DEFİLE

13 3 11
                                    

Savaş ve sevgi aynı anda yürüyebilir miydi? Yoksa birinden biri aramızdan mı çıkmalıydı. Bunu seçmemiz lazımdı tek sorun kimin seçeceğiydi.

Önceki bölümden hatırlatma

" Yekta sen olayları bilmiyorsun sen yokken ben olayları anlattım herkese." "anlat o zaman Ateş bende bileyim." Ateş olayı detaylı bir şekilde Yekta'ya anlatmaya başladı. Yekta başta sertde olsa Ateş anlattıkça yumuşuyordu. "tamam kalsın ama bu ona karşı oluşturduğum nefreti değiştirmez. Sonuç olarak bu çocuk hala Meriç ve belkide böyle kalmaya devam edecek." adım Meriç olarak kalsada kalbim Ozan olarak devam edecek. Biliyorum bu zamana kadar kötü şeyler yaptım ama bunu zamanla telafi ediceğim. Yekta'ya elimi uzattım o da elimi sıkıp eve girdi. Ateş elini savurup "herkes eve geçsin artık." Ateş'in sözüyle kardeşim hariç herkes eve geçmişti. Kardeşime bakıp iyi misin diye sordum. Kardeşim dolu gözlerle bana baktı baktıı ve sessizce "daha iyiyim." deyip eve girdi. Yüzümde tebessümler oluşmaya başlamıştı ama hala aklımda dolanan bir çok konu vardı. Ateşe yaklaştım ve sordum. Herkes beni affetmiyorken affedenlerde zor bir şekilde affediyorken sen neden hemen beni affettin? Ateş hafifçe gülümseyip bana baktı ve şu sözleri söyledi "sevgi kardeşim sevgi."

°°°

ATEŞ'İN AĞZINDAN

Millet uyanın hadi bir ton işimiz var daha ya. Meriç hariç herkes odasından pijamalarla çıkıp salonda toplanmıştık. Ateş şaşkın gözleriyle bunlar benim grubum mu diye söyleniyordu. Mirza mutfaktan elinde pizza ile çıkınca bütün gözler Mirza'ya döndü. Mirza elinde pizza ile hafif şokla kalınca Yekta ensesinden tutup ortaya çekti. Ateş daha fazla dayanamayıp konuya girdi. Biriniz Meriç'i çağırabilir mi? Mesela Yekta git çağır. "ben çağırmam." oyy ömrümü yediniz. Derin git sen çağır kardeşisiniz. "biz daha tam abi kardeş olmadık sonraki zamanlara artık." hay ben sizin... Ben çıkarım be size güven olmaz. Hızlıca Meriç'in odasının kapısının önüne geldim ve kapıyı tıklattım. Bir, iki, üç kapı açılmayınca kapıya bir omuz atıp odaya daldım. Ben içeriye dalınca Meriç yerinde zıplamıştı resmen."lan oha oha yavaş be insan kapıyı çalar insafsız." çaldım ama açmadın bende daldım içeriye. Kaç haftadır hatta yıldır böyle uyandırıyorum alışamadın mı? Kalk hadi işimiz var. "uykum var gelemem" Meriç'in saçından tutup biraz ağlasada sürükleyerek aşağıya indirdim.  Evet arkadaşlar herkes tamam olduğuna göre konumuza başlayabiliriz. Öncelikle bir kaç haftadır Meriç'in burada olmasından babamın haberi var fakat detayları bilmiyor. Derin'le Meriç'in kardeş olması gibi. Meriç'in arkadaşı Melih o da yakın zamanda bizimle kalıcak. Meriç dinliyor musun sen beni, neyin var ya? "uykum var" şimdi gitmemiz gereken bir defile varmış. Babam dedi. O defilede almamız gereken bir kutu var. Kutunun içinde de bir deney iğnesi. Küçük bir iğne kızlar sizi defilenin içine sokucağız. Afet, Andaç, Derin birde Derin senin şu arkadaşın vardı ya Buket o gelsin diğeride gelsin ama ona başka iş lazım. "tamam söylerim gelirler bence."  her şeye geliyorlar bunada gelirler bence. Yekta ve Meriç sizde defileyi yapan adamın korumasını yapıcaksınız. "ya hayır ya ben bu adamla iş yapmam" Yekta o zaman defilede gösteri yap süslü püslü giydirelim seni. "gelme lan gelme ben tek başıma korurum." "şurdan bir çakarım ikinciye gerek kalmaz bak"

DERİN'İN AĞZINDAN

Ateş, aradım geliyor kızlar. "güzel Mirza git kızları al." Mirza bekle bende geliyorum. Mirza ile tam dışarı çıkıyorduk ki Buket ile Lale karşımızda belirdi. Yanlarında Eren'ide getirmişlerdi. Buket ve Lale ile kısaca sarılıp salona geçtik. Mirza Buket'i görünce yine kudurmaya başlamıştı." Buket Buket erittin kalbimi ne zamandır gelmiyon napıyon kız.    "Derin omzuna noldu?" yok bir şey ya önemli değil. "Derin ben mi yanlış görüyorum yoksa şuan da burada düşmanınız mı var?" hayır Lale'ciğim doğru görüyorsun. O artık bizim düşmanımız değil. O benim abimmiş. Buket ve Lale aynı anda neee! diye bağırınca abim elini sallayıp naber demişti. Ben Buket'e ve Lale'ye diğer olaylarıda anlatıp onları neden buraya çağırdığımı anlattım. Ateş elini sıvazlayıp ortaya doğru geçti. Evet şimdi herkesin işi hazırsa uyumaya başlayalım malum yarın çok işimiz var. Buket ve Lale sizde burada uyuyun Eren sen istersen kal istersen git sen bilirsin. Afet uçuşup "ayyy yarın erken uyanında sizi ben giydiriyim defile için sonra mülakattan geçemezsiniz. Mirza Buket'in yanına gidip yine uğraşmaya başlıyordu. Ben her ne kadar uzak tutmaya çalışsamda bu çocuğun aşkı Ateş'i söndürüyor, Derin'i aşamıyor. Bir tek Buket'e karşı koyamıyordu. Aynı şekilde abimde Afet'i seviyordu. Onun karşısında dilini yutuyordu. Peki Yekta nasıldı acaba? Ne zamandır konuşmuyorduk da bir gitsem miydi acaba yanına. Yukarı kata çıkıp kapısının önüne geldim ve daha kapısını çalmadan öylece durdum. Bir savaş mı sevgi mi ne olduğu belli değildi sanki sadece bir hikayeydi. Kapısını çalmadan odama doğru gittim fakat giderken abimin odası dikkatimi çekti. Biraz yakınlaşmıştık ama sanki arkadaş gibiydik abi kardeş olmak isterdim seninle. Seninle yeniden başlayan bir hikaye isterdim abi fakat bunu yazan ben olamam. Ne Yekta'nın ne abimin odasına girebilmiştim. Kendi odama girip sadece düşüncelerimle kalabilmiştim. Bir süre sonra da uykuya dalmıştım. Andaç kapımı çalıyor beni uyandırmaya çalışıyordu. Uyandığımı söyleyip Andaç'ı sonunda kapı çalmadan vazgeçirttim. Aşağıya indiğimde herkes kahvaltıya oturmuş beni bekliyordu. Buket'le Lale'nin ortasına oturdum ve kahvaltıya başladım. Afet bugün bizi önce alışverişe sonrada kuaföre götürecekti. Birde bununla uğraşacaktık. Afet'ciğim ben zaten güzelim ben gitmesem olmaz mı? "olmaz güzelsin biliyorum ama daha güzel olman lazım." Ateş aradan atlayıp. "Afet haklı Derin mülakatta seçilmeniz lazım." Andaç elindeki salatalığı ağzına atıp "Ateş bu deney iğnesi ne oluyor ne deneyi bu?" Ateş ayağa kalkıp "bende biliyorum. Şu işi halledelim öğreneceğim." Afet masadan kalkıp beni Andaç'ı, Buket'i ve Lale'yi kaldırıp dışarı çıkarttı. Hepimiz benim arabama bindik ve Afet'in emirleriyle önce alışveriş merkezine gittik. Hepimiz elimizde çantalarla önce Afet için bir mağazaya girdik. Afet seçip beğenince kabine soktuk. Hepimiz sıra sıra koltuklara dizilip Afet'i bekledik. Afet ilk elbisesini deneyip çıkınca hepimiz beğenmediğimiz için tekrardan kabine soktuk. Afet tekrar deneyip gelince bu seferki bir tık daha güzel olmuştu ama yine definelik bir elbise değildi. En son Afet öyle bir elbise denemişti ki hepimiz on vermiştik. Kendiside çok beğenmişti. Sadece biraz açıktı. Sıra Andaç'taydı. Andaç kabinden çıkar çıkmaz beğenmişti ama biz hiç beğenmemiştik. Andaç hemen beğenen tiplerdendi. Andaç tekrar çıkınca bu sefer güzel olmuştu. Sıra Lale'deydi. Lale'ye bir kaç elbise biz beğendik bir kaç tane de kendisi beğendi. Kabine girince bir heyecan yapmıştı ama bence her şey çok güzel olacaktı. Lale kabinden masmavi bir elbiseyle çıktı ve harika olmuştu. Mavi onunda en sevdiği renkti. Lale'yide hallettik sıra Buket'te. Buket'e elbise seçmiş onları deniyordu. Buket mor tütülü bir elbiseyi beğenmişti. Buket kabinden çıkınca Andaç'ın bile nefesi kesilmişti. Kesinlikle defileye alınmaması mümkün değildi. Çok güzel olmuştu yaa. Afet Yekta ve abim onlarda gelsin buradan takım elbise alsın. Korumalar giyiyor biliyorsun. Ben arıyorum. Tamam. "tamam ara ama çabuk gelsinler." alo Meriç biz elbise bakıyoruz sizde gelin takım elbise bakın koruma olucaksınız o yüzden. Çabuk gelin ama. Geliyorlar. "eee sıra sende Derin hanım." ya of Buket deme öyle ya. Tamam seçelim hadi. Ayyy Afet bu çok güzelmiş. "evet güzelmiş gir kabine dene bakalım." kabine girip siyah tül bir elbiseyi denedim. Tam kafamı kabinden dışarıya çıkarttım. Abim ve Yekta geldi. Yekta ile bir iki saniyelik bakışmamızı orada herkes görmüştü zaten. Abim boğazına bir şey takılır gibi öksürme numarası yapıp duruyordu. Fakat onunda gözü Afet'ten kaçmıyordu. Iııı neyse sizede alalım takım elbise artık. "ııı evet alalım bencede." Meriç'e ve Yekta'yada alacakları alıp kızlar kuaföre gittik. Aramızda işi en uzun süren Andaç'tı. Evet artık hepimiz hazırdık. Erkekleride alıp defile mülakatının yapılacağı yere doğru gitmeye başladık. Bir süre sonra vardık. Arabadan inip mülakat için kapının girişinde durduk. "buyrun ne için gelmiştiniz?" biz mülakat için gelmiştik de nerede acaba? "ilerde solda" teşekkürler. Adamın tarif ettiği yere gidip bizi çağırmalarını bekledik. En son Afet'i seslenince Afet üzerini düzenleyip içeriye girdi. Afet'i beklerken geriliyorduk. Afet içerden yüzü asık bir şekilde çıkınca telaşlandık. Noldu Afet?

°°°

En sevdiğiniz yer neresi?

NESİL DENEYLERİ Where stories live. Discover now