12.Bölüm

34 4 57
                                    

Bir şeye sahip olmak değil, layık olmak önemlidir.

Erich Fromm

🍃🍃🍃🍃🍃

Fatih...

Otogara geldim 4 tur dönmeme rağmen park yeri bulamadım bu ne kalabalık arkadaş herkes gelmek için bugünü mü beklemiş anlamadım ki. Çıkan birini görünce hemen onun yerine park ettim ve indim.

Telefonu çıkarıp dedemi aradım hangi otobüsle geldiklerini bilmiyordum. 2. çalıştan sonra "Efendim evladım."diyen sesini duydum.

" Dedem ben sizi almaya geldim indiniz mi? "

"Şimdi otogara girdi otobüs Fatih'im. "

" Hah gördüm sizi Muğla otobüsü. Tam zamanında gelmişim, tamam dedem bekliyorum burada. " dedim kapattım. Özlemiştim onları yazdan beri görmüyordum.

Her yaz mutlaka giderdim hem dede evi hem tatil evi olurdu Muğla bize.

Kapı açılınca anneannem boynuma atladı hemen. " Eşşek sıpası eğil azıcık boyum yetişmiyor sana. "

" Eğilmem mi sultanım benim." dedim elini öptüm, yanaklarını öptüm. "Eee ben geri gidiyorum ya. " diyen dedem her zaman ki gibi kıskanmıştı.

"Dur dedem nereye gidiyorsun daha sarılamadım bile." dedim gülerek ona da hoş geldin dedikten sonra getirdikleri eşyaları aldık arabaya taşıdık. "Siz yine dünyaları mı getirdiniz ya belim koptu valla." dedim son parçayı da bagaja koyarken.

"Hepsini kendi ellerimle yaptım sizin için tabiki getireceğim evladım." diyen anneannem ön koltuğa kurulmuştu bile. Asla yerini vermezdi dedeme.

"O zaman kemerlerimizi takıyoruz ve uçuşa hazırlanıyoruz."

"Dersin falan yoktu değil mi çocuğum seni meşgul etmedik? Ben dedim annene rahatsız etme çocukları atlar taksiye geliriz hem sürpriz olur diye. Kabul ettiremedim. Araba Fatih'te alır o sizi dedi."

"Doğru söylemiş tabi aslan gibi torununuz varken ne taksisiymiş o." dedim elini tuttum öptüm.

"Kurban olsunlar size canlarım benim." dedi aha duygulanmıştı yine. Eliyle akan yaşlarını sildi. Gülümsedim ve ne kadar şanslı olduğumu bir kez daha düşünüp şükrettim.

Eve geldiğimizde Esma anneannemleri görünce sevinçten çığlık atmıştı. Sonra getirdiğimiz eşyaları mutfağa yerleştirdik. Sarma görünce kaptığım gibi masaya oturmuştum bile. Esma da gelip tam karşıma oturmuştu. Ne zaman anneannem sarma yapsa bizim evde bir kaos çıkardı.

"Şimdi sakince o sarmaları rahat bırakıyorsun yoksa sonucuna karışmam." dedi beni tehdit ederek.

"Önce ben gördüm o yüzden benim."

"Fatih beni delirtme.!"

"Fatih demek.. Abi demediğin sürece zaten zırnık koklatmam hepsi benim." dedim tencerenin üzerine kapanarak.

"Benden günah gitti." dedi yerinden kalktı ve yanıma geldi saçlarımı birbirine karıştırdı ve kaçtı. Özenle yaptığım saçlarımı yine bozmuştu.

Kalkıp peşine düştüm ama çoktan anneannemin arkasına saklanmıştı.

"Esma o saçlarını sıfıra vurayım mı şimdi senin." diyordum ama anneannem engel oluyordu bana.

"Siz hala kedi köpek gibi kavga mı ediyorsunuz. Büyüdünüz artık yavrum konuşarak halletsenize meselenizi.
"

"Yaa anneannem aldı koca tencereyi önüne 1 tane bile sarma vermedi bana ne yapayım. Beni bu savaşa o mecbur bıraktı."

"Madem yaptın arkasında dur küçük cadı. Saklanma oraya." dedim yine anneannem elime vurdu. "Uzak dur güzel kızımdan hadi bakayım git dedene bak." dedi.

"Her zaman onu koru sen zaten sultanım aman beni savunma hiç."

"Biz geldik." diyen annemin sesi doldurmuştu evi.

"Hoş geldiniz anneciğim." dedim sarıldım özlemiştim. Anneli ama annesiz büyümek zorunda kalan çocuklardık biz. Başka canlar için bu konuda taviz vermek zorundaydık.

Bütün aile sarılıp kucaklaşırken abim elinde sarma tenceresiyle salona girmişti. Esma ile ben birbirimize bakarken abim olayı anlamış ikimize de göz kırpmıştı.

Bu savaşın kazananı o kaybedeni biz olmuştuk.

🍃🍃🍃🍃🍃

GÜZEŞTE Where stories live. Discover now