardan birine yaklaşarak yakasına yapıştı.

"Eğer, eğer birine bir şey olursa etlerinizi liğme liğme eder köpeklere yediririm"

Adamı hızla itip bakışlarını ameliyathanenin kapısına çevirdi Chris. Bir çok düşmanı olduğunu biliyordu fakat, ailesine dokunacak kadar cesareti olan kimdi bunu bilmiyordu. Telefonu çalmaya başladığında tekrar kulağına götürdü, duyduğu iğrenç kahkaha sesiyle kan beynine sıçramış yumruğunu duvara sertçe geçirmişti.

"Won Bin...! kaçacak delik ara çünkü sana unutamayacağın bir ölüm yaşatacağım!"

"Ödeştik Chris, sen de benim kardeşimi öldürdün değil mi? Umarım güzel kardeşin acı içinde geberip gider"

Adam tekrar bir kahkaha atıp telefonu kapattığında, Chris hızlı adımlarla dikilen adamlarına yaklaştı.

"Bana hemen Won Bin'in nerede olduğunu bulun, eğer bulmadan gelirseniz yapacaklarımdan korkun"

.

"Jisung bekle, seni eve ben bırakacağım"

"Size zahmet olacak"

"Bana bir şey olmaz, hadi çıkalım"

İkili odadan çıktığında, Hyunjin'de odasından çıkmış asansöre doğru yürüyordu.

"Hyunjin, eve gitmeden dışarıda yemek yiyelim"

"Aç değilim Minho hemen eve gideceğim"

"Jisung, sen bana eşlik edersin değil mi?"

"Hımhım olur"

Asansöre binerek beklemeye başladıklarında jisung çalan telefonunu eline almış, ekranda gördüğü isimle gülümsemişti.

-Felix nasılsın?

Felix'in adını duyar duymaz bakışlarını jisung'a çevirdi Hyunjin. Jisung'un gülen yüzü solup gözleri dolduğunda bir sorun olduğunu hemen anlamıştı.

- t-tamam hemen geleceğim.

Jisung telefonu kapatıp göz yaşlarının akmasına izin verdi. O sırada asansör kapısı açılmış dışarıya çıkmışlardı. Hyunjin merak etsede soramadığı için yanında yürüyen Minho'yu dürtüp jisung'u gösterdi.

"Jisung, ne oldu?"

"Benim Amerika'ya gitmem gerekiyor"

"Önemli bir şey mi?"

"Felix saldırıya uğramış, karnından vurulmuş. Şu an Ameliyattaymış ve durumu ciddiymiş. Benim onun yanında olmam gerekiyor"

"Ne, nasıl?"

BENİM O || HyunlixWhere stories live. Discover now