My Sister's Future Husband

MSFH -1-

"Ne! Baba hayır. Minhee daha 19 yaşında. Daha evlenmek için çok genç! Hemde tanımadığı bir adamla. Aish!" Ellerimle saçlarımı karıştırdım. Gerçekten! Babam kız kardeşimi zorla o Sehun denen piç herifle evlendirmeye çalışıyordu. Buna izin veremezdim. Minhee daha 19 yaşındaydı. O daha minicikti. Benim minik çişli kardeşim! Bunu ona ne zaman desem bana kızıyor. Ama küçükken okulda derslerden kaçar kartopu oynardı arkadaşlarıyla. Ayakkabılarına dolan soğuk suyla üşütür, altına işer, utana sıkıla da eve gelirdi geri. Her kışımız bu şekilde geçerdi. O hala benim sidikli Minhee' mdi işte.

Şirketimiz 'Lee BR' neredeyse iflasın eşiğindeydi. Babamsa şirketi kurtarmak için, o aptal playboy Sehun' un, babasıyla ortak olmak istemişti. Bunu sağlamak içinde benim sidiklimle Sehun' u evlendirmek istiyordu.

Aslında herşey aile içinde hallolmuştu. Sehun' un babası Jin Pyo Bey bu evliliği onaylamıştı. Ve dostlarım şunu söyleyeyim eğer Kore' de aileniz size evlen diyorsa başka çareniz yoktur. Bu evliliğe karşı çıkan sadece ben ve Minhee' ydi ama sesi çıkan sadece bendim. Kardeşim sadece odasına gidip ağlamakla yetiniyordu.

" Luhan, oğlum, bak eğer Bay Oh ile kardeşin evlenmezs-"

"Şuna 'Bay Oh' deme baba! Nasıl biri olduğunu bilmiyorsun." Babam sinirlerine hakim olmak için gözlerini kapatıp yutkundu daha sonra konuşmasına devam etti " Eğer Sehun ile evlenmezse şirket batar. Şu anki alışık olduğun imkanların hiçbiri olmaz. Biz biteriz. Elimizde evimiz bile kalmaz, hepsi ipotekli. Yani bunu yapmak zorundayız evlat."

Cevap vermeden sessizce yerimden kalkıp odama çıktım. Evet babamı anlıyordum ama işte kardeşimi ona vermek de içimden gelmiyordu açıkcası.

Bugün Bay Jin Pyo ve ailesi gelecekti. Hep birlikte nişan ve düğün hakkında konuşulacakmış. Oflayarak saate baktım. Saat daha öğleden sonra beşti. Gelmelerine henüz iki saat vardı. Minhee' nin yanına gidip biraz konuşsam belki biraz olsun rahatlardı ha?

Kendi odamdan çıkıp yan odadaki kardeşimin odasının kapısı tıklayıp içeri girdim. Yatağının üzerine bağdaş kurmuş önündeki sümüklü peçete yığınına her bir saniye boyunca yeni bir bol mukusla dezenfekte edilmiş peçete ekliyordu. Gözlerimi devirerek yanına gittim. Hafif mırıldanarak "Ah, şu kadarcık kızdan nasıl bu kadar sümük çıkar anlamıyorum. Kendi ağırlığı kadar sümük var burada."
"Yah abi! " dudaklarını büzerek bana bakıyordu. Kıkırdayarak kollarımın arasına çektim. Ağlamaları biraz olsun dinmiş, iç çekişlere dönmüştü. Yüzünü ellerimin arasına alarak konuşmaya başladım.
"Bak Minhee, malesef ki evlenmek zorundasın evet-" gözleri tekrar dolmaya başlamıştı çabucak konuya girmeye karar verdim. "ama belki aşık olursun ha? Hem Sehun' u daha önce hiç görmedin, belki beğenirsin. Gerçekten mutlu olabilirsin kardeşim. Bunları bir düşün. Kendini üzmek yerine mutlu olmaya çalış. Bilirsin annemiz hep ne derdi, kaderden kaçılmaz"

"Kaderden kaçılmaz." İkimizde aynı anda söylediğimizde güldüm.

Aish cidden, bu kadar stres cildim için iyi değil.

"O zaman akşam için hazırlanıyım abi." Dolabına doğru ilerleyip birkaç elbise çıkardı. Bana doğru tutup gösterdi "Sence bu nasıl?" Heyecanla cevabımı bekliyordu. Ah tanrım! Bu elbisenin geri kalanı neredeydi? "Minhee 1.75 boyun var ama bu elbise sadece-" elimle karışlayarak devam ettim "bu elbise sadece 50 cm!" sonlara doğru sesim yükselmişti. Minhee' de yaptığı hatayı anlamış olacak ki -elbiseden bahsetmiyorum bana sormasından bahsediyorum. Ben kadınlarla alışveriş bile yapmam!- elbiselerin hepsini yatağa bıraktı.
"Abicim benim şimdi hazırlanmam gerekiyor. İzninle." 'Eee?' gibisinden baktım.
" Off, yani odadan çık da giyineyim!"

"Bak sidikli, bana oflama biiiir, bana sesini yükseltme ikiii, ayrıca giyeceğin elbiseyide gelip bana göstereceksin bu da üç."

Odama gittiğimde kendimi yatağıma attım. Gelmelerine çok az kalmıştı ve ben şu an geyikli pijamalarımlaydım. Tüm gün evde olduğum için değiştirmeye gerek görmemiştim. Babam bir kendi evine gitme tenezzülü gösterse donla dolaşacam da...
Kendi gitmediği gibi onlarıda benim evime davet etmişti. Bu da sinir olduğum ayrı bir nokta tabi.