BİR OZAN HİKAYESİ

19 2 9
                                    

"Dostlar düşman olabilirdi ama bunu bazı sempatiler halledebilirdi. Düşmandan dost olamazdı ama bunuda bir sır halledebilirdi. İşte bir Ozan hikayesiydi bu."

Önceki bölümden hatırlatma

Ateş sigarasını içerken tam kalkıyordum ki Mirza geldi. Ateş sana bir not gelmiş. Meriç'ten. Açmadım sen açarsın diye. Ateş Mirza'nın elinden kağıdı aldı ve sadece baktı. Ateş kağıda kağıt Ateş'e bakıyordu. İşte yine bir macera başlıyordu.

°°°

ATEŞ'İN AĞZINDAN

Bu Meriç fazla oluyor artık ya. Bizimle uğraşmaktan bıkmadı çocuk. Kağıtta "Ne oldu Ozan'ı bulamadın mı! Eğer Ozan'ın gerçek evini bulmak istiyorsan verdiğim adrese gel" yazıyor.

DERİN'İN AĞZINDAN

Eee gidiyor muyuz? diyerek elimi Mirza'nın omzuna attım. Fakat atmamla Mirza'nın bağırması bir oldu. "aaa! Derin napıyon ya zaten yandı birde sen kır tam olsun." ayy unutmuşum Mirza kusura bakma ya çok acıdı mı? Diyerek Mirza'ya teselli verirken Mirza kaşlarını çatıp sağlam kolunuda bana vuracak şekilde yönelterek yok acımadı zevkine bağırdım. Valla şu kalan sağlam kolumuda sana feda ederim kaşınma. Diyerek beni uyarıyordu. Bende tam Mirza'nın karın kaslarını hedef almıştım ki Ateş ikimizinde kafasına bir tane vurup geri çekildi. "iki saattir sizi izliyorum amma boş yaptınız be" Mirza kollarını birleştirerek hiçte bile derken ben tekrardan Ateş'e gidiyor muyuz? Diye sordum. Ateş önce bana sonra Mirza'ya bakarak Meriç'ten gelen kağıdı attı ve aşağıya indi. Bende Mirza'ya yardım etmeye çalışacakken Mirza yürüyebiliyorum Derin. diyerek  bana dil çıkardı ve beraber aşağıya indik.  Ateş gelen notu diğerlerinede anlatmıştı Yekta benim soracağım soruyu aklımı okur gibi öne atılarak "neden gitmiyoruz Ateş? yetmez mi bu şerefsizin ettiği. Gidip  bakalım işte." Ateş yavaşça ayağa kalkıp "söylediği adres buradan uzakta ve eminim ki Ozan'ında önceden kaldığı yer orası değildir. Nedeni anca bizimle eğlenmek." Afet "ya değilse, ya bu sefer değilse. Ya başka bir nedeni, çıkarı  varsa burdan gidersek bir şey kaybetmeyiz belki ama kalırsak çok şey kaybederiz özellikle de sen. Grubumuzun 7. Üyesini bulmamız lazım." Ateş Afet'in konuşmasından etkilenmişti ve olduğu yerde bir şey demeden öylece duruyordu. Bir süre sonra kendine gelince "o zaman hazırlanın Meriç itinin söylediği saatte değil şimdi gidiyoruz.
Ne şimdi mi! Ama Ateş çok uzak demedin mi?"demedim Sadece uzak dedim ve hızlı sürerek yetişebiliriz "Mirza sen ne yapıyorsun acaba" hazırlanıyorum" Ateş "onu görüyorum. Sen neden geliyorsun deyip Mirza'nın gözlerini Fal taşı gibi açmıştı. Mirza Ateş'e cevap vermek için Ateş'in dibine kadar gelir ve  sen neden gidiyorsan ben de o yüzden gidiyorum deyip hazırlanmaya devam etmişti Ateş "omzunun durumunu görmüyorsun galiba Mirza. Sen gelemezsin daha hareket bile edemiyorsun seni tehlikeye atamam" Mirza küçük çocuklar gibi yerinde zıplayarak Bana ne bana ne ben de geleceğim. Bana ne deyip bize zorluk çıkarmaya devam ediyordu ama yine de Ateş ne yaparsa yapsın getirmemekte ısrarcıydı. Mirza'ya bugün Buket'in geleceğini söyleyince biraz olsun ikna olmuştu. En sonunda Mirza'yı evde bırakıp hepimiz Meriç'in verdiği adrese doğru yola koyulduk. Andaç ve Afet önde Yekta ve bende arkada oturuyorduk Ateş ise zaten arabayı kullanıyordu. Şeytan diyor, gönderin Yekta'yı hemen oraya ışınla ama hep beraber gitmemiz lazımdı. Yaklaşık iki buçuk saat sonra verilen adrese varmıştık. Ben elime daha yeni kullanmayı öğrediğim silahımı aldım. Ateş ise zaten hiç bir şey almamıştı. Yekta'da uzun bir silah almıştı. Afet ve Andaç'ta benimle aynı türde silahlar almışlardı. Ateş önden Yekta arkasından, Andaç ve ben onların arkasından Afet ise en arkamızdan eve geçiyorduk. Andaç benden önce eve varmıştı. Tam evin kapısına gelmiş, evin kapısından bakıp evi gözetlerken kapının arkasından bir el silah sesi geldi. Hepimiz ani bir telaşla arkamızı dönünce Afet silahla beraber ellerini kaldırıp "benim ya, yanlışlıkla oldu kusura bakmayın." hay senin geçmişini Afet ya. Ödüm koptu. Afet bir şey demeyip sadece omuzlarını kaldırıp kendine kısa ve öz bir savunma oluşturmuştu. Bende Afet'le  beraber Andaç'ların yanına doğru gitmeye başladık. Yaa burası ne kadar eski ne kadar kötü bir ev ya. Ateş banyodan fenerle ölü gibi çıkarak "o yüzden burası Ozan'ın eski evi olabilir her şeyi her yeri didik didik arayın." Yekta yukarı kattan hızlıca inerek "buldum buldum Ateş bunlar Ozan'ın kıyafetleri miydi? Birde yukarı katta kanlar var gelin bakın." Ateş kıyafetleri eline alıp bakarak "bu evet Ozan'a ait ama bunu bilmiyorum fakat bu kıyafetten başkasındada olabilir o yüzden emin olmalıyız." Ateş yukarı kata çıkıp Afet'i de yanına çağırdı. "Afet duvardaki kanı alıyorsun ve Ozan'a ait mi değil mi diye öğreniyorsun." Ateş'in emri  vermesiyle Afet direk duvardaki kanı bir kutuya almaya başladı. Biz ise aramaya devam ediyorduk fakat duvardaki kan ve iki parça kıyafetten başka bir şey yoktu. Ben keşke Buket'i de getirseydik deyince Andaç kulağımın arkasından aniden neden dedi. Bende onun iyi dedektiflik yapabildiğini söyleyince "onun bu gruptan olmadığına kendini alıştır artık Derin." deyip gitti. Bu kızın Buket'le ne alıp veremediği vardı. Lale, Eren'de bizim gruptan değildi ama onların konusu geçince böyle tantana yapmıyor. Sadece Buket'in lafı geçince böyle yapıyor. Gerçekten anlamıyorum. Kendi kendime konuşurken bir anda Yekta arkamdan aniden "bir şeyler bulabildin mi?" diye söyleyince beni korkutmuştu. Yekta korktuğumu görünce yan çantasından su çıkartıp beni koltuğa oturtucaktı ama son anda koltuğun halini görüp ikimizde  vazgeçip ayakta kalmaya devam ettik. Yekta kırık tahtaların olduğu yerden beni uzaklaştırarak betonun olduğu yere götürdü ve "biraz önceki hareketim için özür dilerim korkacağını düşünmemiştim." yok sorun değil olur öyle şey- aaaa Yektaaa iyi misin. Daha cümlemi tamamlamadan yukarı kattan Ateş Yekta'nın üstüne düşmüştü. Ateş'te bir şey yoktu ama Yekta'nın başına tahta çarpmıştı o yüzden kanıyordu ve şuan baygındı. Ya Ateş dikkat etsene sen niye sağlam olmayan yere geçiyorsun ya. Görmüyor musun ev eski ama bu kadar da mı eski olur ya. Ah Ozan ah. Yektaa aç gözünü. Afet işini bitirip hızlıca yanımıza gelmişti ve Yekta'ya pansuman yapmaya başlamıştı. Afet Yekta'nın başınıda sarınca pansuman işi bitmişti. Şimdi sırada Yekta'yı arabaya koymak vardı. Ateş önce kucağına almayı denesede Ateş boğuk bir sesle "çok ağır bu ben kaldıramam" deyip yavaşça yere bıraktı. Sonra bizimde yardımımızla Yekta'yı Ateş'in omzuna koyduk. Ateş hafiften yalpalayarak gitsede biraz uğraş sonucu arabaya bindirmiştik. Aynı düzenle tekrardan arabaya binip eve doğru yol aldık. İki saatede varmıştık. Yekta eve varana kadar ayılmıştı. Eve geçmemizle Buket, Lale ve Eren'i karşımızda görmemiz bir olmuştu. Buket ve Lale'ye koşarak sarıldım. Onlarda aynı şekilde bana karşılık verdi. Mirza Yekta'yı öyle sarılı bir şekilde görünce yanına koşarak gitti. Ne oldu? Meriç mi bir şey yaptı? Yekta bir süre sessizliği tercih edince Mirza bağırarak "söylesene lan ne oldu?" Yekta başını tutup Mirza'ya dönerek "Ateş kafama düştü." diyebildi sadece "Mirza nasıl ateş? " ben araya girerek bildiğimiz grubun lideri Ateş deyince Mirza kahkahalarla koltuğa kendini zor atmıştı. Yekta ve Ateş göz devirdi  ve Yekta odasına çıktı. Ateş ise Afet'e "kanın kime ait olduğunu hemen şuan bul" diyerek Afet'in meşguliyetini arttırdı. Bende Mirza, Buket, Lale ve Eren'e olayları kısaca özet geçtim. Bir süre sonra en heyecanlı Ateş olmak üzere hepimiz Afet'ten çıkacak sonucu bekliyorduk. En sonunda Afet elinde kutuyla yanımıza geldi. Buket ve Lale beni tutuyordu. Artık onlarda olaylara dahil olmuşlardı. Yekta ve Ateş yan yana oturuyorlardı Ateş'e ters bir şey olursa Yekta durdursun diye. Andaç'ta yanımızda oturuyordu. Afet ise hepimizin ortasında durmuş açıklamasını bekliyorduk. Afet hepimizin gözlerine teker teker baktı ve en son Ateş'te durdu. "bu kan... Ozan'a ait." Ateş hayatımda görmediğim sevinçle Yekta'ya sarıldı ve diz çöküp dua etmeye başladı. Bir süre sonra saatin çok geç olduğunu fark edip hepimiz odalarımıza çıktık. Buket ve Lale'de burada kaldı. Fakat Eren gitti. Sabah hepimiz çok  neşeli hallerimizle uyanmıştık ve bugün hep beraber bir çok şey yaptık. Saat iki olunca aramızda acaba gitmeyince Meriç ne yaptı konuşması geçmişti. Herkes bir teorisini ortaya atıyordu. Biz konuşmaya devam ederken kapı zili çaldı. Ben açmaya kalktım. Kapıyı açtığımda yerde bırakılmış bir paket vardı. Yine Meriç'ten gelmişti. Ateş'e dönerek ne yapıyım diye sordum ama Ateş sadece almamı söyledi. Bu sefer içimde bir sıkıntı vardı. Açmak istemiyordum o yüzden alıp Ateş'e verdim. Ateş paketi açtı ve içindeki notu okumaya başladı...

°°°

Sizce notta ne yazıyor?

Ozan'ı bulabilecekler mi?

NESİL DENEYLERİ Where stories live. Discover now