Bölüm 3 ' Mavi Dosya'

74 10 1
                                    

Sabah kalktığımda gayet kafam yerine gelmiş bir şekilde uyanmıştım. İşin garip tarafı başım bile ağrımıyordu diye düşünürken elim telefonuma gitti. Saat tam olarak öğlen 12'ydi. İşte şimdi anlamıştım bu saate kadar uyursam tabii turp gibi olurdum.

Telefonun bildirim panelini açtığımda Ceyda'dan gelen bir sürü mesaj ve çağrı gördüm. Ben nasıl bu kadar gürültüye uyanmamıştım! Hemen hızlıca Ceyda'yı aradım büyük ihtimalle çoktan işe gitmişti dün de zaten eve hiç gelmemişti. Telefon biraz çaldıktan sonra Ceyda telefonu açtı.

-'DEVİN SEN NEREDESİN?' diye birden bağırdığında şaşırmıştım. İlk defa onu böyle görüyordum.

-' Uyuyakalmışım Ceyda ya!' dedim sakin bir tonda.

-'Hemen bana evdeki dosyayı getirmen lazım Devin. Burası çok yoğun gelip alamıyorum, çok acil lazım! dedi. Stres sesinden okunuyordu.

-'Tamam sen yerini söyle hemen çıkıyorum.' dedim .

- 'Odamda masamın üzerinde, mavi bir dosya.' dedi ve ekledi ' Benim acil kapatmam lazım bana lütfen 40 dakika içerisinde ulaştır.' diyerek telefonu kapattı.

Normalde çok yakın olmamıza rağmen ne ben ne de Ceyda birimizden biri evde yokken birbirimizin odasına girmezdik yani birbirimizin özel alanlarına saygı duyardık.

Odanın kapısını açtığımda etrafta bir sürü kağıt, kalem vardı. Masanın üstü karmakarışıktı. Masada bir sürü dosya olmasına rağmen Ceyda'nın dediği gibi mavi olanı alıp hızlıca üstümü değiştirip evden çıkmıştım. Acil olduğu için yoldan taksi bulup bindim ve Ceyda'nın attığı konuma doğru gitmeye başladım. İlk defa Ceyda'nın çalıştığı yere gidecektim 4 aydır çalışmasına rağmen bir türlü gitme şansım olmamıştı.

Taksi beni kocaman bir binanın önüne getirdiğinde parasını ödeyerek indim. Vay canına! Bina hem çok büyük hem de değişik bir mimariye sahipti. Kapıdan girdiğimde Ceyda'yı aradım...aradım...aradım... Maalesef çalıyordu ama bakan yoktu. Danışmadaki kadının yanına yavaşça giderek:

-' Merhaba, bu dosyayı arkadaşıma vermem gerek fakat kendisine ulaşamıyorum, içeri girmem mümkün mü acaba ?' diye sordum. İçeriye girmem için kart okutmam lazımdı ama bende de tabii ki kart yoktu. Kadın kafasını kaldırarak:

-' Merhaba hanımefendi, maalesef sizi içeri sokamam.' dedi sanırım beni pek umursamamıştı

-'Bakın hanımefendi gerçekten çok önemli ve vermem gerekiyor! Lütfen yardım edin.' dedim biraz kızgın bir tonda. Nesini anlamamıştı Allah aşkına! Önemli diyordum, burayı havaya uçuracak değildim ya!

-' Bakın hanımefendi bu mümkün değil...' derken bir erkek sesiyle ayağa fırladı.

-' Ne oluyor Seren hanım?' dedi. Ben bu sesi nereden tanıyordum?

Arkamı döndüğümde bunun dün akşamki adam olduğunu anladım.

-' Hoş geldiniz Alper bey! Hanımefendi içeri girmek istiyor ama bunun mümkün olamayacağını söylüyordum.' dedi kendini savunur gibi.

-' Duyduğuma göre bir dosyadan bahsediyordu Seren hanım bir de üstüne acil dediğini duydum. Biz ne zamandan beri birisi yanımıza yardım için geldiğinde sorunu çözmek yerine umursamazca yakamızdan atan bir şirket olduk?' dedi hem ciddi hem de kinayeli bir tavırla.

Kadın birden kızardı. Sanırım azar yemek hem biraz onu utandırmış hem de sinirlendirmişti.

-' Kusura bakmayın efendim! Bir daha olmaz.' dedi sakince.

Adının Alper olduğunu öğrendiğim bey bana dönerek:

-'Dosyayı kime vermeniz gerekiyor?' dedi. Gerçekten beni tanımamış mıydı? DAHA DÜN AKŞAM ÜZERİNE KUSAN KADINI!

- 'Arkadaşıma... Ceyda Taşkın.' dedim yüzüne bakarak. Danışmadaki kadına dönerek:

-' Bunu Ceyda Taşkın'a ulaştır lütfen.' dedi normal bir ses tonuyla.

Kadın telefona yöneldiği sırada, Alper bey bana dönerek ( adama nasıl bir saygı duyduysam kafamın içinde bile bey diye hitap ediyordum.)

-' Eğer biraz zamanın varsa türk kahvesi içelim mi?' diye sordu. Şaşırmıştım sanki az önceki adam gitmiş yerine dün geceki adam gelmişti. Zamanımın boş olamadığı bir gün var mı diye sorsa daha mantıklı olur diye düşünerek:

-' Olur.' dedim sadece.

Her Şey MümkünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin