BÖLÜM 35

5.7K 530 149
                                    

BÖLÜM 35: HASTANE

VUSLAT AYAZ KARAASLAN

Bir yerde kanlar içinde yatan kıza baktım bir de onu vuran Cumali'ye. Bu itin Deniz'i vurmasına sevinsem mi yoksa sinirlensem mi bilmiyordum. Eğer bu piç Deniz'i vurmasaydı intihar edecekti benim güzelim. Kafasına sıkarak kendini öldürecekti. Deniz intihar etme seviyesine getiren şey o piçlerdi. Her ne kadar Cumali iti Denizi kurtarmış gibi olsada onu yaptıklarına pişman edecek olmamı değiştirmiyordu.

Arkamdan gelen dedemin adamları hemen silahlarını çıkarıp karşıda bize silah doğrultmuş olan korumaları vurmaya başlamışlardı. Alp ve Aziz abide geldiğinde Cumali ve Çınar itini yakalamışlardı. Hemen Deniz'in yanına gidip dizlerimin üzerinde eğilip yere oturdun ve kafasını yerden kaldırıp dizlerime koydum. Üstümdeki gömleği çıkardım ve Deniz'in yarasına bastırdım. Üstümde beyaz tişortta kana bulanmıştı. Çok kan kaybediyordu. Ard arda gelen fren sesleri ile Barın abilerin geldiğini anladım. İnşallah Tugay abide gelmiştir diyerek kafamı arkama çevirdim. Buraya doğru koşarak gelen Tugay ve Barın abi ile elimi bastırdığım yaradan çekip Tugay abinin görmesini sağladım.

Tugay abi yaranın üstündeki gömleğimi çekip baktığında yüzünü buruşturmuştu. O kadar mı kötüydü durumu?

"Acilen hastahaneye götürmemiz lazım!" Barın abi kafasını sallayarak Deniz'i kucağına aldı ve arabaya götürmeye başladı.

"Vuslat! Şunu Arın'ın yarasına bastır." Tugay abiye kafamı salladım ve hemen elinde tuttuğu gömleğimi alıp Barın abinin kollarında olan Deniz'e yaklaşıp yaraya bastırdım. Arabaya kadar böyle ilerledik ve arabanın önüne geldiğimizde arka kapıyı açıp kenara çekildim. Önce Tugay abi bindi ve cam kenarına geçti sonrada Barın abi Deniz dikkatli bir şekilde arkaya yatırdı kafası Tugay abinin bacaklarına gelecek şekilde.

Sürücü koltuğunda Barkın ani vardı Barın abide onun yanındaki koltuğa geçtiğinde arkama döndüm ve adamların yanına gittim.

"Alp, bu adamların hepsini bizim depoya götür. Cumali ve Çınar şerefsizlerinide Azat amcaların deposuna götür." Alp kafasını sallayıp dedemin adamlarına işaret verdiğinde, yerde dizlerinin üstünde durmuş adamları kaldırıp götürmeye başladılar. Cumali'yi tam götürmek için ayağa kaldırdıklarında hemen yanlarına ilerleyip Cumali nin önünde durdum.

"Sizi doğduğunuz a pişman edeceğim." Sakin bir şekilde konuşmuş sonrada yüzüne yumruğumu geçirmiştim. İki yanında olan adamlar onu götürmeye başladıklarında biraz arkada duran Çınarı gördüm. Bu piç benim güzelime zarar vermiş bir de evlenmeye kalkmıştı.

Hızlı adımlarla yanına ilerleyip kafamı yüzüne geçirdim. İki adam kollarından tuttuğu için yere düşmemişti. Hemen yumruğumu da yüzüne geçirdiğimde Aziz abi gelip beni tutmuştu.

"Vuslat yeter. Hadi bizde hastaneye gidelim." Aklıma Deniz'in gelmesiyle birlikte hemen kafamı sallayıp arabama doğru yürüdüm. Alp ve Han da benimle geleceklerdi.

Sürücü koltuğuna oturduğumda Alp gelip yanımdaki yere oturmuştu. Han da arkaya yerleşince arabayı çalıştırdım.

"Babamlar ve Azat amcalar buraya gelmek yerine hastaneye gitmeye başlamışlar. Mardin'e yakın olduğumuz için Bahoz dedenin hastanesine kaldırılıcakmış Deniz. Oraya sür." Kafam ile onaylayıp daha fazla yüklendim gaza.

ARIN DENİZ (Gerçek ailem) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin