"Tavuklu yersin diye düşünmüştüm."

"Tavuğu eriştede sevmiyorum." Baekhyun kafasını sallayıp dışarıya döndü. Hafif rüzgara ince ince yağan yağmur eşlik etmeye başlamıştı.

"Yorgun görünüyorsun."

Bakışlarını asfaltı ıslatan yağmurdan karşısındaki bir çift göze çevirdi. Gözleri doldu bir anda. Çok yorgunum diye fısıldayıp hüngür hüngür ağlayabilirdi ama yapmadı.

"Anlatmazsan çözemeyiz."

"Chanyeol."

"İlk ben anlatayım mı?"

Onu ilk kez bu kadar ciddi görüyordu. Birkaç kez görüşmüş olabilirlerdi ama Chanyeol hem mesajlaşırken hem de yanyanayken hep bir alaycı tavırda oluyordu. Ergenliğine vermişti bunları ama şu an karşısında duran oğlan kendinden bile olgundu.

"Lise 3'teyken babamı kaybettim. Bir trafik kazasında."

Bunu öylesine düz söylemişti ki,sanki geçen pazar yaptığı gündelik şeylerden bahsediyordu.

"Annem o zaman hastanede yatıyordu. Astımı sağolsun sık sık yatar hastanede."

"Ben..." Sustu Baekhyun. Hangi biri için teselli vereceğini bilemedi.

"Öyle işte,cenazedir,annemin hastalığıdır derken okula gidemedim. En sonunda sınıf tekrarına kaldım. Biliyorsun zaten o kısmı."

"Ben çok... Çok üzüldüm Chanyeol."

Kocaman gülümsedi diğeri. "Seni buraya dertlerimle daha da dertlenesin de daha çok üzülesin diye çağırmadım."

Erişteleri geleli birkaç dakika olmuştu ama ikisi de dokunmamıştı. Chanyeol gülümsemesini daha da büyüttü.

"Tüm bu anlarda arkadaşlarım hep benimleydi. Bakma sen,sınıfta kaldım diye ara ara dalga geçerler falan ama onlar sayesinde okulu bırakmadım. Beni yoklamada var göstermek için başları belaya girmişti,nasıl pes edebilirdim ki?"

Baekhyun yeniden gözlerinin dolduğunu hissediyordu.

"Hayat bok gibi tamam mı? Herkes,hepimiz bir çıkmazın ortasındayız. Bak zengini,fakiri hiç fark etmez. O yüzden tek başımıza da bir adım yol alamayız. Yorgunum demekten çekinme Baekhyun...hyung."

Bu sözler Baekhyun'un birkaç damlasının süzülmesine yetmişti. Chanyeol'un,bu 19 yaşındaki çocuğun beylik sözleri göğüsünü geçmiş yüreğini sarmıştı Baekhyun'un.

"Ben bir adamı sevdim."

Bakışları yerde olduğu için Chanyeol'un tepkisini görememişti. Görmek istediğinden de emin değildi. Bu yüzden aynı şekilde devam etti.

"Üniversitede bir arkadaş grubumuz vardı. Ben en küçükleriydim. Bir şekilde kader bizi bir araya getirmişti,çok yakın dostlar olmuştuk."

"Her ders çıkışı beraber takılır,hemen hemen her şeyi birlikte yapardık. Ama içlerinden biriyle hep daha yakındık. Özel bir şey vardı."

Kafasını şimdi kaldırmaya cesaret edebilmişti. Şaşkın bir çift göz yerine oldukça sakin bir şekilde kendisini dinleyen bir yüzle karşılaşmıştı. Devam edebilmesi için cesaretlendiren bir bakıştı bu.

"Bir gün... öptü beni. O şekilde başladı her şey." Chanyeol'un yutkunuşuna takılsa da gözleri,hemen cesaretini yitirmiş yeniden kafasını eğmişti.

"Gizliyorduk tabiki. O dönem böyle bir ilişki cezasız kalmazdı. Ama çok da problem değildi bizim için. Diğer iki arkaaşımız öğrenmişti ve sorun etmemişti. Kendi alanımızda istediğimiz gibi olup dışarıda arkadaşmış gibi takılmak sorun değildi. Yani en azından benim için değildi."

First Listener Problems (Problems Texting Serisi-4)Where stories live. Discover now