Bulalım Onu Arda! Melis Çok Korkar..

1K 104 100
                                    

______________________________________

Bir anda neden bu kadar panik yapmıştım bilmiyorum ama Melis'in nerede olabileceğine dair bir şey gelmiyordu aklıma. Az önce telefonunu bizim odada, komodinin üzerinde görmüştüm.. Yani kendisi yoktu ama telefonu buradaydı, ve bu garipti biraz. Telefonunu almadan dışarı çıkacak kadar iyi bilmiyordu Antalya'yı..

Çağan benim yüzümdeki ifadeyi görünce telaşımı anlamış olacak ki "Sakin ol lan.." dedi uykulu haline rağmen. "Markete falan gitmiştir, ne olacak başka..?"

Ben de böyle düşünmek istiyordum ama "Telefonu burada.." dedim bir an istemsizce. Telefonu buradayken gider miydi ki..?

Yine beni sakinleştirmek isteyerek "E n'olmuş yani?" dedi Çağan bu kez de. "Ben de telefonumu almadan gidiyorum markete.. Üç, beş adımlık yol zaten. Gelir birazdan.."

Neden bok gibi hissediyordum bilmiyorum ama Çağan'ın dediklerinin doğru olmasını umarak yavaşça kalktım yerimden. İçimdeki dürtülere rağmen normal davranmaya çalışarak tuvalete gittim ve bir kaç dakika sonra işimi halledip çıktım geri. Biliyorum henüz beş dakika bile olmamıştı ama Melis'in hala gelmediğini görünce kendi kendime sızlanmadan edemedim..

Tekrar salona döndüğümde "Hala gelmedi.." dedim Çağan'a beni tekrar sakinleştirmesini umarak. "Ya bu kız niye kimseye haber vermeden markete gitsin ki bu saatte..??"

Bu kez Çağan değil Rüya girdi devreye. "Ya belki bir şeye ihtiyacı olmuştur.." dedi mantıklı düşünmeye çalışarak. "Ne bileyim belki hijyenik ped falan.. Sonuçta 6 erkek yaşıyor bu evde, ne gezsin ped, değil mi??" Ama sonra duraksadı ve sesini daha da alçaltarak kendi kendine mırıldandı. "Gerçi o zaman önce bana sormaması da tuhaf olurdu ama.."

Rüya'nın son mırıldandığı şeyi duyunca "Yok.." dedim homurdanarak. "Yok işte, mantıklı değil, gördün mü? Bir şekilde haberimiz olurdu öyle!"

Sonra dayanamayıp kapıya yöneldim.

"Ben gidip bir bakacağım.."

❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️

~Arda'nın anlatımıyla~

"Gül mü papatya mı?"

Kızlar, özellikle de Elçin duymasın diye fısıldayarak sormuştum bu soruyu ama Tuğra boşboğazlık yapıp sesli bir şekilde "Gül.." diyince kızlar bize döndü bir anda. Kızlar dediğim; Sinem, Elçin ve Beren işte..

Geceleri bizim evde kalıyorduk üç çift olarak ama sabahları beylerin evinde toplanıyorduk geri. Yine böyle bir andaydık ve apartmanın merdivenlerini çıkıyorduk ama bizden 3-5 adım öndeydi kızlar. Ben de bunu fırsat bilerek Elçin için hazırladığım evlilik teklifini Tuğra'yla Alaz'a anlatıp fikir alıyordum ama Tuğra sağolsun işte.. Şimdi kızların gözü üstümüzdeydi onun yüzünden.

"Gül kim?" dedi Sinem, Tuğra'nın bana verdiği cevabı baya yanlış anlayarak. Ben aslında teklif ederken hangi çiçeği vermeliyim diye sormuştum bu soruyu, ama öylece söyleyemezdik tabii bunu..

Bu yüzden araya girip "Kimse değil.." dedim Sinem'e. "Bana diyor Tuğra 'gül' diye.. Yani, bir espri yaptı da mal.. Komik değil diye gülmeyince ben.. O anlamda şey etti.. Güleyim diye.."

O kadar mal gibi konuşmuştum ki bir an yalan söylediğimi anlayacaklar sandım ama "Haa.." dedi Sinem. "Anladım.." Sonra kaşlarını çattı. "Mal deme lan kocama!"

Olayı anlamamış olmalarına rahatlayarak "Bir daha demem.." dedim hafifçe sırıtıp. "Kusura bakmayın hanımefendi.."

Ben böyle diyince Beren'le Elçin kıkırdadılar hafifçe. Sonra tekrar önlerine döndüler, bizim daireye ulaşmıştık zaten..

Kış Güneşi (+18) {Yaz Yağmuru İkinci Kitap} Where stories live. Discover now