Bölüm 19 "."

28 3 0
                                    

Selamlarr. Artarda 2 bölüm geliyor bugün, belki de 3 bölüm yazarım henüz bilmiyorum. Bu bölümde tatlı mı tatlı bir çift göreceğizz🥲🥲.Güzel aksiyonlu bölümlere geçiş yapıyoruz Serter Yıldırım'ın da gelmesiyle. Bence Serter renk katacak... Sizlerden ricam oy atmanız ve yorum yapmanız🙏🏼. Bu iki hafta içerisinde 1k okuyucuya ulaşırsak mükemmel olur. İyi okumalar♥️.
Karakterler ve kitap ile ilgili alıntılar yaptığım tiktok hesabıma bakabilirsiniz♥️💌.( profilde link mevcut.)
Tiktok: user.melodyy

Ceyda evden çıkar çıkmaz televizyonun sesini kıstım,  koltuğa uzanarak battaniyeyi üzerime çektim. Şimdi sıra Alper'i aramaktı. Saat dokuzdu, bence artık çalışmıyordur diye düşündüm sonuç olarak akşamdı. Telefonumun arama kısmına 'Alper' yazdım ve çıkan numaraya tıkladım. Çalıyordu çalıyordu, fakat açan yoktu. Neden açmıyordu? Tam kapatacağım sırada telefon açıldı. Alper'in sesi gelmeden arkadaki müzik sesi kulağıma geldi.
-" Alo?" Bu neredeydi? Niye telefonuma uzun süre cevap vermemişti? " Devin? Sesim geliyor mu?"
-" Neredesin sen? Neden açmıyorsun telefonlarımı?" Sesim sinirliydi. Eğlenmeye mi gitmişti gerçekten!
-" Duyar duymaz açtım işte Devin, ne oldu söylesene." Şuna bak, ben burada onun için arkadaşımın ağzından cımbızla laf alayım, beyefendi gecelerde gününü gün etsin.
-" Bir şey yok Alper! Ben seni rahatsız etmeyeyim..." derken arkadan biri 'Bade bize de getirsene ya, bitti bu.' Diye bir ses geldi.
-" Bade mi dedi o?" Gözlerim birden büyümüştü, dişlerimi sıktığımı hissettim.
-" Devin, ben seni birazdan arayacağım." Dedi Alper hızlıca.
-" Alper, sakın ben arama! Tamam mı? Sakın." Diyip telefonu suratına kapattım. Telefonumu sertçe masaya fırlattım.
Yok efendim Bade artık geçmişte kalmış yok efendim artık öyle biri yokmuş! Külahımı anlat sen külahıma! Sabah sen gel beni kendi evimde bir de üstüne kendi odamda öpmeye yelten sonra git eski sevgilinle gece hayatı yaşa!
Sessizce duvara bakıp içimden Alper'e söverken bir taraftan da acaba ben delirdim mi diye düşünmeye başladım. Duvara bakmak neydi ya?
O sırada Alper aramaya başladı, açmadım çünkü açmayacaktım. Aradı aradı telefon kapandı sonra bir daha aradı yine açmadım ve arkasından bildirim sesi geldi.
-" Şu amına koyduğumun telefonunu açmazsan yanına geleceğim. Son şansın." (21:24)
Bu mesajdan sonra tekrar aradı. Telefon çaldı çaldı ama ben kararlıydım.
-  "  Peki, benden günah gitti. Sen kaşındın." (21:25)
Bir de küfür ederek konuşuyordu benimle. Hem suçlu hem güçlü! Sakin ol kızım sakin ol.
Bir 15 dakika sonra kapı alacaklı gibi çalmaya başladı. Kapının önünde durdum ve bağırmaya başladım.
-" Seninle konuşmayacağım Alper, git!"
-" Konuşacaksın minik fare, hem de kendi isteğinle."
-" Minik fare sensin pislik! Bade'ye de diyor musun minik fare diye. Gerçi kız maşallah deve gibi."
-" Bana bak Devin, başlatma Badesine şimdi! Kırdırtma şu kapıyı, aç!"
Birkaç saniye hiçbir şey yapmadığım sırada kapıya sert bir tekme vurdu.
-" Aç dedim sana!"
-" Tamam suss! Komşular bir şey var sanacak!"
Diyerek kapıyı açtım. Birazcık çok ama çok az sinirli duruyordu. Biraz kızarmış biraz da yüzündeki damarlar çıkmıştı ama abartılacak bir şey yoktu yani (!)  Birden bam diye eve girdi ve beni kucağına alarak dışarı doğru yürümeye başladı.
-" Dur ne yapıyorsun! Işıklar açık, televizyon açık ve altımda pijamalar var!" Benim cimrilik... Ama ne yapayım öğrenci evi olmasa da hala öğrenci evi sayılırdı yani.
-" Hiçbir şey olmaz." Diyerek ben omzunda merdivenleri inmeye başladı. Dış kalıyı açtığında buz gibi soğuk tüm vücuduma duvar gibi çarptı. Az ilerideki arabasına doğru yürümeye başladı. Kapıyı açtığında beni yavaşça arabanın içine atarak kapıyı kapattı. Dağ ayısı! Pislik! Ayakkabı bile aldırmamıştı bana.
Arabaya kendi de bindiğinde bana döndü.
-" Af edersin güzellik, beni sen mecbur bıraktın yoksa biliyorsun gayet nazik bir adamım."
-" Sen bir pisliksin, ayı!"
-" Lütfen bak sana yakışmıyor böyle sözler. Hem sen bu hello kitty'li pijamalarınla bile çok güzelsin." Diyerek bir kahkaha patlattı. Resmen benimle dalga geçiyordu!
-" Ha ha ha! Kusura bakma ya seni Badecikten de ayırmak zorunda kaldım, yazık oldu."
-" Badecik?" Burnuma işaret parmağını hafifçe bastırarak " Sen boşver şimdi Bade'yi falan, ne oldu onu anlat."
-" Yo." Dedim omuzlarımı çekerken.
-" Ne demek 'yo' ?"
-" Ne anladıysan o demek." Dedim sinsi gülüşümle.
- " Demek öyle ha? Seninle işimiz var kızım bizim, anlaşıldı."
Arabayı sürmeye başladı. Hiç konuşmadım onunla. O ilk önce bana Bademcikle ne alaka olduklarını anlatacaktı sonra benim aramama geç cevap verdiği için özür dileyecekti. Beni öyle küçük bir fare gibi göremezdi.
Sahilin kenarında durdu ve arabadan indi de ben nasıl inecektim? Kapımı açtığında sorgulayacı gözlerle ona baktım.
-" Ne oldu? Kara kara düşün şimdi nasıl ineceğim diye" diyerek arabanın üst kısmına kolunu koyarak üzerime eğildi.
Kendimi geri çektim ve,
-" Çekil üzerimden pislik!"
-" Bak esmer şeker bana ihtiyacın var şu anda ben senin yerinde olsam bu yakışıklıya iyi davranırdım."
-" Yakışıklıymış gören de manken zanneder." Dedim gözlerimi devirirken.
-" Ne dedin sen?"
-" Bir şey demedim. İndireceksen indir beni."
-" Madem rica ediyorsun, gel bakalım." Diyerek beni bacaklarımdan tutup kucağına aldı. Çok güzel kokuyordu.
Beni banka oturttu ve kendi tekrar arabaya gitti. Arkasından baktığımda elinde ceket olduğunu gördüm. Yanıma geldiğinde bana verdi.
-" Al bakalım,üşütme."
-" Çok düşüncelisin ya sağ ol!" Dedim kinayeli bir tavırla.
-" Rica ederim canıııım." Dedi o da samimiyetsizce bir sesle.
-" Sen önce bana Bade'yle ne alaka onu anlatacaksın ki ben de sana Ceyda'nın dediklerini anlatayım."
-" Sen bana şart mı koşuyorsun minik fare? Hayırdır ne zamandan beri?" Dedi ciddiyetle.
-" Seni aradığım ve senin bana geç baktığın andan itibaren canım."
Canım demem onu güldürmüştü.
-" Peki seni kırmayacağım öyle olsun. Ben kendi arkadaşlarımla mekana gittim Bade de kendi arkadaşlarıyla gelmiş, bizim çocuklar da Bade'yle eskiden beri arkadaş oldukları için davet ettiler ama öyle bir konuşma olmadı aramızda."
-" Olmasın zaten, sen de söyle o arkadaşlarına de ki 'Bade konusu kapandı artık unutun onu' de. Çıkarmasınlar önüne senin."
-" Merak etme, minik fare biliyorum kıskanıyorsun beni ama hiç gerek yok buna. Ayrıca benim gözümü alamadığım başka biri var."
Yüzüm kızardı birden ayrıca ateşte bastı beni....
Alper yanaklarıma dokunarak,
-" Utandın mı çen, minnoş fare!"
-" Bir daha bana fare deme!"
-" Ne diyeyim? Yakıştı sana boyunda kısa zaten."
-" Benim boyum kısa falan değil. 1.65 boyum var benim, ortalamanın üstü yani. Alışmışsın sen tabii, manken boylu kızlara."
-" Aman neyse Devin, uzadı bu konu. Söyle bakalım ne dedi sana Ceyda?"
Sesi ciddiye dönmüştü.
Ben de ona her şeyi kelime kelimesine anlattım, yemek konusuna geldiğimde biraz kızgın duruyordu.
-" Öyle bir şey olmayacak." Dedi keskin bir sesle.
-" Ne demek olmayacak? Bu önemli bir şey Alper..."
-" O adam tehlikeli olabilir Devin. Bu işe karışmanı istemiyorum hele ki benim için.
- "Alper sadece senin için değil arkadaşım için de yapmak istiyorum. Ceyda tehlikede olabilir ve bunun farkında değil."
-" Yapma Devin, tanımasın o adam seni..."
-" Kararlıyım Alper."
Yüzünde yenildiğinin işareti vardı. Farkındaydı çünkü kararlı olduğumu görüyordu.
-" Peki ama ben de orada olacağım. Sizi izleyeceğim, ters bir şey olacak gibi olduğunda hemen yanında olabileceğim."
Başımı yukarı aşağı salladım.
-" Tamam, anlaştık."
Onun da benim gibi dudakları yukarı doğru kıvrıldı. İkimizin yüzünde de ufacık bir gülümseme vardı.
Yanağımı avucunun içine aldı.
-" Çok farklısın... Şu ana kadar tanıdığım hiç kimse biri için kendini tehlikeye atmamıştı."
-"Öyle deme. Safa da senin için canını tehlikeye atardı." Buruk bir gülümseme belirdi.
-" Evet... Haklısın." Birden ayaklandı. " Kalkalım mı, üşütme daha fazla." Diyerek beni tekrar kucağına aldı.

Her Şey MümkünWhere stories live. Discover now