ANAHTAR "Handsome"

12 Bölüm (Lara)

Medyadaki Clara

"Sen hâlâ yatıyor musun?" Gözlerimi lonet olası, meteor parçası karıya çevirdim. Clara'ya. Lens taksam onun kadar güzel olabilir miydim ki? Sonuçta vücut aynı. Tip de öyle.

"Kalkamıyorum." dedim.

"Niye?"

"Taksici tarafından ele geçirildim." Komik ama öyle. Burak mıdır nedir, taksici kılığına girerek beni ele geçirmişti ve hala buradaymış, elleri üzerimdeymiş gibi hissediyordum.

"He o mu? Bugün geldi ve handsome'ı dövdü. Evdeki bütün parayı alarak gitti. Hahaha! Ben kadınım diye dokunmadı inanabiliyor musun?" Handsome'dan iyice ümidim kesilmişti. O gitsin, taksiciden dayak yesin.

"Sen kadın değilsin, şeytansın." Klara gözlerini devirerek yatağa doğru yaklaştı. İç sesim nerede benim ya? Bu sessizlik hayra alamet değil.

"Ama ben, senim Lara." Sağ ol. Öğrenmeye ihtiyacım vardı.

"Açım ben."

"Kız, daha yeni yedin ya!" Doğru ya. Boğazıma kaçmıştı yemek. Geberiyordum.

"Olsun. Yine de, açım." Clara oflayarak ayaklandı. Ve odanın çıkışına doğru ilerledi. Odadan çıkmadan ben, ona bir soru sordum.

"Handsome nerede?"

Alayla bana doğru döndü. "En son, kafasına buz koyuyordu." Puhahahahhaha!

"Nasıl ya?" dedim sırıtarak. O sırada içeriye Handsome girdi ve kırmızı gözlerini bana dikti. Bu ikinci handsome mıdır nedir o muydu, bilmiyordum fakat yeşil gözlü halini tercih ediyordum. Kırmızı gözler kapatılsın.

"Salaklık edip bizi dünyaya getirtmeseydin, güçlerimi kaybetmezdim. Buraya gelmek için aşilden özel izin almam gerekiyordu." Clara g*tünü kıvırta kıvırta odadan çıkarken ben, Handsome'ı yanıma çağırdım.

"Boş ver şimdi onu. Sen, gel buraya."

"Neden?" diye sordu, garip bir şekilde.

"İşimiz var." Gözleri büyümüştü.

"Oha!" dedi sırıtırken. "Bu kadar hızlı mı?" Sonra öksürdü. "Hayır. Gelemem. Ayıp!"

Abiiii! Ben onu mu kastediyorum salak! "Aklından her ne geçiyorsa, hemen siler misin?" dedim kızarak.

"Tamam. Sakin ol şampiyon. Ne oldu? Söyle." Yanıma gelmiş, tepemde dikilmişti.

"Bu izlediğimiz video vardı ya, orada Burak diye bir çocuk görmüştük."

"Evet." dedi Handsome. Burak'ı sevmiyor muydu?

"O çocuğu rüyamda gördüm."

"Kabusunda." diye düzeltti.

"Her neyse. İşte o çocuk şeytandı ve.."

"Ve berenice diye bir kadınla iş birliği yapıyordu, değil mi?"

"Sen nereden biliyorsun?"

"Senin düşüncelerini okuyabiliyorum Lara, unuttun mu? Sadece bu gücü kaybetmedim. Clara'yı ikna edip buradan gitmeliyiz. Yoksa güçlerimiz tamamen silinecek." Vay anam, babam!

"Kalkamıyorum." dedim. "O şey rüya gibi değildi. Burak... Sanki Burak beni tutuyormuş gibi."

"Olur öyle şeyler. Bunun düzelecrğinden eminim." dedi Handsome. "Clara sana yemek hazırlayıp, getirecek. Dikkat et de boğulma." Tüü sana verdiğim emeklere. Bir de dalga geçiyor.

Bir kaç dakika sonra Clara bir tepsiyle geldi. Tepside çorba, köfte ve salata vardı. Ne ara hazırlamıştı bunca şeyi?

"Dışarıdan sipariş ettim." Bende diyorum Clara nasıl yaptı bunları. Yemeklere gömülürken bir soru sordum.

"Kurye seni böyle görmedi mi?" diye sordum.

"Yedim onu." Tövbe Tövbe!

"Kuryeyi mi yedin?"

"Evet." Bu beni de yer.