DERİN İÇİN MELİH

6 2 9
                                    

"Bazen iki seçenek vardır ama ikiside sendendir. Sonuç için karar şarttır. Ya intikamdır ya da sevgi."

Önceki bölümden hatırlatma

Erkekler bana biraz baktıktan sonra Yekta hariç diğerleri kapıya doğru gittiler ve Ateş giderken belinden silahını çıkardı. Bir şey olmuştu gene. Biri bize pusu kurmuştu galiba ama şuan tek hissettim şey sırtımdaki acıydı. Yine sırtımdan vurulmuştum ama bu seferki daha gerçekti. Yekta beni kucağına aldı ve birinin arabasına bindirdi. Afet hala bana pansuman yapıyordu. Diğerleride yardım. Yekta'da elimi tutmuş bir şeyler diyordu. Yekta'nın gözlerine baktım ve kendimi zorlayarak seni seviyorum dedim. Ondan sonra en son gördüğüm, sevdiğimin korkulu bakışlarıydı. Sonrası ise karanlık.

°°°

Yekta'nın ağzından

"iyi günler ben doktor ipek. Derin hanımın yakınları siz misiniz?" evet ben sevgilisiyim. Bunlarda arkadaşları. "ben de abisiyim."  "abisi mi. Bu güzel abisi olmanız bizi birazda olsa rahatlattı çünkü Derin hanım fazla kan kaybetmiş. Hastaneye biraz geç getirmişsiniz maalesef. O yüzden kana ihtiyacımız var." "ben veririm demek isterdim ama Kanlarımız aynı fakat benimki pozitif" "ben verebilirim benimki negatif." Afet'in seslenişi ile içime rahatlık gelmişti. "peki öyleyse sizi içeriye alalım. Abisinide içeriye alalım bir kaç işlemimiz varda." Afet kan vermek için Meriç'te işlemler için içeriye geçti. ama bu durum nasıl böyle bir hale gelirdi anlamıyorum. Derin'in şuan içeride hortumlara bağlı halde yatmasına kalbim dayanmıyordu. Bunları düşündükçe dahada kötü oluyordum. En sonunda dayanamayıp olduğum yere çöktüm ve elimdeki kana bakıp ağlamaya başladım. Buket ve Andaç yanıma gelip beni kaldırdılar. Dayanamıyorum Andaç Derin orda kanlar içindeyken ben burada bekleyemiyorum. Mirza koluma girdi ve beni sandalyelerden birine oturttu. "Yekta sen böyle yaparsan Derin uyanınca nasıl sevinsin. Seni bu halde görünce nasıl sarılsın. Şu haline bak. Ayağa kalk ve kendine gel. Derin iyi olacak merak etme." Mirza'ya sarıldım ve tesellisi için teşekkür edip omzuna başımı koydum. "bak başını koymana izin veriyorum diye beni Derin falan sanma ha." Mirza'nın söylediği üzerine hafifçe güldüm. Yine beni zor bir durumda güldüren dostum Mirza olmuştu. Ben Mirza'nın omzunda uyuya kaldım. Saatler geçmişti ki Mirza beni dürtmeye başladı. "Yekta uyan doktor geldi." Mirza'nın bir kaç dürtmesinden sonra uyandım. Başımı Mirza'nın omzundan kaldırdım ve ayağa kalkıp doktorla Meriç'in yanına gittim. Saat ise çoktan akşam olmuştu bile. Meriç'in ve Afet'in kolu sarılı doktorla beraber yanımıza geldiler. Meriç kolunu tutarak bizim tarafa doğru geçti. Doktor steteskopu kulağından çıkardı ve "Derin'e kanı verdik ama durumu hala kötü. Bunu söylemek istemezdim ama her türlü duruma hazırlıklı olun." doktor söyleyeceğini söyleyip gitmişti. Hepimiz birbirimize öylece bakıyorduk. Sen biliyor muydun Meriç? "hayır bana sadece bir kaç işlem yaptılar. Şuan öğrendim ben de."

Ateş'in ağzından

Benim bir fikrim var. Derin'i burdan götürmemiz gerekiyor ama. "ne fikri Ateş?" Derin'i yaşatacak birini biliyorum Andaç. "hastaneden çıkaramayız Ateş." güven bana Buket. Burada kalırsa ölebilir ama ben profesyonel bir yer biliyorum. "Ateş" efendim Meriç. "orası mı?" evet. Ben Derin'i hastaneden çıkarıyorum. Sonrasında götüreceğim. Sizde beni takip edin. Hemen hasta kayıt işlerine Derin'in kimliğiyle beraber gittim. İyi günler ben bir hastamı başka bir hastaneye götüreceğimde kaydını almak istiyorum. "kimlik alabilir miyim...yalnız beyefendi bu biraz tehlikeli bir durum. Hastanın durumu pek iyi değil ve kaldırırsanız acil müdahale gerekebilir." siz kaydı alın hanımefendi. "peki. İsterseniz buradan geçmek istediğiniz hastaneye direk geçiş yapabilirim." hayır istemiyorum. Siz sadece kaydı alın. "kaydınız alınmıştır iyi günler." hızlıca diğerlerinin yanına gidip Derin'in odasına girdik. Hortumlar, serumlar bir sürü şey bağlanmıştı. Serumları çıkarmayıp Yekta Derin'i kucağına aldı. Afet'te arabayı hastane kapısının önüne getirdi. Yekta Derin'i tekerlekli sedyeye bindirdi ve sonrada asonsöre. Hepimiz aşağıya inince Derin'i yavaşça arabaya bindirdik. Afet ve Yekta Derin'in yanına geçtiler. Meriç'te benim yanıma. Mirza'da Andaç, Buket ve Lale'yi getiriyordu. Hem hızlı hem dikkatlice sürmeye çalışıyordum. Yaklaşık bir yarım saat sonra varmıştık. Ben Yekta, Meriç ve Afet, Derin'i indirmeye çalışıyorduk ama bu sefer işler dahada zorlu oluyordu. Mirza'larda hemen arkamızdan gelmişlerdi. Ben içeriye girdim ve bir tane sedye alıp arabaya yaklaştırdım. Afet aramızda en bilgili olduğu için Derin'i sedyeye koymamızda büyük yardımı olmuştu.
Derin'i içeriye geçiriyordum ama Meriç hariç diğerleri etrafa değişik değişik bakıyordu. En içe geldiğimde şifreyi girdim ve kapı açıldı. Hızlıca Derin'i babama götürdüm. Baba biliyorum meşgulsün ama bu ölüm kalım meselesi. Bu Derin biliyorsun zaten. Vuruldu sırtından. Lütfen yardım et.  "tamam sakin ol Ateş."  hastaneye gittik. Her türlü duruma hazırlıklı olun dediler.  "tamam benim kurtaramadığım kimse yok biliyorsun. Keşke arkadaşlarını getirmeseydin."  tek başıma yapamazdım baba lütfen hızlı ol.  "tamam siz dışarıda bekleyin. Ben bitince haber veririm." babamın dedikleri üzerine dışarı çıktım ve kapı kapandı. "o senin baban mıydı?" Afet'in. Sorusu üzerine diyecek bir sözüm yoktu. Zaten herkes duymuştu. Bende daha fazla uzatmaya gerek yok diyerek doğruları söyledim. Evet babamdı. "bir baban olduğunu bilmiyordum." Buket'in sözü üzerine Buket'e hafifçe gülümseyip çünkü hiç bahsetmedim. Yekta bir adım ileri çıkarak "neden peki Ateş?" bunu sonra konuşsak olur mu? Evde konuşuruz. Herkes hafiften başını sallayınca en azından içime bir rahatlama gelmişti. Meriç diğerlerinin yanından kalkıp yanıma oturdu. "baban çok değişmiş." eee kolay mı yıllar geçti. "hatırlıyor musun biz evin içinde oyuncakları dağıtırdık, yaramazlık yapardıkda baban nasıl kızardı." hatırlıyorum tabiki. Hiç unuttun mu diye sor. Biliyor musun hala bazı oyuncaklar duruyor. "gerçekten mi?" evet. Meriç... Babamla konuşmanın zamanı gelmedi mi sence. "Ateş babanın iyi biri olmadığını biliyorsun dimi. Özel güç oluşturdu ama ne için kullanıyoruz bak. Bir evde tıkılı kaldık. Sana oğlum bile demedi hiç. Bizi ayırmasını söylemiyorum bile." Meriç bizi biz ayırdık. Babam de- "Ateş" baba noldu. Oldu mu? "Derin iyi bir süre dinlenmesi lazım birazdan yanına geçebilirsiniz ama şöyle bir şey var. Yaklaşık 2 hafta kadarda özel gücünü kullanamaz." yaşasın yeterli. Biz yerlerimize geçerken babam arkadan Meriç diye seslendi. Meriç yavaşça arkasını dönünce "nasılsın? Görüşmeyeli uzun zaman oldu."  "iyi."  Meriç tek kelime edip yerine dönmüştü. Babam affedilecek şeyler yapmamıştı evet ama ben affetmiştim. Ne de olsa babaydı ama neden Meriç'i benden daha çok seviyordu. Neden Meriç'le ilgilendiği kadarda benimle ilgilenmiyordu bunuda hiçbir zaman bilmeyecektim maalesef.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 19 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

NESİL DENEYLERİ Where stories live. Discover now