Dört

6.2K 194 27
                                    

Arkadaşlar ssellammm. Öncelikle eğer kitabı okumaya devam ediyorsanız çok sevindiğimi belirtmek isterim. İyi okumalarr.🩷🪷

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalımm.

Medya: Oğuz

Sabah sekizde kalkıp hemen elimi yüzümü yıkamış annemle bana kahvaltı hazırlamıştım. Annemi uyandırıp kahvaltı yaptıktan sonra hemen mutfağı toparlamıştım. Annem evi toparlarken ben mutfaktaydım ve mercimek çorbasını hemen ocağa koymuştum bile. O olana kadar biraz hamur açıp peynirli ve kıymalı pide yapmaya başlamıştım.

Anneme sormuştum ne seviyorlarsa onlardan yapacaktım. Kaya Bey pide severken Oğuz sarmaya bayılıyormuş bu yüzden ilk pideden başlamıştım. Anneannem içli köfte yapacağını söylemişti tontişim.

Yani şuan çorba,sarma,pide ve içli köfte opsiyonlarımız vardı. Bir sürü kıymalı yemek olmuştu. Bence bunun yanina birde bulgur pilavı iyi giderdi.

---

Yemekleri yaptıktan sonra hemen masayı kurup üstümü giyinmeye çıkmıştım.

Çiçekli bir elbise giymiştim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Çiçekli bir elbise giymiştim. Ayağıma ise hoş duran beyaz hafif topuklu ayakkabımı. Yüzüme yaz vibei veren bir makyaj yapip saçlarımı arkadan kurdale ile toplamıştım.

 Yüzüme yaz vibei veren bir makyaj yapip saçlarımı arkadan kurdale ile toplamıştım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Çok hoş bir görüntü olduğunu düşünmüştüm. Boynumda ki lotus kolye ilede çok uyumlu görünüyordu.

Saat 6.25 falandı. Yedide geleceklerdi.
Masada eksik var mı diye bakmış bir yandan suları doldurmuştum. Bir yandan ise bu halimle zor olur diye Alpay'ı çağırıp iki tabak vermiştim. Biri dedemlere biri ise dayımlaraydı.

Kapı çaldığında annem kapıyı açmıştı. Kaya abi evet abi deme kararı almıştım. Kaya abi elindeki çiçekleri anneme verirken Oğuz gelmemişti.

"Kaya abi Oğuz gelmeyecek mi?" dediğimde "Yok gelir şimdi o boş ver sen haytayı." dediğinde gülmüştüm. "Komik mi küçük hanım?" diye soran ise tam olarak arkamda bulunan Oğuz idi.

Arkamı döndüğümde önümü beyaz ve pembe zambaklar karşılamıştı. En sevdiklerimdi. "Sizler kadar güzel olmayan çiçekler.." dedi Kaya abi. Annem bu haline gülerken ben ise hem Oğuz'a hemde Kaya abiye teşekkür edip masaya davet etmiştim. Bir yandan çorbaları servis ederken "Dünkü kaba tavrım için hepinizden özür dilerim. Özellikle sizden Kaya Bey." dedim gülümseyerek ve biraz da mahçup bir ifade ile.

"Kaya Bey değilde abi diyebilirsin biliyorsun değil mi birtanem?" demişti annem.

O esnada Oğuz "Bana ne diyecek o zaman Yade abla ya." dediğinde bu haline gülmüştüm. "O zaman Kaya Bey'e amca diyeyim. Sanada abi diyeyim. " dediğimde derin bir nefes almıştı. Kaya Bey'in suratı düşmüştü ama oda biliyordu bir şeyler için cok erken olduğunu.

Yemeklerimizi yerken sohbet etmiştik. Kaya Bey ile bazı konularda ters düşmüş ve savaşmıştık. Baba kız gibiydi aynı tuhaf hislerdi bunlar.

Anneminse gözünün içi gülüyordu.

Yemekten sonra biraz oturmuştuk. Onların pastaneden getirdikleri makaronlardan ve evde yaptığım magnolyalardan ikram etmiştim.

Annem ise "İsterseniz sahilde dolaşabiliriz hem sizin içinde değişiklik olur. İstanbul'dan farklıdır." dediğinde bende desteklemiştim. Kabul ettiklerinde üstüme beyaz hırkamı giymiştim.

Sahilde yürürken bir anda arkamdan gelen biri hızla beni kucağına almıştı.

Ben çığlık atarken Oğuz çocuğun elinden beni almıştı bile.

Arkamı döndüğümde Anıl'ı gördüm.
Alpayda hemen arkamdaydı. Anıl yengemin kardeşiydi. Geldiklerinde hep beraber takılırdık. Kaya Bey ve Oğuz abi sert sert bakarken ben "Anııılll!" diye neşeyle Anıl'ın boynuna sarılmıştım.

Annemde Anıl'a hoşgeldin derken Kaya Bey eminim anneme soruyordu. Annem ise "Kaya benim sevgilim,Anıl ise Selma'nın kardeşi." dedi. Hemen ardından bende "Oğuz'da abim." dediğimde Oğuz hemen yanaklarımı sıkmıştı.

"Abin yer seni." demişti kulağıma. "Memnun oldum." dedi Anıl elini uzatarak. Kaya amca ve Oğuz tokalaştıktan sonra yarın buluşmak üzere anlaşmıştık.

Abimle yürürken annemlerde arkadan geliyorlardı. Biz iskeleye çıkarken annemler de bize yetişmişti. Kaya amcanın elinde gördüğüm pamuk şekerle utanmıştım. "Al bakalım minik kurabiye." dediğinde teşekkür ederek almıştım.

Küçükken annem alırdı hep bana. Çok severek yerdim. Ama bir gün tamamen bırakmıştım yemeyi. Çünkü arkadaşlarımın babası alıyordu.
Çocukluk işte. Ondan sonra da unutuldu gitti.

Pamuk şekerin poşetini poşetini çıkartırken annem yüzüme bakıyordu. Kaya amca ise herkese birer tane vermişti kendi haricinde. "Neden yemiyorsun?" diye sorduğumda "Uzun zaman oldu en son Oğuz çocukken yemiştim." dedi. "Ama olmaz ki öyle hepimiz yiyoruz sende yesen." dedim merakla bakarak. Elimdeki pamuk şekeri uzatırken yanına oturmuştum.

"Beraber yiyebiliriz." dedim. "Gel bakalım." dedi. Biz pamuk şekerimizi yerken annemse fotoğrafımızı çekiyordu.

"Güzel olacak her şey. " dedi Kaya amca bana. Sessiz kalmıştım.

"Zor olacak ama değecek." demişti pamuk şekerden bölüp ağzıma uzatırken.

"Gerçekten özür dilerim kabalık ettiğim için." dedim. Çenemden tutup kaldırmıştı başımı. "Başta Oğuz'da seninle aynı tepkileri verdi. Sinirlendi, bağırdı. Sonra farketti ki biz zaten yetişkin insanlarız. Yade'me alıştı önce. Sonra seni öğrendi benimsedi. Aslında hepimiz senin hazır olmanı bekledik. " dedi gözlerimin içine bakarken.

Annemin gözleri doluvermişti.

"Annemi üzersen seni döverim." dediğimde gülmüştü. "Sana baba sözü veriyorum anneni üzmeyeceğim." dedi.

Baba sözü..

Minik Kurabiyem🍪Where stories live. Discover now