10.Bölüm

30 4 49
                                    

"İnsan insana iyi gelmeli. Gelmeyecekse hiç gelmemeli."

Nazım Hikmet

🍃🍃🍃🍃🍃

Fatih...

Alarmın sesiyle sıcak yatağıma daha çok gömülmeye başladım. 

“Ya ben her gün senin alarm sesinle uyanmak zorunda mıyım abi ya” diyerek odama gelen Esma çalar saatin tepesine pat diye vurarak kapattı. 

"Bir gün camdan atacağım şu saati çok ciddiyim." dedi ve kapısının kapanma sesi geldi.

Uykuma tam yeniden geçecektim ki aklıma gelen gerçekle yataktan fırladım. Bugün okul vardı. Ve en önemlisi Eylül de okula gelecekti.

Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Annemle babam evde olmazdı zaten pek. İkisi de doktordu ve sürekli hastalarla uğraşıyorlardı. Bir evde 2 doktor yetmezmiş gibi abimde doktor olmuştu. Bu devir daime uymayanlar ben ve Esma olmuştuk.

Esma sosyoloji okuyordu 2 sınıftı. Aramız 2 yaştı. Ben Türk dili okuyordum ve canım arkadaşım Berkay medya iletişimde. Onun dersinin olduğu bir gün  yanına uğradığımda görmüştüm bu güzelliği. O gün bu gündür aklımdan çıkmıyordu ama karşısına da çıkamıyordum.

Benim hayırsız arkadaşım da kızla iletişimim yok deyince kalmıştı bu mevzu başka bahara. Hayır yani iletişim okuyan sensin bunu nasıl beceremezsin de iletişim kuramazsın bir anlasam. Yok Berkay sen şimdiden sınıfta kaldın.

Kendisi de Eylül'ün arkadaşına yanık aslında bakmayın siz. Biz iki dertli onlara uzaktan uzaktan bakıyoruz işte.

Üzerimi giyinip mutfağa geçtiğimde kendime bir kahve yaptım. Çayı daha çok severdim elbette ama onu demleyip içecek vaktim yoktu. Tost ekmeklerini çıkarıp kendime bir de tost yaptım. Çalan telefonun sesiyle odama geçtim. Berkay arıyor olmalıydı.

"Efendim kanka." diyerek açtım telefonu.

"Kanka ben bugün Ceren'le konuşacağım ya. Böyleyken böyle diyeceğim. Ne kaybederim ki? Yani onu kaybetmem değil mi?"

"Sanada günaydın canım kardeşim." dedim gözlerimi devirerek. Yemin ediyorum şu potansiyelimizi derslere vermiş olsaydık okul birincisi olurduk net!

"Günaydın günaydın. Ee ne diyorsun?" dedi yine sabırsızlıkla. Hayır asla konuşma olmaz desem gitmeyecek yani. Bunu duymak istiyor.

"Git konuş kanka. Valla bunaldım yeter ya bende insanım. Sayende kendi aşkımı yaşayamıyorum." dedim tostumdan bir ısırık alırken.

"Tamam okulda görüşürüz hadi." dedi ve kapattı.

"Abi be hala mı konuşamadınız kızlarla? " diyen Esma konuşmalarımızı duymuş olmalıydı.

"Hani sen uyuyordun ne ara dinledin bizi." dedim konuyu değiştirerek.

"İnsanı uyutuyor musun ki Allah aşkına alarmın ayrı çalar Berkay ayrı başlar. Sayenizde erken mesai." dedi geçti karşıma oturdu. Uzanıp tostumu elimden aldı ve yarısını bölüp yemeye başladı.

Ondaki rahatlık kimsede yoktu. Bende azıcık olsaydı aslında iyi olurdu.

Geçenlerde Eylül'le aynı otobüse binmiştim ve o inerken acelem var gibi yapmış ona çarpmıştım. O kadar heyecan yaptım ki gerçekten telaşa girdim biraz fazla çarpmış bulundum. Ama numaramı yazıp vermeyi ihmal etmedim. Kağıt kalem hemen cebimde hazırdı zaten. Sonuç ise koskoca bir hiçti. Mesaj atmayacağını zaten biliyordum benimki de bir umuttu işte.

"Ee Fatih, açık ol bana anlat sonuç ne?"

Uzandım saçını tuttum çektim "Bana abi diyeceksin Fatih de neymiş. " dedim.

" Off acıdı ama ya. " dedi eliyle kafasını ovarken." Fatih'sin işte Fatih Fatih. " diyerek odasına kaçtı. Peşinden koştum ama kapıyı kilitlemişti bile. "Elime düşersin elbet kızım "

Telefonum yine çalmaya başlayınca mutfağa terkar gittim. Bu sabah bayağı bir  hareketli geçmişti arkadaş.

" Efendim canım annem, güzel annem. "

" Fatih oğlum kahvaltını yaptın mı? Kardeşin uyandı mı? Bak aç aç çıkmayın evden sakın."

"Anneciğim biz artık büyüdük ya hani. Birazcık rahat mı olsan?" dedim bıkkınlıkla.

"Sus bakayım siz hala benim gözümde küçüksünüz. Ne zaman ki evlenip gittiniz o zaman rahat bırakırım. Yani belki. Sanırım. İnşallah" dedi gülerek.

"Yorgunluk sana yaramamış anne." dedim bende güldüm. "Hadi öptüm seni kolay gelsin kendini çok yorma. Bizide merak etme." dedim kapattım. Telefonu cebime attım, asılı anahtarımı aldım ve evden çıktım. Bakalım bugün ne saçmalıklar yapacaktım. Merdivenleri üçer beşer iniyordum ki elimin boş olmasıyla defterleri almadığım aklıma geldi.

Tekrar merdivenleri çıktım kapıyı açtım içeri girdim. Odama geçip komodinin üzerindeki defterleri aldım kapının arkasındaki çantama koydum ve yeniden evden çıktım.

Derin bir nefes aldım ve okulun yolunu tuttum.

🍃🍃🍃🍃🍃

GÜZEŞTE Where stories live. Discover now