seventeen • final

285 27 91
                                    

"Hayır ya, onu oraya koymayacaksın!" dedim Sebastian elindeki biblonun yerini gözleriyle ararken.

Hem odamı deşmek istediği için hemde toparlanması gerektiği için eşyaları kaldırmış, temizlemiş ve şimdi eski yerlerine yerleştiriyorduk.

Bana göre bir ilişki ne kadar iyi gidebilirse bizimki de öyle güzeldi.

"Bence artık anlatmanın zamanı geldi." dedi Sebastian aniden.

Arkam dönük rafları silerken ona döndüm, o zaten bana dönük durmuş ona cevap vermemi bekliyordu.

Kalçasını masaya yaslamış iki kolunu da göğsünde bağlamış halde bana bakıyordu.

"Pekala."

"Benim bir nişanlım vardı. Uzun zaman önce değil. Yakın zamanda oldu tüm bu anlatacaklarım. Yani sen ne kadar yakın zaman olarak adlandırırsan." dedim ona gülümseyerek.

O ise dediklerimi pür dikkat kaşları çatık halde dinliyordu.

Bu beni nedense tedirgin etmişti.

"Seviyorduk birbirimizi, yani ben öyle sanardım. Ama ne ben ne de o. Sadece bir süre ilgimi çekmiş, hoşlanmışım. O da aynıydı benimle. Ama biz birbirimizle geçirdiğimiz zamanların büyüsüne kapılıp işi ciddiye bindirmeye çalıştık. Aramıza doğru düzgün bir tane bile güven binası inşa etmeden. Güven olmadan bir ilişki en fazla ne kadar sürebilir. Sürmez bence. Biz birbirimizin arkasından ite ite götürmüştük o ilişkiyi."
dedim anlattıklarımı şuan, anlatırken aynı zamanda içimde tekrardan yaşarken.

"Sonra, ben ona ölesiye aşık olduğumu sanarken Egeyi, eski nişanlımı başka bir kızla gördüm. Yediremedim, yapmaz dedim. Ama yapmış." dedim gülerek.

Sebastianın yüzü düşerken ben ise güldüm. Onun da gülmesi için.

"Bunu gördüğüm zaman nişanlıydık. Bende nişanı attım. İyiki de atmışım. O zamanlar bana dediler ki, sen yanlış görmüşsündür. Ben gözlerimle gördüm, bana kör olabilirsin dediler gibi saydım ben o dediklerini." dedim jest ve mimiklerimi anın tedirginliğinden midir yoksa heyecanından mı normaldekinden çok daha fazla kullanırken.

Bir yandan da onun yüzünü ve mimiklerini izliyordum. Herhangi bir farklı tepkisini hemen görmek istiyordum. Çünkü ne düşündüğü ve ne hissettiği asıl odak noktamdı.

"Bir süre peşimi bırakmadı, hala bıraktığını sanmıyorum. Bana çok kinlendi. Ben o süreçte gerçekten çok yıprandım. Az uz değil, psikolojik olsun bedensel olsun." ellerimi fark etmeden sürekli hareket ettiriyordum. Farkına vardığımda durduruyordum kendimi, varamazsam kendimi, duygularımı ele veriyordum.

"O yüzden seni Gizemle gördüğümde öyle davrandım. Karşımda seni değil Egeyi gördüm o zaman. En çok da canımı yakan buydu zaten. Seni ona benzetmek, eş tutmak istemedim. Öyle olma istedim." kendimi ifade etmeye çalışırken terliyordum. Konuştuğum konunun da etkisi vardı buna, onun bana dikkatlice bakmasınında.

Burnumun ucunda biriken terleri elimin tersiyle silip üstüme sildim elimi de. Sebastian ise yüzünü sıvazlayıp güldü bana.

Ama bu gülüş farklı bir gülüştü.

İçinde acı barındıran, gözlerinde yorgunluk hali belli eden, boynundaki damarların çıkışından siniri belli eden bir gülüştü.

Bir daha onun yüzünde görmek istemeyeceğim türden bir gülüştü.

"Öyle gülme, kendini gülmeye de zorlama. Gerçek tepkini görmek istiyorum." dediğimle avucunu masaya yaslamayı bırakıp yanıma yaklaştı.

Kollarını belime sıkıca sarıp kafasını sağ omzuma gömdü. Çenesi omzumu ısıtırken bende boynuna sarılmaya çalıştım kollarımı kaldırarak.

Burnunu omzuma gömüp koklamak istediği için yaslı olan çenesini kaldırıp yerine burnunu yerleştirdiğinde yüzey alanı olarak daha küçük olduğu için anlık bir boşluk yaşadım.

Kıkırdadım yüzümü göğsüne yaslarken. Gülüşümle göğsüm göğsüne yaslıyken titreşti.

Parmakları belimi okşarken boynunda gezdirdim baş parmağımı. Gıdıklanmış olmalı ki kafasını omzuyla birleştirerek boynunu gizleyip iki parmağımın arada sıkışmasını sağladı.

Ben bu haline gülerken eş zamanlı olarak ikimiz de birbirimizden ayrılıp yüz yüze geldik.

Sapsarı saçları tavandaki açık camdan sızan güneş ışıklarıyla parıldıyordu.

Kahverengiden yeşile, belki de bal sarısına çalan gözlerinin içinin en derinlerini görüyordum çıplak gözlerimle.

Elimi sağ yanağına çıkarıp yerleştirdim, avucum arasına aldım tam anlamıyla.
Baş parmağım ile burnu ve gözünün altını okşarken pek bir duygu barındırmayan ama bakması bile insanı sarhoş eden gözlerine çıkardım harelerimi.

Dudaklarımın hemen üzerine minik bir öpücük bıraktı kusursuz dudaklarıyla.

Tüy gibi, fark bile edemediğim dudaklarını daha çok hissetmek için bir kere de ben öptüm pembe, ince dudaklarını.

Yanağımdaki elimle değil, boşta olan elimle tişörtünün yakasını sıktım istemsizce.

"Sakin ol." diye fısıldadı nefesi dudaklarıma çarpıp ona geri dönerken.

"Beni onunla bir tutma, hakaret et, saydırıp söv ama beni onunla bir tutma. Bu canımı herşeyden çok yakar." dedi saçlarımla oynarken.
_

Uzaklara bakma
Çünkü sana hep yakınım ya
Bedenim orda olmasa da
Kalbim hep orda
Mesafe
Önemsiz bir detay sadece
Bu aşkı yıkamaz hiçbir şey
Yollar, kilometreler

Ben delicesine yerimde sallanarak şarkıyı söylerken Sebastian kalabalığın içinde yok olmamam için beni belimden destekliyordu.

Sahneden gözlerimi çekip arkam dönükken Sebastiana doğru yüzümü döndüm bir anda.

Nakarat kısmını yüzüne bakarak söylemek istiyordum çünkü.

Gelip geçer mesafeler
Uzak yakın ne fark eder
Kalbim seninle atar
Sensiz derbeder
Gelip geçer mesafeler
Uzak yakın ne fark eder
Kalbim seninle atar
Sensiz derbeder

"Sensiz derbeder." sözleri herkesle beraber söyledikten sonra bir daha tekrarladım Sebastianın kulağına yaklaşmak için parmak uçlarımda yükselerek.

Onun bana hayran hayran bakışlarını geç de olsa fark ettiğimde gülümseyerek ona burnumu kırıştırdım.

Bu halime kıkırdayıp belimdeki ellerini daha da sıkılaştırdı.

Gitme
Gidersen kırılır yine de
Kalbim atar durur içine
Dayanamaz ki sakince
Sabret
Sarıcam kalbini derinden
Öpücem yine gözlerinden
Daha ne isterim

"Senden başka, daha ne isterim." dedi Sebastian da bu sefer kulağıma doğru.

Gelip geçer mesafeler
Uzak yakın ne fark eder
Kalbim seninle atar
Sensiz derbeder
Gelip geçer mesafeler
Uzak yakın ne fark eder
Kalbim seninle atar
Sensiz derbeder

Tek bir bildiğim vardı; bu masal biz istemediğimiz sürece hiç bitmeyecekti.

Bizim masalımız.



Son


________________________

ardaagulerbengulmemm

bestesdiary

ELF6669

Agladim
Cok ani bir final oldu amk

Ama guzel oldu dimi ya
Guzel oldu diyin

Bir maceranin, hikayenin daha sonuna gelmisiz
Diger tarafta gorusuruz💙

Homefriends' Sebastian SzymañskiDonde viven las historias. Descúbrelo ahora