BÖLÜM 43.

25 1 0
                                    

Gecenin yarısı Hoseoktan gelen aramayla gözlerini açtı.Kaşları hafiften çatılmıştı.Hala abi-kardeş barışmamıştılar ve dahası Hoseok bu kadar geç saate arıyorsa ciddi bir şey olmuştur.Yatakta dikleşip telefona cevap verdi.

📞W:Evet?

📞H:Wendy,Jungkooktan haber alamıyorum!

Sesindeki endişe ve korku kıza da geçmişti.Yataktan kalktığı gibi kiyafetlerini çıkardı dolaptan.Telefonu hoparlöre aldı.

📞W:Amerikadan ne zaman döndü?

Üstünü giymiş saçlarını at kuyruğu toplamıştı.Parfümünü boynuna sıktıktan sonra diğer çekmeceden silahını aldı.

📞H:2 gün önce geldi.Ama bu gün öğlenden beri ulaşamıyorum.

Silahını beline yeleştirdikten sonra cep bıçağını pantalonunun cebine yerleştirdi.

📞W:Adamların Chiang-Mai'yi arıyor her halde?

Salondakı sehpanın üstünden arabaının anahtarını ve cüzdanını aldığı gibi ayakkabısını hızla giydi.

📞H:Evet ama yardımına ihtiyacım var.Sen gelirsen daha çabuk buluruz ve güvende olur.Gelir misin..?

Hoseokun mahcubiyetini anlaya biliyordu.Ama abisinin ona ihtiyacı olduğu zamanda elbette ona sırt çevirmiycekti.Her ne kadar Hoseok kardeşini ihanetle suçlamış olsa da;evet pişman olmuştu ve özür de dilemişti.Fakat Wendy bağışlamamıştı.

Ama şimdi o zamanlardan birinde değildiler.Abisinin kardeşine ihtiyacı vardı.Ve Wendy onu yarı yolda bırakmıycaktı.

Hızla evi terk etmiş arabaya atmıştı kendini.Anahtarı çevirdiğinde dillendi.

📞W:Yola çıkıyorum abi.Sen ben gelene kadar ne olur ne olmaz diye adamlarına hazır olmalarını emr et.

Kardeşinin yine tek kelimesiyle bile yanına gelmesi Hoseoka iyi gelmişti.Wendy daha yanında değildi fakat uzaktan bile güven veriyor oluşu abisini bir az rahatlatmıştı.

📞H:Sağ ol kardeşim.Dediğini yapıcam.

📞W:Sen de sağ ol abi.

Telefon görüşmeleri sona erdiği gibi Wendy gaza yüklendi.

....

Chiang Mai'ye vardığında saat sabahın 04:37di.Abisinin kumarhanesine girdiği gibi çalışanlar ona baş eymişti.Koridoru geçip asansöre bindiğinde Hoseokun ofisinin olduğu kata bastı.Üst kata ulaştığına dair sesin gelmesiyle hemen asansörden indi.Koridoru döndüğü gibi abisinin ofisiydi.Kapıyı çalıp içerden ses gelmesini beklemeden odaya girdi.Hoseok kardeşini gördüğü gibi hızla masasından kalkıp ona sarılmıştı.Wendy de ona karşılık verirken odaya göz gezdirdi;Yoongi,Jimin,Eun ve Kai.
Kaşları hafiften merakla çatılıp Jimin ve Kai'nin neden orda olduğunu düşünürken abisinin minnettar aynı zamanda mahçup sesiyle düşüncelerinden ayrıldı.

H:Hiç düşünmeden yine kalkıp geldiğin için teşekkür ederim kardeşim...

Mahçupdu.Ama kardeşi elbette abisinin ona karşı öyle hiss etmesini istemezdi.Her ne kadar barışmamış olsalar bile onlar hala abi-kardeşti.
Hoseokun omzunu patpatlayıp "Lafı olmaz abi" dedi.

Bir birlerinden aralandıklarında Hoseok kanapeyi gösterdi geçip oturması için.Yoonginin yanına otururken yüzünü inceledi.Gözleri kızarmış,tırnaklarını eline batırıyordu.Wendy öyle yapmaması için elini tutduğunda büyük olan anındaca kızın desteyini hiss etmişti.Sıkıca elini tutmuşken gözlerini kızınkılarla buluşturdu.Dudakları titriyordu ve bembeyaz teni daha da beyazlamış ölü rengine dönmüştü sanki.

DİFFERENT | PARK JİMİNWhere stories live. Discover now