thirteen

620 44 144
                                    

Sebastian'dan

"Tuğçe, baksana ay! Çok yakışıklı kim bu?" diye ayakta durmaya çalışırken beni gösteriyordu.

Deli kızım benim.

"Sen harbiden aşıksın." dedi yanındaki kim olduğunu çözemediğim adam.

Bu o Gökhan dediği arkadaşı olmalıydı.

Karanlıkta pek belli olmuyordu gölge dışında.

Başından beri sinirimi bozuyordu zaten, kavga etmeye yer arıyordum.

"Ben tanıyor muyum ki onu?" diye sordu tüm masumluğu ile Efsun.

Ben bu kızın nasıl kalbini kırardım lan?

"Tanımıyor musun sen beni?" diye sordum iyice dibine girip.

"Aa Sebastian değil mi bu?" dedi Tuğçe ve Mihaya bakarak.

"Çok içmişsin.." dedim sessizce.

Bu sırada da Gökhanla aramızda geçen keskin ve gerici bakışmalar sonucu Gökhan daha fazla dayanamayıp diğerlerine el salladıktan donra yanımızdan ayrıldı.

"Senin yüzünden lan gevşek!" Mihanın bir anda bana çıkışmasına hiçbir şey diyemedim.

Haklıydı.

Sonuna kadar haklıydı.

"Tamam belki ilk başta o kadar canı sıkkın değildi. Ama sonra sanki kızın moralini üç gündür sikip atmamışsın gibi bir de yazıp daha da üzdün ya? İşte o zaman iş çığırından çıktı. Biz Efsunun durduramadık."

Özürüm kabahatimden büyüktü.

Üç gündür hangi kafayla eve gelmediğim hakkında en ufak bir düşüncem bile yoktu.

Üstelik bir de kaç gündür Gizemle zaman geçiriyordum onun gözü önünde.

"Miha, yaptıklarımın farkındayım, biliyorum. Bir şekilde anlatacağım, düzelteceğim herşeyi, affettireceğim kendimi." dedim sıkkınca.

"Eğer yapmazsan Efsundan çok tavır alırım sana. Bir daha baby faceimi göremezsin." deid yalandan bir sinirle.

"Yengeci seni." dedim gülerken.

Duvara yaslanmış gözleri kapalı halde gülümsüyordu Efsuna tekrar döndüğümde.

Bende gülümsedim ister istemez onun bu haline.

"Efsun, güzelim?" dedim kolunu kavrayıp.

"Ha, sen Sebastiansın değil mi?" önce afallamıştı ama sonra benjm olduğumu görmüştü.

"Evet benim." dedim önüne gelen saçlarını düzeltip.

Bu sırada ayakta durmaktan yorulmuş olacak ki sırtını duvardan ayırmadan kayarak yere çömelmeye çalıştı.

Fakat elbisesi buna izin vermiyordu.

Vermesindi zaten.

Normalde de bacaklarını fazlasıyla ortaya çıkaran elbisesi çömelmeye çalışınca daha da açılmıştı.

"Gel, arabaya gidelim artık." dedim onu belinden nazikçe tutarak.

"Hop, hop! Bana bak enişte, benim arkadaşımı bir daha üzersen yemin ederim bende seni üzerim." dedi Tuğçe ben yürürken beni durdurup.

"Merak etme, kendimden daha iyi bakacağım bundan sonra. Dersimi aldım." dedim ona gülerken.

Kendisi de çok güzeldi, arkadaşları da onun gibi.

Homefriends' Sebastian SzymañskiWhere stories live. Discover now