Herkesin Bir Sınırı Var..

Start from the beginning
                                    

"Anladım.." dedim fısıltıyla. Ardından çenesine ürkek bir öpücük bırakıp isteksizce çıktım kollarının arasından.

"Seni seviyorum Alaz.."

Bir kaç saniye gözlerimin içine baktıktan sonra hüzünle gülümsedi.

"Ben de seni seviyorum bebeğim.."

O kadar duygu yüklüydüm ki, burnum sızlıyordu, ağlamamak için direniyordum resmen.. Diğerlerini uyandırma gereği duymadan kapıya yöneldiğimde göz yaşlarımın akmasına engel olmak için alt dudağımı ısırdım.

Ben ayakkabılarımı giyerken Alaz hala beni izliyordu..

Ardından ona son bir buruk gülümseme gönderip hızlıca inmeye başladım merdivenleri..

Durak, Elçin'lerin evine çok uzak değildi ama yine de biraz olsun rahatlarım umuduyla göz yaşlarımı serbest bıraktım durağa yürüyene kadar. Ardından kendimi toparlayıp gelen minibüse ayaklarımı sürüye sürüye bindim ve boş koltuklardan birine oturup cehenneme dönüşümü stresle bekledim..

Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuğun sonunda minibüsten indiğimde bacaklarım titriyordu korkudan. Eve doğru yürürken babamın uyuyor olması için dua ediyordum.. Onunla konuşmadığım her saniye benim için özgürlüktü çünkü..

Ama neyseki hayallerimden de iyisi karşıladı beni.. Eve vardığımda annem, babamın işe gittiğini söyledi. Böylece ben de rahat bir nefes alıp odama koştum.

Aslında, kendisi evde bile değilken beni sabahın köründe eve çağırması biraz sinir bozucuydu ama.. Buna katlanabilirdim sanırım. En azından beni somurtarak karşılayan biri yoktu evde..

Odama vardığımda doğruca çalışma masama yöneldi adımlarım. Bir kaç dakika soluklandıktan sonra yine her zamanki gibi ders çalışmaya başladım..

Zaman ne ara geçmişti bilmiyorum ama dış kapının açıldığını duyup kafamı kitaplardan kaldırdığımda saat 3 olmuştu.. Babam işten dönmüştü herhalde, ama onu görmek, daha doğrusu onun saçma ithamlarına maruz kalmak istemediğim için bunu fark etmemiş gibi yaparak bir kaç saat daha devam ettim ders çalışmaya..

Ama en nihayetinde onunla karşılaşacağımı biliyordum.. Annem mutfaktan seslenip beni yemeğe çağırdığında içime dolan sıkıntıyla kalktım yerimden. İsteksiz adımlarla mutfağa yönelip masadaki yerime, babamın hemen yanına oturdum.. Zaten 3 kişiydik, ondan daha fazla uzaklaşma imkanım da yoktu ki..

Annem hazırladığı yemeği tabaklara koyarken babam sert bakışlarını üzerime dikip "Ee, Beren hanım?" dedi kinayeli bir şekilde. "Nasıl geçti yeni yıl partiniz?"

Parti dediği de bir şey olsa bari.. Alt tarafı biraz oyun oynayıp film izlemiştik, o kadar. Yine de bu kelimeyi irdelemeden "Güzeldi.." dedim fısıltıyla. Ardından çatalımı alıp annemin önüme koyduğu yemeği stresle didiklemeye başladım.

Babam kendi yemeğinden bir çatal alıp "Ne yaptınız?" dedi bu kez çok daha sert bir ses tonuyla. Bu ses tonu bile tüylerimin diken diken olmasına yetiyordu..

Aslında erkekler gelmeden önce yaptıklarımızı anlatıp yalan söyleyecektim ama o an Alaz'ın söyledikleri geldi aklıma.. "Yalan söylemesen olmaz mı?" demişti bana. Yanlış bir şey yapmadığımı, sadece arkadaşlarımla biraz eğlendiğimi söylemişti..

E haklıydı da.. Başka bir şey yapmamıştım ki gerçekten! Üstelik küçük bir çocuk da değildim artık.. Tamam küçüktüm ama, çocuk da değildim yani! 19 yaşındaydım.. Doğruya, yanlışa aklım eriyordu..

Bu düşünceyle birlikte yutkunup "Şey.." dediğimde duraksadım bir an. Umarım gerçekten doğruları anlattığımda babam önceki gibi tepki vermezdi.. "Biz.. Biraz oyun falan oynadık, film izledik. Bir kaç arkadaş geldi sonra.. Pek bir şey olmadı yani.."

"Arkadaş?" dedi babam elindeki çatalı masaya bırakırken. Ölümcül bakışları yine gözlerime kenetlenmişti..

Ama korkmamaya çalışarak "Evet.." diye cevap verdim. "Bir kaç arkadaş.. Aslında benim h-"

"Kim bu arkadaşlar Beren?!"

Babamın keskin cümlesi lafımı yarım bıraktığında huzursuzca kıpırdandım yerimde. "Elçin'in ve kızların..arkadaşları.." diye titrek bir nefes bıraktım stresle. Cesur görünmeye çalışıyordum ama korkudan midem kasılıyordu. "Ve bir de.. Alaz."

Babam son cümlemi duyduğunda gözleri dehşet bir öfkeyle genişledi ve "Alaz?!" dedi hırlayarak. "Alaz, öyle mi?"

Sinirden köpüreceğini biliyordum ama yine de sakin kalmaya çalışarak az önce yarım kalan cümleme devam ettim.

"Aslında benim haberim yoktu onların geleceğinden.. Y-yani, bilmiyordum.. Geldiklerinde de bir şey yapmadık zaten.." Burdan sonrasında mecburen yalan söylemem gerekiyordu çünkü babam öldürecek gibi bakıyordu bana. "Sadece biraz film izledik.. Zaten sonra gittiler."

Babam gözlerini kısıp yüzüme yaklaşırken "Sen benimle dalga mı geçiyorsun Beren?" dedi alçak olmasına rağmen tehditkar olan sesiyle. "Dün gece erkeklerle beraberdin yani, öyle mi?"

Kara gözleri hırstan daha da kararmıştı sanki.. Bakışlarındaki hançerler yüreğime saplanırken beni yine saçma sapan şeylerle suçlamasına titrek bir iç çektim.

"B-ben öyle bir şey demedim, baba.. Erkeklerle falan değildim! Arkadaşlarımlaydım.. Benimle..bu şekilde..konuşma lütfen.."

Son cümlemi o kadar korkakça söylemiştim ki, sonuna lütfen eklemesem babam beni parçalayacaktı resmen. Bir anda çenemi kavradığında kalp atışlarım durdu zannettim..

"Ben seni orada burada sürtmen için mi bu yaşına getirdim Beren!!?" diye gürlediğinde sesinden zehir damlıyordu sanki..

Annem araya girip "Çetin!" dedi ama babam onu duymamış gibi daha sıkı kavradı çenemi. Gözyaşlarım damla damla göz pınarlarıma dizilirken babamın elinden sert bir hamleyle kurtulup geri çekildim.

"Yeter baba!"

Bunu hangi cesaretle yapmıştım bilmiyorum ama sesim gereğinden fazla yüksek çıkınca babamın kaşları çatıldı. Ama dayanamıyordum artık.. Her fırsatta bana sürtükmüşüm gibi davranması kalbimi bin parçaya ayırıyordu.. Aylardır yaşadığım bu psikolojik baskının bende yarattığı etkiler şimdi bu patlamayla beraber gün yüzüne çıkıyordu işte..

Tekrar "Yeter!" dedim gözyaşlarıma engel olamayarak. "Benimle bu şekilde konuşma baba! Aylardır her lafından biri ya sürtük, ya orospu.. Yıldım anlıyor musun!? Karşında kızın mı var düşmanın mı belli değil!"

Bir an hıçkırıklarım yüzünden duraksamak zorunda kalsam da devam ettim.

"Bıktım bu tavırlarından artık.. İnsan öz kızına böyle davranır mı ya?? Ne yaptım ben, söylesene..! Alt tarafı birine aşık oldum! Sırf bu yüzden, sanki her gün başka bir erkekle yatıyormuşum gibi davranıyorsun bana.. Çok mu merak ediyorsun onunla ne yaptığımı??"

Derin, titrek bir nefes verdim her şeyi itiraf etmeden önce.. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı bu ithamlara.

"Eğer bilmeyi çok istiyorsan söyleyeyim, baba.. Evet, yattım Alaz'la.. Belki yanlış, belki değil bilmiyorum ama sevdiğim adamla, kendi öz isteğim ve irademle yattım.. Duydun işte, memnun musun?"

______________________________________

Çetincim sen çok istiyorsan namuslu olmayı, yatmazsın kimseyle.. Sal şu kızı skmym seni

Nyss.. Sonraki bölümde görüşmek üzere efmm.. Haydin bb..

Kış Güneşi (+18) {Yaz Yağmuru İkinci Kitap} Where stories live. Discover now