11.Bölüm

29 3 76
                                    

"Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerekir..."
      
                MEVLANA

🍃🍃🍃🍃🍃

Fatih...

Arabayı boş bir yere park edip indim. Annemin arabasıydı esasen ama babamla aynı yerde çalıştıkları için birlikte gidiyorlardı. Evde bıraktığı günler de ben kullanıyordum işte. Olsun o kadar lüksümüzde canım ne olacak. Anası babası doktor insanım şunun şurasında.

Çantamı omzuma attım bir kaç adım yürüyordum ki üzerime çullanan Berkay ile bir kaç adım geri geri gittim. Az kalsın düşüyordum demek istemiyorum. Çünkü öyle bir şey olsaydı bir sonraki namaz vaktinde Berkay'ın cenaze namazı kılınıyor olurdu.

"Yavaş gel oğlum kemiklerimi kıracaksın sabah sabah. Eğer düşmüş olsaydım başına gelecekleri biliyordun değil mi?" diyerek saçlarımı düzelttim.

"Ya kanka o kadar heyecan yaptım ki buraya geldiğime şükret."

"Lan oğlum azıcık dik dur be. Sen nasıl gazeteci olacaksın gerçekten çok merak ediyorum. Yanlış meslek seçtiğini daha önce düşündün mü acaba?" dedim ciddi ciddi ve kafamızı birbirine yaklaştırdım.

"Valla kanka doğruyu söylemek gerekirse düşünmedim ya. Sahiden ben neden gazeteci oluyorum ya. Konu ne zaman buralara gelmişti." dedi o da ciddi ciddi.

Kafasına bir şaplak attım. "Off Berkay ya dalga geçmeyi bırak derse geç kalıyorum." dedim yürümeye başladım.

O an önümüzden geçenle duraksadım. Telefonda birisiyle konuşuyordu ve olduğum yere dönüp bakmadı bile. Öylece geçip gitti önümden.

"Berkay hayal mi gördüm ben?"

"Kanka 2 dakika susmadın ki ya. Kızlar okula girdi diyecektim bende."

"Berkay biz bölümleri mi değiş tokuş etsek? Aynı sınıfta olursam görür belki beni." dedim bir umut.

"Canım onun için bir 4 sene kadar geç kaldın. Neyse Ceren'e bugün çıkma teklifi edeceğim. Biz arkadaş olursak sizde belki sayemizde olursunuz falan filan işte ya."

"Ha sen ciddisin! Son derece eminsin yani." dedim kaşlarımı çatarak. Çünkü çok uzun bir süredir bunu yapmaya çalışıyor ama yapamıyordu. Hoş bende ondan aşağı kalır değildim ama. Yok arkadaş yeter artık. Adım atma vakti geldi geçiyor bile. Hem ne olacak en fazla kabul etmez. Etsin ama ya neden etmiyor ki neyim eksik ki benim?

"Hadi hadi git dersine." dedi Berkay da ve Eylül'ün ardından gitti. Bende kendi bölümüme doğru yürüdüm ve dersime girdim.

Telefonuma gelen bildirimi açıp bakınca annemden olduğunu gördüm. Milletin sevgilisi mesaj atar benim annem atıyor hayat işte ne yaparsın.

"Anasının kuzusu, paşası bir tanesi." yazmış. Kesin bir şey isteyecek bunun başka bir açıklaması olamaz.

"Efendim anne kuşum buyur söyle. Emrinize amadeyim." yazıp gönderdim.

"Anneannenler otobüsteymiş bize geliyorlarmış oğlum. Okuldan sonra onları otogardan alır mısın bir tanem?"

Ya ben şimdi sana nasıl hayır diyeyim ki tatlı dillim benim.

"Tamamdır anneciğim."

Ders bitimi Berkay'a iyi dileklerimi yazdım gönderdim umarım eline yüzüne bulaştırmazdı. Bende inşallah halledeceğim ya. Yani inşallah kendime inanmaya güvenmeye çalışıyorum bu konuda biraz.

GÜZEŞTE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin