yirmisekiz

1.2K 73 7
                                    

   Ahves önde kızımız ile giderken bense elimden tutan oğlum ile piknik alanına girmiştim. Oğlum tam bir canavar gibiydi. Zaten Gökalp ve Utku ile bir araya gelince deliriyorlardı. Kızım ise tam bir babacıydı. Babasını salmıyordu. Daha 1 yaşındaydı üstelik.

  Kızım Dilay ve oğlum Cihan. İkiside çok tatlı iki minik çocuktu. Cihan veya Utku'nun arasında iki yaş vardı. Utku 5 Cihan 3 kızım ise 1 yaşındaydı. Gökalp daha büyüktü ama anlaşabiliyorlardı.

  Ve tabi Gökalp çok korumacı bir çocuktu. Feray'a kimseyi yaklaştırmıyordu. Oyun oynarken bile peşinden dolanıyordu. Neden diye sorduğumuzda "O daha küçük hala. Kendini koruyamaz abisiyim ben onun korurum." diyordu. Böyle olunca da Utku'da bende abisiyim diyordu. Tabi kendi abiside artist olduğu için bende abisiyim dese de hepsi babalarının gazına geliyordu.

  Ben kızımı aralarından zor kurtarıyordum bazen. Dilay'ı Ahves'in kucağına bırakırken salıncakları göstermiştim. Ahves bana yalvaran gözlerle bakarken ben salata yapmaya başlamıştım. Abimler biz ve annemler vardı. Annem tüm torunlarına şeker verirken babamda sürekli oyuncak alıyordu. İnanır mısınız geçen küçücük 1 yaşındaki çocuğa barbi evi almış.

  Hepsi de çocukları çok seviyorlardı. Dilay'ı babası oynatırken bizde yengem ve Burçe ile sohbet ediyorduk.

  Biz hazırladıktan sonra geriye kalanı yengemler hallederiz demişti. Ahves'in yanına adımlamıştım. "Hayatımm." dediğimde "Sevgilim."  demişti şefkatle gözlerime bakarken. "İstersen Dilay'ı getir bebeğim." dediğimde kucağıma vermişti kızımı.

  Cihan koşarak Ahves'e sarıldığında Gökalp ve Utku'da koşarak sarılmıştı.

  "Ahves abi bizi uçak yaaapp." derken ben haline gülmüştüm. Çocuklar Ahves'e bayılıyordu. Dışarda herkesin çekindiği Ahves ev sınırları içerisinde koca bir bebek oluyordu. Ben Dilay'ı biraz da anneme vermiş ve babamın yanına oturmuştum. Abilerim mangala bakıyordu.

  Babam beni kolları arasına alırken "Üzüyor mu seni kereta?" demişti. "Babaa." demiştim gülerek. "Üzmüyor hiç." demiştim şımarık şımarık.

  "Ne kadar büyürsen büyü, istersen iki değil on çocuğun olsun sen hep benim minik kızım olarak kalacaksın." demişti. Ben sımsıkı babama sarılırken "Sende hep benim babam olarak kalacaksın." demiştim. "Benden kurtuluşun yok." demişti beni gıdıklamış ve bırakmıştı.

  Baba şefkatini hissetmiştim. O adamın bana babalık yapmaması bana güzel bir baba kazandırmıştı. Bazen hayat bir kapının kapanmasıyla başlıyordu anlayacağınız.

  Yiğit kapanmasaydı Ahves'i, o adam kapanmasaydı babamı bulamazdım. Yani anlayacağınız hayat ne kadar üzülürseniz karşınıza olumlu şeyler çıkartıyor. Benim 17 yıl sonra ailem büyümeye adım atmış sonrasında ise kocaman bir ailem olmuştu.

   Ahves yanımıza gelip oturduğunda nefes nefeseydi. Ona bir bardak su verdiğimde "Teşekkür ederim sevgilim." demişti ve tek dikişte içmişti. Ahves'in su içtiğini gören çocuklar Ahves'in yanına oturmuş ve su içmişti. "Alpay,Utku ve Cihan neden Ahves'in yaptıklarını yapıyorsunuz?" dediğimde Utku "Haya o çok havayı. Bizde onun gibi oymak istiyoyuz." demişti. Ahves bu duruma gülerken Oğuz abim "Ne yani eşşek sıpası biz havalı değil miyiz?" demişti.

  Burçe Oğuz abimin ağzına vururken "Düzgün konuş çocuklarla." demişti. Babasının işinin bittiğini gören Utku koşarak "Babaaa." demiş ve babasının boynuna atlamıştı. Gökalp'te Beyza ablama giderken kocamın aynısı olan çocuğuma baktım. "Oğlum sen zaten babanla aynısın." dediğimde "Hayıy anne. O babam ben çocuyum." demişti.

  Ah ah. Dilay'ı annem geri getirdiğinde uyumuş olduğunu gördüm. Onu pusete yatırırken bizde sofrayı hazırlamış ve afiyetle yemiştik.

  İşte benim hikayem böyleydi. Güzel günler bizi bekliyordu her daim...

Kitabımı okuduğunuz için ve bu kitaba değer kattığınız için teşekkür ederim. Finalimiz bu bölümdü. Özel bölüm paylaşmayacağım sanırım. Sevgiyle ve sevgilerimle kalın 🩷🪷

   

Minik Kurabiyem🍪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin