on sekiz

30 7 0
                                    


Genç kız bir anda, "Aksel!" diye çığlık attığında genç adam kafasını önüne çevirdi ve onlara doğru gelen arabayı fark etti.

Dehşetle direksiyonun hakimiyetini sağlamaya çalışırken genç kız ona hiç yardımcı olmuyordu. "Aksel dikkat et!"

Arabayla aralarında belki santimler kalırken adam her şeyi bırakarak hızla yanındaki kıza sarıldı ve onu göğsüne bastırarak her şeyden sakınmek istercesine korudu. Tam bu anda onlara çarpan arabayla her şey yerle bir olmuş, ve araba yanlarındaki şarampolden yuvarlanmıştı.

Genç adam kan ter içinde hızla doğruldu ve etrafına bakındı. Yine aynı rüyayı görmüştü. Bu beşinci oluyordu.

Bir süre etkisinden çıkamayarak etrafına öylece bakındı. Bu rüyayı neden defalarca görmüştü ki? Bir anlamı mı vardı?

Eliyle alnındaki teri yokladı ve sırılsıklam olan tişörtünü çıkartarak ayaklandı. Her yeri ter içinde kalmıştı. Dolabından yeni bir tişört alarak kafasından onu geçirdi ve terli tişörtünü tekrar eline alarak odasından çıkıp banyoya ilerledi.

Tişörtünü kirli sepete attı ve soğuk suyu birkaç kere kafasına vurdu. Ayılması gerekiyordu. Bu rüya artık canını sıkmaya başlamıştı.

Banyodan çıkarak mutfağa ilerledi ve annesinin de orada olduğunu gördü. Annesi ilaçlarını suyla beraber içtikten sonra kafasını mutfak kapısından içeri giren oğluna çevirdi.

"Uyumadın mı oğlum?"

Genç adam mutfak dolabından bardak alarak annesin önündeki su dolu sürahiyeye uzanırken mırıldandı. "Rüya gördüm."

"Hayrolsun oğlum, ne gördün?"

Bardağı doldurarak bir dikişte bitirdikten sonra yorgun bakışlarını annesine dikti. "Çok kesik bir rüya anlamıyorum. Hatta beşinci kez aynı rüyayı gördüm." diyerek başını ovuşturdu.

Annesinin gözleri hayretle açılarak bir adım yaklaştı oğluna. "Nasıl beşinci kez? Ne gördün oğlum?"

"Bir araba kazası görüyorum anne. Her seferinde kaza geçiriyorum. Yanımda bir kız var ama yüzünü göremiyorum ya da uyandığımda hatırlamıyorum. Çığlık çığlığa adımı haykırıyor." diyerek sıkıntılı bir nefes verdi.

Annesinin gözleri bir anda açıldı. Ne diyeceğini bilemeden oğlunun çehresine baktı bir süre. Bu... bu nasıl olurdu?

"B-bunu ne zamandır görüyorsun?" diye sordu kendisini toparlayınca. Genç adam bir süre düşündü ve emin olduktan sonra cevap verdi. "Sanırım ilkini neredeyse altı yedi ay önce gördüm. Daha sonrakini iki ay sonra ondan sonrakini bir ay sonra. Böyle aralıklarla görüyorum. En son da bu gece gördüm."

Kadın ne diyeceğini bilemeden öylece oğluna baktı. Bu iyi bir gelişmeydi değil mi?

"Sen şimdi bunu düşünüp uykundan olma. Git uyu, yarın sabah konuşuruz."

Genç adam annesini yanağından öperek odasına ilerlerken kadın arkasından birkaç dakika bakakaldı. Yarın ilk işi oğlunun doktoruyla görüşecek ama ondan önce Dolunay'a haber verecekti.

gökyüzündeki hatırlarWhere stories live. Discover now