Tutsak Ten B.30.

204 18 47
                                    

Üzümlü keklerim, nasılsınız bakalım?

Yeni bir bölüm yeni bir yazgıyı beslerken biz yine bir aradayız.

OKUMADAN GEÇME

Bir konuda anlaşalım istiyorum:(

Oy vermeyi unutanlarınız var aranızda yorum yapmaya üşenenleriniz de var.

Olmuyor ama böyle. Biz nasıl büyüyeceğiz kaplumbağa adımlarıyla.

İstiyorum ki bu bölüm beni şaşırtın zira bir sonraki bölümde sizleri büyük sürprizler bekliyor.

Medya, Atakan Çelik. Son Veda

🔥🔥🔥

Kapkaranlık bir gecenin ardından tan yeri ağardı ve güneşin kızıllığı vurdu hanelerin üstüne. Bugün bazılar için sıradan bir gün sayılırken bazıları için hayatının dönüm noktası olacaktı. İlk defa birbirlerine yalan söyleyen insancıklar ilk defa bugün boyundan büyük işlere kalkışacaktı. Bugün bir yanlış üç doğruyu yok edecekti.

Kararan hayatların faturası her zaman olduğu gibi yine en masum olana kesilecekti. Bu masalda yalanlar ayaklara dolanacak gerçekler gün yüzüne çıkacak herkes kendi savaşını verecekti.

🔥🔥🔥

"Gününüz aydın olsun Dudu bacı, hayırlı sabahlar." Kadının dilinden kelamlar dökülüyordu ama konuşurken muhatabının yüzüne bakmıyordu, çünkü söylediği yalanın gözlerinden okunmasını istemiyordu.

"Sana da hayırlı sabahlar olsun. Geç buyur kahvaltı edelim komşum." Samimiydi kadının ölçüsü kaçmamış abartısız daveti. Her zaman olduğu gibi endazesi yerindeydi hoşgörüsünün.

Komşusunun davetine icabet etmeyen kadının bakışları yine kaçak dövüşüyordu. "Yok, size afiyet olsun. Benim bir işim düştü de size onun için gelmiştim."

"Komşum, yapacağımız bir şeyse söylemen yeter." Bir öncesinden farksız olarak aynı samimi duygular içinde cevap vermişti komşusuna.

Yalancı çobanın bakışları önce sağda solda gezdi sonra yanı başlarında dünyanın kötülüğünde haberi olmayan fakat yaşayarak tecrübe eden Teslime'ye kaydı. "Benim bugün vilayete gitmem gerek. Eğer Teslime'yi yanıma yoldaş katarsanız sevinirim."

Kadının bakışları komşusunun üzerinde tutuk kalırken kalın ve dağınık kaşları birbirine yakınlaşarak çatıldı. "Komşum sorması ayıp olmazsa vilayette ne yapacaksın? Hani babası Teslime, nereye gitti diye sorar ederse bileyim diye soruyorum."

Geceden bu yana komşusundan nasıl izin alacağına dair planlar yapmıştı ama şimdi dili boğazına kaçmış gibi bütün bildiklerini unutmuştu kadın. Biraz zihnini yokladı dünden kalan kırıntıları birleştirmek için. Komşusuna öyle bir şey anlatmalıydı ki kuşkuya mahal kalmasın.

Konuşmaya başlamadan önce sesinin ayarını kıstı ve gizli saklı bir şey konuşacakmış gibi yaparak komşusu Dudu'nun kıyına iyice sokuldu. "Kadın doktoruna gideceğim. Bizim adam çocuk isteyip duruyor. Ee, kızım da büyüdü artık. Ben tedavi olmadan çocuğum olmuyor bacı. Kadın başıma yalnız gitmek istemedim. Fırat'la gitmekte olmaz. Teslime, geldi aklıma. Eğer izin verirsen bana yoldaş olsun. Kızın bir yere gittiği de yok zaten. Bari birkaç insan yüzü görsün diyorum."

Komşusu Nimet'in söylediği her kelime yerli yerindeydi; ne bir eksik ne bir fazla. Haklıydı. Kızın hiçbir yere gittiği yoktu. Oysa gençti gezmek görmek isterdi. Kendilerinin kısıtlı bütçesiyle bir yere gitmesinin imkânı yoktu daha doğrusu başına gelenlerden sonra gönderme isteği de cebren yok olmuştu. Belki komşusunun vesilesi ile vilayeti görür biraz kalbi gönlü açılırdı.

Hudutsuz Arzular (+18)Where stories live. Discover now