Her Fırtınanın Bir De Yağmuru Var..

Magsimula sa umpisa
                                    

"Tamam.." dedim fısıltıyla. Parmaklarım göğsüne minik desenler çiziyordu. "Ne olacak peki şimdi, hm?"

Mırıltılı ses tonum ne istediğimi açıkça ele veriyordu aslında ama masum numarası yaparak biraz daha yaklaştım Arda'ya. Ellerimi bariz bir beklentiyle vücudunda gezdirdim..

Ama o hala sert görünmeye çalışarak "Ne demek 'Ne olacak'?" dedi. Yüzüne yayılmak için çırpınan pis sırıtışı engellemeye çalıştığı çok belliydi. Dudağının kenarı seğiriyordu resmen. "Sen ne olsun istiyorsun?"

"Bilmem ki.." dedim çocuksu bir masumiyetle. İç çekerken parmaklarım hala onun teninde oyalanıyordu. "Bir şeyler mi yapsak..?"

Kafamı Arda'nın göğsüne yaslayıp yüzüme yayılan minik gülümsemeyi serbest bıraktığımda "Olabilir.." dedi Arda sanki umrunda değilmiş gibi. Halbuki ben kalbinin göğsüne nasıl çarptığını duyabiliyordum..

Parmakları bir süre belimi okşadı nazikçe. Dokunuşu sert tavırlarıyla tam bir tezat içindeydi. Sonra usulca kalçama indi eli ve beni bir kez daha kendi vücuduna bastırdı.

"Aklında ne yapabileceğimizle ilgili bir şeyler var mı?"

"Bilmem.." dedim kafamı göğsünden kaldırmadan. Şortundaki sert şişkinlik karnıma değiyordu. "Belki bi-"

Sözümü bitiremeden kendimi bir anda duvarla Arda'nın arasında bulduğumda gözlerim şaşkınlıkla genişledi. O kadar hızlı yaslamıştı ki sırtımı duvara, ne olduğunu anlamamıştım. Yüzüme doğru eğilip ellerimi iki yandan duvara sabitledi. Parmaklarının bileklerimdeki tutuşu sert değildi ama gevşek de denemezdi buna.

"Bazen beni o kadar sinirlendiriyorsun ki.." dediğinde sesi öfkeli değildi. Aksine arzudan kalınlaşmıştı.

Sıcak nefesi yüzüme çarparken yutkundum.

"Ama söz verdim.. Bir daha-"

Dudaklarımı sert bir öpücükle yakalandığında sözüm bir kez daha yarım kaldı.. Bu sefer daha uzun kaldı dudakları dudaklarımda. Öpücüğünde saklı minik ısırıklar vardı..

Sonra sol bileğimi bıraktı ve çenemi kavradı eli. Geri çekildiğinde gözlerinin rengi koyulaşmıştı sanki.. Bir süre yüzümü inceledi, çenemdeki eli tenimi belli belirsiz okşadı. Hareketleri normale göre o kadar keskindi ki, ne diyeceğimi bilemeden suratına baktım sadece. Bu kez gözlerimdeki masumiyet sahte değildi..

Bakışlarını baştan sona vücudumda gezdirdikten sonra çenemdeki tutuşu sıkılaştı. Baş parmağı alt dudağıma sürtünürken ifadesinde gizli bir tereddüt olduğuna emindim. Ama sonra çenemi bıraktı ve kıyafetlerimi soymak için bir hamle yaptı.

Ona engel olmadım ama "Bu kadar hızlı mı?" dedim sesime şakacı bir ton katmaya çalışarak. "Bana karşı koyamıyorsun sanırım.."

Bir şey söylemedi ama yaptığı işe devam etti. Şortumu ve tişörtümü o kadar agresif bir tavırla çıkarttı ki, bunun bir tık üstü parçalamaktı zaten.

Arda sinirliyken onunla sevişmek iyi bir fikir miydi bir kaç saniye bunu sorguladım..

Kıyafetlerimi çıkardıktan sonra elleri kalçalarımı buldu. Beni kucağına doğru çektiğinde bacaklarımı refleks olarak beline doladım. Cidden her şeyin bu kadar çabuk ve..sert olmasını beklemiyordum. Ama şikayet edemezdim sanırım.

Arda vücudunu vücuduma bastırıp beni duvarla arasında sıkıştırdığında kollarımı boynuna doladım. Artık ne kadar azmışsa, erkekliği şortuna rağmen semsertti, her ayrıntısını hissediyordum resmen. Bir kaç saniye kalçamı okşadıktan sonra iç çamaşırımı kenara doğru sıyırdı..

"A-Arda.." dediğimde sesim şaşkınlık ve mızmızlık karışımıyla hafif bir titredi. Henüz sevişmemiştik bile, ne yapıyordu bu böyle direkt?? Öylece içime mi girecekti?

Tek eliyle şortunun lastiklerini kavrayıp aşağı çektiğinde cidden öyle yapacağını anlayarak yutkundum. En azından erkekliğini kadınlığıma sürter, beni yapacağı şeye hazırlar diye bekliyordum ama.. Sertliğini aniden içimde hissettiğimde dudaklarımdan tiz bir çığlık kaçtı. İçime aynı anda hem zevk hem de hafif bir acı ürpertisi doldu. Sesimi bastırmak için dudağımı ısırmak zorunda kaldım.

Arda ise "Şş.. Sakin." dedi sadece. Ses tonu fazla gürültü yapmamamı emreder nitelikteydi. Erkekliğini acımasızca içime sokup çıkarmaya başladığında boğazıma dolan bütün iniltileri yuttum.

Kollarım hala onun boynuna sarılıydı ama hareketleri sertleşmeye başladıkça tırnaklarım istemsizce sırtına sürtünmeye başladı. Hatta, buna sürtünmek de denmez sanırım.. Her darbede tırnaklarımı onun tenine istemsizce saplıyordum.

Seks yaparken zaten gücünü kontrol edemeyen biriydi ama sanki şu an her zamankinden farklı bir keskinliği vardı hareketlerinin. Şu anda gücünü kontrol etmeye çalıştığından bile emin değildim. Ama tuhaf bir şekilde zevkliydi..

Hatta zevkten öylesine kasılıyordum ki, ayak parmaklarım kıvrılıyordu. Bacaklarımı onun beline daha sıkı doladım. Öyle bir konumdaydım ki şu an.. Duvarla Arda arasında o kadar sıkışmıştım ki, ona tutunmasam bile düşmezdim. Vücudu benimkine kenetlenmişti resmen..

İnlemelerimi nereye kadar tutabilirdim bilmiyorum ama bunu sonsuza kadar yapamayacağım aşikardı. Bir müddet sonra hepsini serbest bıraktım. Arda'nın her darbesinde cılız bir inilti kaçtı dudaklarımdan. Belki bunlara çığlık bile denilebilirdi..

Nihayet Arda'nın erkeksi hırıltıları artmaya başladığında boşalacağını anlayarak derin bir nefes verdim. Öyle bir ikilemdeydim ki, bitmesine sevinmeli miydim, üzülmeli miydim, bilmiyorum.. Acıdan gözlerim yaşarmıştı ama aldığım zevk de inkar edilemezdi.. Omurgamdan aşağı soğuk bir ürpertinin yayıldığını hissettim..

Arda son bir hamleyle erkekliğini kadınlığımın en derinlerine ittiğinde gözleri zevkten yarı kapalıydı. Bu baygın bakışları kesinlikle daha seksi gösteriyordu onu..

Kadınlığımı dolduran sıcak sıvıyı hissettiğimde bedenim istemsizce kasıldı. Karnımı içime çektiğimde kadınlığımın Arda'nın sertliğini çok daha sıkı kavradığını, ona kusursuz bir zevk verdiğini biliyordum. Bunu yaptığımda biraz homurdandı ve nihayet erkekliğini çıkardı içimden..

Bacaklarımı gevşetip kucağından inerken ayakta duracak halim bile yoktu. Bu yüzden olduğum yere yığılıp duvara yaslandım direkt..

Arda ise hala ayaktaydı ama nefes nefeseydi.. Kafamı kaldırmadan boğuk bir nefes verip "Neydi bu?" dedim mırıltıyla. "Ejderha mı sikiyorsun, ne bu hırs?"

Ona bakmadığım için ifadesini görmedim ama bütün bu agresif tavırlarına rağmen güldüğüne emindim. "Ne o?" dedi halinden memnun ses tonunu hafif bir sertlikle maskeleyerek. "Beğenmedin mi?"

Yüzümde beliren sırıtmaya engel olamasam da omuz silktim.

"Belki.."

Sonra kafamı kaldırdım ve yüzüne baktım.

"Belki de bundan sonra sevişmeden önce seni biraz sinirlendirsem fena olmaz.."

_____________________________________

Smut yazmayı özlemis olabilirim sanrm.. 🙊

Bu kadar ara verdikten sonra okunmalar baya düştü ama olsundu :')
Love u asklarım..

Sonraki bölümde görüşrz, HAYDİN BB..

Kış Güneşi (+18) {Yaz Yağmuru İkinci Kitap} Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon